Habertürk TV’de Semiha Şahin’in sunduğu ‘Açık ve Net’ programında Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) devam eden soruşturmaları değerlendiren Babacan, işin siyasi kısmında kronolojik bir siyasi örüntü olduğunu ifade etti.

Milletvekili Babacan, CHP’nin İstanbul kongresi ve 38’inci Olağan Genel Kurulu’na değinerek,

“Ekim 2023’te CHP İstanbul kongresi oluyor. Ekrem İmamoğlu’nun desteklediği aday kazanıyor. Kasım 2023’te CHP 38.Olağan Genel Kurultayı oluyor. Herkes Kılıçdaroğlu’nun (Kemal Kılıçdaroğlu) kesin kazanacağını düşünürken ve CHP içinde de bütün tahminler böyleyken bir bakıyoruz ki Özgür Özel kazanıyor. İmamoğlu’nun desteklediği isim”

değerlendirmesinde bulundu.

Belediye başkan adaylarının belirlenme tarihlerine dikkati çeken Babacan, şunları söyledi:

“Kasım, aralık, ocak tarihleri… Kim belirliyor bu belediye başkanlarını? Kimin etkisi daha fazla oluyor? Önce İstanbul il kongresi ardından Özgür Özel’in kazandığı genel kurultay ve 31 Mart seçimlerinde aday olarak gösterilen başkan adayları, belediye başkanı olarak seçiliyor. Umuyorum ki suçsuzlardır, bunu canı gönülden isterim çünkü İstanbul’a yakıştıramam. İstanbul’u hepimiz seviyoruz. Büyükçekmece’si, Gaziosmanpaşa’sı, Avcılar’ı, o bu falan bir sürü ilçeye dair belediye seçimleri oluyor ve kimlerin desteklediği ve öne çıkardığı adayların CHP’den belediye başkanı olduklarını hepimiz biliyoruz.”

“Sonrasında bir silsile daha geliyor” diyen Babacan,

Kabine Toplantısı Bugün! Gözler Erdoğan'ın Açıklamalarında
Kabine Toplantısı Bugün! Gözler Erdoğan'ın Açıklamalarında
İçeriği Görüntüle

“Biz, Amerika Başkanlık sisteminde değiliz. CHP’nin kendi tercihidir ama siyasi bilimci olarak organik mi, inorganik mi ona bakarım. 3 yıl önceden belirlenen cumhurbaşkanı adayı, seçim kampanyasını üç yıl götürür mü, rasyonel mi? Burası Amerika başkanlık sistemi mi? kendi Amerika anayasasında yok ama onlarda böylesi oluşmuş yerleşik bir teamülü vardır. Dolayısıyla burada o anlaşılabilir ama organik mi gelişiyor bu iş yoksa inorganik mi gelişiyor? Bence Mansur Yavaş’a sormak lazım. Ekrem İmamoğlu’nun tek adaylığıyla ön seçim meselesi organik mi yoksa inorganik mi gelişmiştir, ben sadece Mansur Yavaş’tan dinlemek isterim. Eğer doğruyu söyleyecekse… Dolayısıyla karşımıza çok bariz bir şey çıkıyor; olayı siyasal enfeksiyona uğratan İmamoğlu’nun bizatihi kendisidir. Ön seçim hamlesi tam da siyasi bir ön alma hamlesiydi ve İmamoğlu ile Özel, cumhurbaşkanlığı adaylığı şemsiyesini kendisini siyasi ve toplumsal kalkan olarak kullanma stratejisi yaptı. Başka bir açıklaması yok. Türkiye’deki siyasal sistemi biliyoruz. Siyasal tarihi de biliyoruz. Böylesi bir karşılığı yok ama CHP’li arkadaşların söylediği gibi “Bizim cumhurbaşkanı adayımıza nasıl yaparsınız?” Tam da İmamoğlu ve Özel’in yapmak istediği şey bu. Meseleyi siyasallaştırmaya gerek yok. Siyasal zehirlemeye uğratmaya da gerek yok. Herkes rahat olsun; bu feryat, figan, yangın neden? Gerek yok. Savcılık çağırsaydı, evinden alınmasaydı ya da iddianame daha hızlı yazılsa, gözaltı koşullarından tutun bir sürü şeye kadar bunu konuşalım. Bu kadar netim, iktidar partisi milletvekili olarak söylüyorum. Hukuken ne kadar olurdu ne kadar olmazdı bunu tartışın ama işin başka bir boyutu olan bu tartışmaları gelip meselenin özüne, suçlamaların içeriğine, hakikatine ve dosyanın seyrine ilişkin ana meseleyi ilga ettirmeyelim, ilga ettirilmesine de müsaade etmeyelim. Hiçbir şeyi manipüle etmeyelim, örtmeyelim, saklamayalım, gizlemeyelim. Açığa çıksın kardeşim, bende bunu istiyorum”

ifadelerini kullandı.

Muhabir: Ferdi Durdu