Yaşam

Akçadağ’ın “Şeytan Çarşısı” lakabı nasıl doğdu?

1956’da küçük bir çay ocağında başlayan kıvılcım, kısa sürede Akçadağ Çarşısı’nı küle çevirdi. Ama yangından daha hızlı yayılan bir söylenti, ilçeye yıllar sonra efsaneleşecek bir lakap kazandırdı; “Şeytan Çarşısı.”

Akçadağ ilçe merkezinde 1956 yılının Ağustos ayında meydana gelen büyük yangın, yalnızca küçük çarşıyı küle çevirmekle kalmadı; yıllar içinde bölgenin “Şeytan Çarşısı” olarak anılmasına yol açan ilginç bir hikâyeyi de beraberinde getirdi.

O dönem yalnızca birkaç bakkal ve çay ocağından oluşan Akçadağ çarşısı, günün her saati siyaset tartışmalarının yapıldığı bir buluşma noktasıydı. Yangının çıktığı gün de durum farklı değildi. Çay ocağının müdavimlerinden bir grup, ülkenin içinde bulunduğu siyasi atmosferi değerlendiriyor ve yönetimin gidişatına ilişkin sert eleştirilerde bulunuyordu. Sohbet sırasında, ilerleyen yıllarda gerçekleşecek 1960 darbesine gönderme yapacak şekilde, “askeri bir müdahalenin dahi mümkün olduğu” yönünde yorumlar dile getirildi.

İlçe sakinlerinin aktardığına göre tam bu sırada çay ocağındaki sobadan sıçrayan kıvılcımlar, hızla etrafa yayılan ve çarşıyı kısa sürede saran büyük bir yangına neden oldu. Olayda can kaybı yaşanmazken, iş yerlerinde ciddi maddi hasar oluştu. Resmî kayıtlarda yangının nedeni soba kıvılcımı olarak belirtilse de, halk arasında yangınla siyasi sohbetin “uğursuz bir denklem” oluşturduğu söylentisi yayıldı.

Bu söylenti, dört yıl sonra gerçekleşen 1960 darbesinin ardından daha da güç kazandı. Darbenin yıllar öncesinden “tahmin edildiği” yönündeki anlatılar, Akçadağ’da hızla yayıldı. Böylece yangının çıktığı bölge için “Şeytanın aklına gelmeyen Akçadağlının aklına gelir” sözü yerleşti ve çarşı, halk arasında “Şeytan Çarşısı” olarak anılmaya başladı.

Aradan geçen yıllara rağmen, 1956 yangını ve beraberinde doğan bu lakap, Akçadağ’ın yerel hafızasında canlılığını korumaya devam ediyor.