Yarın 1 Mayıs. İşçi ve emekçinin uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü. Baharın taptaze nefesiyle içimizi ısıtan bu günde, dünyanın dört bir yanında emekçiler haklı taleplerini dile getiriyor, alın terlerinin karşılığını istiyor.
Tarihin derinliklerinden süzülerek gelen 1 Mayıs, aslında bir direnişin, bir başkaldırının simgesi. Ağır çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı yükselen seslerin, insanca yaşama arzusunun vücut bulduğu bir gün. Yıllar boyunca verilen mücadeleler sayesinde elde edilen kazanımlar, bugün hala önemini koruyor. Ancak ne yazık ki, günümüzde de işçilerin emeğinin tam karşılığını alamadığı, zorlu şartlar altında çalışmak zorunda kaldığı gerçeği yadsınamaz.
Şehrimizin sokaklarında, fabrikalarında, tarlalarında çalışan binlerce emekçi kardeşimiz var. Sabahın ilk ışıklarıyla işlerine koyulan, ailesinin geçimini sağlamak için ter döken insanlar. Onların emeğiyle dönüyor çarklar, onların alın teriyle yeşeriyor umutlar. Peki, bu emeklerinin karşılığını hakkıyla alabiliyorlar mı? Gözümüzü kapamadan dürüstçe cevap verelim: Çoğu zaman hayır.
Artan hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, güvencesiz çalışma koşulları emekçilerin omuzlarındaki yükü her geçen gün artırıyor. Enflasyon canavarı maaşları eritirken, adil bir ücret talebi çoğu zaman karşılıksız kalıyor. İş güvenliği sorunları, uzun çalışma saatleri, sendikalaşma önündeki engeller ise cabası.
1 Mayıs, işte bu adaletsizliklere karşı bir ses yükseltme günüdür. Emekçilerin haklı taleplerini duyurma, dayanışmalarını güçlendirme ve daha adil bir çalışma yaşamı için mücadele etme günüdür. Sadece sloganlarla değil, somut adımlarla, kalıcı çözümlerle emekçinin yanında olmak hepimizin sorumluluğudur.
Yarın 1 Mayıs vesilesiyle, tüm emekçi kardeşlerimizin alın terinin değerinin bilindiği, hak ettikleri ücreti aldıkları, güvenli ve insanca çalışma koşullarına sahip oldukları bir gelecek dilemek en büyük temennimizdir. Unutmayalım ki, emeğe verilen değer, bir toplumun vicdanının aynasıdır. Daha adil bir dünya için, emekçinin sesine kulak vermek ve onların yanında durmak hepimizin görevidir.