Esra Tokyaz, mahkemedeki beyanında, "Eminim ki benim kardeşimin valize koyulmasına da yardım ettiler. 3 gün boyunca kardeşimi bulamadım. Kardeşime ulaşmamı engellediler. Gözleri o kadar boyanmış ki beni bile Cemil Koç'a teslim edebilirlerdi. Ben, üç gün sonra kardeşimin çürümüş bedenini buldum. Bize göstermediler öldükten sonra" dedi.
Küçükçekmece'de 11 Temmuz tarihinde eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi Eyüpsultan'da yol kenarında bulunan üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz'ın kardeşi Esra Tokyaz'ın olaydan 1 gün sonra emniyette verdiği ifadeyi zanlı Cemil Koç ile paylaştıkları iddia edilen ve haklarında 8'er yıla kadar hapsi talep edilen polis memurları N.Ç. (44) ile Z.B. (31) ilk kez hakim karşısına çıktı.
Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık N.Ç., tutuksuz sanık Z.B. ile müşteki Esra Tokyaz ve tarafların avukatları hazır bulundu.
Tutuklu sanık polis N.Ç., mahkemedeki savunmasında zanlı Cemil Koç ile 2016-2017 yılında Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'nde beraber çalıştıklarını belirterek, "Cemil Koç ile aynı lojmanda komşuyduk. 2020 yılına kadar yüz yüze sık sık görüştük, sonra zaman zaman görüşmeye başladık. Olaydan sonraki cuma akşamı beni aradı. 'Çalışıyor musun?' diye sordu. Ben de hayır dedim ve telefonu kapattı. Beni bir sonraki gün tekrar aradı. Bana İstanbul'a gelip gelmeyeceğimi sordu. Ben de ekipte iki kişi olduğumuzu ve iznimin olmadığını, gelemeyeceğimi söyledim. Beni yarım saat sonra yine aradı. İzin istemem için ısrar etti, ben de şüphelendim. Son günlerde ailesiyle barıştığını ve işlerinin düzenlediğini söylüyordu. Sürekli İstanbul'a çağırmasından şüphelendim, bir olaya karıştığını düşündüm. Çalıştığım sırada bana bir dosyaya bakmamı istedi, bir olaya karışmıştı ve onu sordu ben de bakamam dedim. Havaya ateş açma suçuna karışmıştı ben de bilgi vermedim. Hiçbir şekilde bilgi vermedim bana bakmıyorum diye sitem etti ve telefonu kapattı. Cemil bu olayda beni kullanmaya çalıştı" ifadelerini kullandı.
Sanık polis N.Ç. savunmasının devamında şunları söyledi:
"Pazartesi günü akşam işe gittim ve olayı haberlerde öğrendim. Birimdeki arkadaşlara da söyledim hatta. Haberlerde gördükten sonra Cemil'i arayıp, olayla ilgili bir şey sormadım. Bana Ayşe için nişanladım demişti. Daha önce de, uyuşturucu için ameliyat olduğunu söyledi ama medyadan uyuşturucu kullandığını öğrendim. İstanbul'da bana ortak çalıştığımız biri var mı diye sordu, ben de yok dedim nedenini sorup sormadığımı hatırlamıyorum. Cemil sonra beni bir daha aradı, yine İstanbul'a çağırdı, ben de şüphelendim. Çünkü beni aradığında, 'emniyette kim var, çalışıyor musun?' diye soruyor, beni çağırıyor ya da tanıdık polis soruyordu. Ben de kendim iş yerinde olmayınca, iş yerinde olan Z.B.'ye Cemil'in T.C. kimlik numarasını verdim ve sorgulattım. Z.B. de bana karıştığı olayın özetini gösteren kağıdın fotoğrafını gönderdi. Bu dosyadan firariydi. Cemil'i arayıp, bilgi vermedim. Cemil beni tekrar aradı, iş yerine ne zaman gidip, gitmeyeceğimi sordu. Benim POLNET ya da başka sistemde Esra Tokyaz'ın ifadesini görebileceğim bir ekran yoktur, ifadeyi okumadım sadece şikayetçi olduğunu gördüm. Tahliyemi talep ediyorum.”
