Asayiş

Annesi ve iki akrabasını öldüren polis memuru: “Pişmanım"

Malatya’da dükkân ve ev nedeniyle tartışma yaşadığı akrabaları Şeref Çay (60) ve oğlu Abdullah Çay (35) ile annesi Gülhan Baytok’u (59) beylik tabancasıyla burarak öldüren polis memuru Murat Baytok’un yargılamasına devam edildi.

Malatya 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde cinayete ilişkin davanın ikinci duruşması görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Murat Baytok, tutuksuz sanık Birsen Baytok, müştekiler ve avukatlar katıldı.

Katil zanlısı Murat Baytok’un mahkemede verdiği ifadede, 15 yıl polis memuru olarak görev yaptığını, yaşanan olaydan dolayı pişman olduğunu ve utandığını söyledi.

Diyarbakır’daki görevinin ardından Malatya’ya tayininin çıktığını anlatan Baytok, şunları söyledi:

“Taşınacağım ev, babamın adına kayıtlı bir evdi. Oturacağım evde ben gelmeden önce başka bir kiracı oturuyordu, beni bahane ederek o kiracısını evden çıkarttı. Daha sonra eşim ve annem arasında bir tartışma oldu ve ben başka bir eve taşındım. Babamın bilgisi dahilinde eşyaları getirip kendime ait olan boş dükkâna yerleştirecektim. Nakliyeciler geldiğinde annem merdivenlerde oturmuş bekliyordu. Kendisi benim anlamadığım bir şekilde nakliyecilere, "Bu eşyaları neden getiriyorsunuz, buraya eşyaları getirmenizi istemiyoruz" demiş. Şeref ile Abdullah'ın kullandığı iş yeri ile alakalı bir şikâyet durumu vardı. Annem ile babam bunu bahane ederek benim taşınmamı istemiyorlardı. Bende bu konuyu netleştirmek için dükkâna gittim. Şeref ve Abdullah’ın kullandığı dükkânı NATO borusu geçmesi sebebi ile şikayetçi oldum. Ancak bu şikâyetten dolayı ölen Şeref ve Abdullah benim eşimi sorumlu tutuyorlarmış. Dükkandaki bu tartışmadan sonra dışarı çıktığımda benim eşyalarımı indirmek istediğim dükkânın içerisinde annem ve eşimin kavga ettiklerini gördüm. Birkaç metre mesafeden Şeref’e ateş ettim. Abdullah’ta çok yaklaşmıştı. Neredeyse elimi tutmak üzereydi. Ona da yakın mesafeden ateş ettim. Hiç hedef gözetmedim. Kadınların nasıl vurulduğunu o an anlayamadım. Yaşanan olayın psikolojisi sebebi ile üzerime kim gelse ona ateş edebilirdim. Hatırladığım 10 el kadar ateş ettim. Sonrasında dönüp anneme de belden aşağısına doğru birkaç el ateş ettim. Silah elimde koşarak annemin üzerine doğru ateş etmiştim. Ateş etmem üzerine annem yere düştü. Sonraki ateş etmelerim istem dışı olmuştur. Eşim o sırada çocuklara sarılmıştı, ağlıyorlardı.”

Tutuksuz sanık Sanık Birsen Baytok ise,

“Başka bir evde yaşıyorduk, olay tarihinde eşyalarımızı eşime ait dükkâna yerleştirecektik. Eşim boş dükkânı çantasından çıkarttığı anahtar ile açtı. “Birsen sen eşyaları yönlendir” dedi. Daha sonra eşim yanımdan ayrıldı. Bir süre sonra kayınvalidem hızla çeri girdi ve bana hakaret edip, “Şerefsizler” diyerek saldırdı. Saçımı tuttu, beni yere düşürdü. Orada bulunan nakliyeciler ve çocuklar bizi ayırmaya çalışıyordu. Sonra bir anda dışarıdan silah sesleri geldi. Ben kendimi korumaya çalıştım. Silah sesleri kesildikten sonra yavaşça bulunduğum yerden kalktım, ileride eşimi gördüm ancak elinde silah yoktu. Ben kendisine “Ne yaptın?” diye çıkıştım. Kayınvalidemin vurulma anını ben görmedim. Kesinlikle kendisinin yerini gösterip eşimi ateş etmesi hususunda eşimi yönlendirmedim”

iddiasında bulundu.

Olayda ağır yaralanan Remziye Çay ise mahkemede,

“Murat silahla önce Abdullah'a ateş etti. Ardından da bize doğru ateş etti. Ben bacağımdan vuruldum. Şeref yere düştükten sonra ben onu korumak için üstüne kapaklandım. O sırada yeniden bana doğru ateş etti ve karnımdan da yaralandım. Sanık bilerek hedef gözeterek ateş etti. Kadriye'nin ne şekilde vurulduğunu görmedim. Murat’ın dükkânı ile bizim dükkanımız arasında yaklaşık 5-6 metre mesafe bulunmakta idi. Murat, o mesafeden kendi annesine doğru da ateş etti. Annesine kaç el ateş ettiğini ben sayamadım. Annesi yere düştükten sonra Murat'ın karısı ona annesinin yerini gösterdi ve “bir daha vur” diye söyledi. Murat da annesine yaklaşarak yerdeyken yine ona doğru ateş etti. Birsen'in annesini işaret etmesinin ve “Gel bir daha vur” diye söylemesini net bir şekilde gördüm ve duydum. Daha önceden Birsen'i tanımıyordum”

dedi.

