Bir bayramı daha geride bıraktık. Acısıyla tatlısıyla geldi geçti.

Üç günlük bayram ziyaretleri ve tatil faslı bitti. Yeniden başladı o rutin mesai faslı.

Bizler bayram ziyareti ve tatilini geçirirken, yollarda adalet arayışında olanlarda vardı.

Kılıçdaroğlu bir grup CHP’li milletvekili ve taraftarıyla Ankara-İstanbul adalet yürüyüşüne bayram boyunca devam etti.

Kılıçdaroğlu’nun zorlu yürüyüşü çeşitli kesimlerin katılımı ve desteğiyle gittikçe toplum tarafından olumlu karşılanan ve destek gören bir demokratik tepki arayışı olarak kabul görmeye başladı.

Yürüyüşte İslami kesim de, solda, milliyetçi kesim de, Ak Parti eski kurucularından simaların katılması, bu kesimlerin yürüyüşte görüntü vermeleri ülke gündeminde yeni tartışmalara da yol açıyor.

Bayram boyunca yaptığımız ziyaretlerde en çok konuşulan konu Kılıçdaroğlu’nun adalet arayışı yürüyüşüydü.

Toplumun her kesiminde şu veya bu şekilde bu yürüyüş hakkında bir fikir oluşmuş. Geniş bir kesim yürüyüşün demokratik olduğu yönünde hem fikir. Gecikilmiş bir tepki olarak görenlerin sayısı bir hayli fazla.

Sohbetler derinleştiğinde halkın dinamik ve sorgulayan bir muhalefete ne kadar özlem duyduğunu da rahatlıkla tespit edebiliyorsunuz.

Halk iktidarın gündemi peşine takılmış sürüklenen bir muhalefetten, gündem oluşturan bir muhalefet doğru yönelimi de olumluyor.

Bu yürüyüş, iktidarı ben yaptım oldu anlayışı yerine toplumsal kesimlerin görüşlerini ve tepkilerini dikkate alan bir anlayışa evirecek muhalefet edebilme dinamiklerine de sahip duruyor.

Farklı kesimlerin yürüyüşe desteği biraz da bundan olsa gerek.

İşte bu noktada iktidarda bu yürüyüşe nasıl bir tepki vereceği konusunda kafa karışıklığına sahip.

İktidar, yürüyüşün başlarında önemsemeyen, küçümseyen bir tavır sergiledi. İlerleyen günlerde sertleşti. Şimdi ise bayramda birkaç bakanın cılız çıkışı dikkate alınmazsa seyretmeyi tercih ediyor.

Siyasal ve toplumsal gerilim yaratmayan yürüyüşün İstanbul ayağı en çok merak edilen bölüm olarak tartışmaların en heyecanlı bölümünü oluşturuyor.