Duruşmada hakim sanığa, "Sen durumlardan şüpheleniyorsun, Cemil Koç seni çağırınca şüphelenme sebebin neydi?" diye sordu. Sanık N.Ç., "Cemil, sürekli bana buluşalım diyen, İstanbul'a çağıran biri değil. Ben de ısrarlı bir şekilde beni çağırınca şüphelenmeye başladım, bir olaya karıştığını düşündüm" cevabını verdi.
Tutuksuz sanık polis memuru Z.B. savunmasında, "Narkotik Suçlarla Şube Müdürlüğü Amirliği'nde görev yapmaktayım. 11 Temmuz günü akşam saatlerinde bir siyasi partinin mitinginde görevlendirildim. Saat 23.00 sıralarında şubeden ayrılmadan büromuzda evrakları hazırladım. Hafta sonu olduğu için birimde bir tek ben vardım. Şubeden çıkmak üzereyken N.Ç. beni aradı ve POLNET üzerinden sorgu yapmamı istedi. Ben de sistemi kapattığımı söyledim. N.Ç. bana kendi bilgilerini verdi ve kontrol etmemi istedi. Ben de sistemden baktığımda Cemil'in cinayet olayına karıştığını gördüm. Bu ekranın fotoğrafını N.Ç.'ye attıktan sonra amirlikten ayrıldım. Bizler, birim arkadaşlarımızın olduğu WhatsApp grubuna gün içinde yaptığımız işleri atıyoruz, o günde yaptığımız işleri gruba attım. Cemil'in sistemini açmam daha kolaydı çünkü benim yetkim daha çok olduğu için sistem daha yavaş, Cemil'in sistemi daha hızlı olduğu için onun sistemine giriş yapmasını söyledim. Esra Tokyaz'ın vermiş olduğu ifadeyi görmedim" diye konuştu.
Ayşe Tokyaz'ın kardeşi Esra Tokyaz ise beyanında, "Ben kardeşimi kurtarın, beni koruyun diye verdiğim ifadeyi Cemil Koç'a verdiler. Eminim ki benim kardeşimin valize koyulmasına da yardım ettiler. 3 gün boyunca kardeşimi bulamadım. Kardeşime ulaşmamı engellediler. Gözleri o kadar boyanmış ki beni bile Cemil Koç'a teslim edebilirlerdi. Ben, üç gün sonra kardeşimin çürümüş bedenini buldum. Bize göstermediler öldükten sonra. O benim ikizimdi, ben o iki şahıstan da şikayetçiyim. Cemil Koç'un beni tehdit ettiği anlara ait ses kaydını aldım, dosyaya sunacağız. Ben bu iki şahıstan ve bu işte parmağı olan herkesten sonuna kadar şikayetçiyim" şeklinde konuştu.
Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatları, dava dosyasında eksik hususların bulunduğunu, bunların giderilmesini ve tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.
Savunma yapan sanık avukatları ise, dosya üzerinde gizlilik kararı olmasına rağmen soruşturma bilgilerinin basına kanuna aykırı şekilde sızdığını belirterek, sanıkların tahliyelerini talep etti.
Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, eksik hususların giderilmesini ve tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamını, tutuksuz sanığın ise adli kontrol tedbirinin devamını talep etti.
Ara kararını açıklayan hakim tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanığın ise adli kontrol hükmünü devamına karar verdi. Duruşma eksik hususların giderilmesi için 19 Kasım tarihine ertelendi.
Duruşma sonrası açıklama yapan Esra Tokyaz, Ben kardeşimin bulunması için onlara gittim ama onlar bulamadılar Cemil'e ifademi vermişler. Ne beni koruyabildiler ne kardeşimi kurtarabildiler. Ben tekrardan onlardan şikayetçi olduğumu söyledim. Benim ifademi satır satır Cemil'e vermişlerdi şüpheli olduğunu bildikleri halde. Ben kardeşimin 3 gün sonra cenazesini bulabildim. Çünkü ifademi verdikleri için Cemil'in kaçmasına sebep oldular. Ben korktum çünkü yanımda kimse yoktu, polislere gidiyordum. Bir insana, ailenizden sonra sığınabileceğiniz ilk yer polis karakoludur ama ben gittiğimde tüm karakollardan kapı dışarı edildim. Aksine Cemil beni isteseydi, beni bile Cemil'e teslim ederlerdi. Gözlerini o derece karartmışlardı ki ifademi verecek kadar. Ben de içimde taşıdığım Ayşe de ona ve onu savunan o 2 polise hakkımızı helal etmiyoruz” dedi.