Olayda eşini kaybeden katil zanlısı Murat Baytok’un babası Mehmet Ali Baytok, mahkemede şunları söyledi:

“Olayların asıl sebebi Birsen'dir. Ben kesinlikle Murat'ın evini taşımasına rıza göstermedim. Bu olaydan yaklaşık bir sene kadar öncesinde Murat yine evini taşımak istediğinde rahmetli eşim kendisine bana da aylık bir şeyler verirsin diye söylemişti ancak Birsen "sana para vereceğime gider dışarıda 10 katını verir kirada otururum" diye karşılık vermişti. Eşim de bu olaylardan öncesinde de anlaşamazlardı. Murat Birsen'in ağzından ne çıkarsa onu yapıyordu. Bu şikâyet meselesi de Birsen'in yüzünden olmuştur. Hatta Murat “Sizin muhatabınız Birsen'dir” diyordu. Murat kira ile ilgili olarak daha önce Şerefin dükkanına giderek çok kez kendilerini rahatsız etmiştir. En ağır cezayı almalarını istiyorum”

Tanık Erdal Altun ise

“Biz eşyaları götürüp Murat'ın gösterdiği dükkâna indireceğimiz sırada dükkân içerisinde Birsen vardı, Murat o sırada orada değildi. Murat'ın annesi dükkâna gelir gelmez gelin kaynana birbirlerine girdiler. O sırada da silah sesleri geldi. Silah seslerinin ardından Murat'ın annesi oğlum diyerek dışarı çıktı. Murat'ın diğer dükkânda bulunan şahısları ne şekilde vurduğunu görmedim. Murat diğer dükkânın bulunduğu yerden ateş ettiği sırada seken kurşunla mı yanlışlıkla mı olduğunu bilmiyorum ancak annesi vurularak yere düştü. Annesi yerdeyken Birsen de dükkânın dışına çıkmıştı. Eşine hitaben eliyle Gülhan'ı göstererek "burada burada" diye söylediğini bizzat duydum. Murat da annesinin başına yaklaştı. Önce bir el ateş etti. Kurşun yerden sekince ben olduğum yere gizlenmeye çalıştım. Ardından da iki el daha silah sesi geldi. Bu silah sesi geldiğinde Murat annesinin başındaydı. Ateş ettikten sonra da Murat "Daha konuşamazlar, hepsini öldürdüm" dedi”

beyanında bulundu.

Mahkeme Heyeti, sanık Birsen Baytok’un tutuklanma taleplerini red ederken, tutuklu sanık Murat Baytok’n tutukluluk halinin devamına karar kılarak, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileriki bir tarihe erteledi.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, Murat Baytok’un eşyalarını nakliye şirketi ile babasına ait boş ikamete taşımak istediği, eşyalar indirilirken Şeref Çay ve Abdullah Çay’ın buraya geldiği ve Abdullah Çay’ın işlettiği kasapta Murat Baytok, Şeref ve Abdullah Çay arasında dükkanın kirası ve dükkanın altından geçtiği iddia edilen NATO boru hattından dolayı dükkanın kiracılarının şikayet edilmesi ile ilgili bir konuştuğu esnada şüpheli Birsen Baytok ile Murat Baytok’un annesi Gülhan Baytok arasında eşyalar taşınırken başlayan tartışmanın kavgaya dönüştüğü belirtildi.

İddianamede, Murat Baytok’un Şeref Çay ve Abdullah Çay ile Remziye ve Kadriye Çay’ı hedef gözeterek beylik tabancasıyla ateş ettiği, bu sırada yan taraftaki evinden dışarı çıkan annesi Gülhan Baytok’a da iki al ateş ettiği, şüpheli Birsen Baytok’un yere düşen kayınvalidesini eşi Murat Baytok’a göstererek “Annen burada ölmedi gel vur” dediği, bunun üzerine de Murat Baytok’un annesine iki el daha ateş ettiği ve olayda kullandığı beylik tabancasını nakliye kamyonunun kasa kısmına koyarak kaçtığına yer verildi.

İddianamede, cinayet zanlısı Murat Baytok’un ‘üst soya ve kadına karşı kasten öldürme’, ‘kasten öldürme’ ve ‘kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediği, şüpheli Birsen Baytok’un ise cinayet zanlısı Murat Baytok’a kayınvalidesinin yerini göstererek “Annen burada gel vur” diyerek, eşini suç işlemeye teşvik ederek, suç işleme kararını kuvvetlendirdiği ‘üst soya ve kadına karşı kasten öldürmeye yardım etme’ suçunu işlediğine yer verilerek, cezalandırılmaları talep edildi.