Bugün, Türkiye için bir milat olan 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden tam dokuz yıl geçti. Dokuz yıl önce, o karanlık gece, milletin iradesine kasteden bir avuç hainin kalkışmasıyla başladı; ancak milletin destansı direnişiyle, vatan aşkıyla ve demokrasiye olan sarsılmaz inancıyla sona erdi.
O gece tankların önüne duran, kurşunlara göğsünü siper eden, vatanı için canını feda eden şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Onların cesareti, sadece bir darbeyi engellemekle kalmadı, aynı zamanda tüm dünyaya demokrasinin gücünü ve milletin birliğini gösteren eşsiz bir örnek teşkil etti. Türk milleti, tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi, Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi, bağımsızlığına ve hürriyetine olan düşkünlüğünü bir kez daha kanıtladı.
Geride kalan dokuz yıl, 15 Temmuz'dan çıkarılan derslerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Demokrasiyi korumak, sadece sandığa gitmekle değil, aynı zamanda milli iradeye sahip çıkmakla, hukukun üstünlüğüne inanmakla ve her türlü darbe girişimine karşı topyekûn durmakla mümkün. Bu süreçte, FETÖ gibi yapıların sinsi tehditlerinin boyutları daha net anlaşıldı ve devletin tüm kurumlarında bu tür yapılanmalarla mücadele kararlılıkla sürdürüldü.
15 Temmuz, sadece acı bir hatıra değil, aynı zamanda geleceğe dair güçlü bir ders ve uyanış vesilesidir. Milli birlik ve beraberliğimizin en kritik anlarda nasıl bir kale gibi dimdik ayakta durabildiğini gösterdi. O gece meydanlara inen, "Demokrasi Nöbetleri" tutan vatandaşlarımız, siyasi görüşleri ne olursa olsun, ortak paydada buluşarak tarihe altın harflerle yazılacak bir direniş sergiledi.
Bugün, dokuzuncu yıl dönümünde, 15 Temmuz ruhunu canlı tutmak, gelecek nesillere bu destanı doğru anlatmak ve demokrasimize sahip çıkma bilincini pekiştirmek hepimizin görevi. Unutmayalım ki, bağımsızlık ve hürriyet bedel ister. O bedeli canlarıyla ödeyen şehitlerimize ve gazilerimize borcumuzu ancak güçlü bir demokrasi ve bağımsız bir Türkiye inşa ederek ödeyebiliriz. Demokrasi zaferi kutlu olsun.