BiZiM KARACAOĞLANIMIZ-6

Türkiye’nin müzik kültürü üzerinde çalışan Alman iki müzikolog Kurt ve UrsulaReinnhad’lar da 1950-1960 yıllarında Karacaoğlan araştırmalarına katılmıştır. Bela Bartok’un Adana ve Osmaniye çevresinden derlediği türküler arasında Karacaoğlan’a ait olanlar da vardır. Sonradan Küçük Asya’dan Türk Halk Müziği (1991) adıyla ülkemizde de yayımlanan bu kitap çok önemlidir. Bülent Aksoy’un hazırladığı metin, Pan Yayıncılıktan çıkmıştır. Salih Turhan ve Yıldız Çam, Notalarıyla Karacaoğlan Türkü ve ġarkıları (Ankara 2010) adlı eserde şarkı ve türkülerin notalarını topluca yayımladılar.

Bu arada Karacaoğlan’ın yabancı dostları da boş durmadı. Radlof, Örnekler (Proben)’de O’nun izini Türk Dünyasında sürdü ve Karacaoğlan ile Ġsmikan Sultan’ın 1896’da varyantını derleyip Petersburg’da yayımladı. Karacaoğlan üzerinde Azerbaycan’da ve Türkmenistan’da da birçok neşriyat yapılmıştır. Diğer Türk Cumhuriyetlerinde, Kıbrıs ve Avrupa’da yaşayan bütün soydaşlarımız tarafından tanınmaktadır. Oralarda da sevilmektedir.
1842’de Chodsko’dan başlayarak şiirleri, İngilizceye çevrilip yayımlanmaya başlayan Karacaoğlan’ın ABD’de özellikle Indıana Üniversitesi’nde bütün dünyaya tanıtılması 1980’li yıllarda Kemal Sılay’ın, Seyfi Karabaş’ın ve Fahir İz’in, İlhan Başgöz’ün ve diğer hocaların çabalarından sonra gerçekleşti. Almanya’da Karacaoğlan üzerine önemli çalışmalar yürütülmüştür. Vannig tarafından bir doktora tezi hazırlanmış (1980); Şiirleri Almanca’ya çevrilmiştir. Avrupada ve İngiltere ABD ülkelerinde Yunus gibi, tanınmış bir Türk şairidir. Şiirleri, Fransızcaya İngilizceye, Rusça’ya. Macarcaya çevrilip kitapları basılmıştır. Avrupa ülkelerinde yayımlanan şiirleri üzerine Sakaoğlu’nun yazısına bakılabilir. (Karacaoğlan Kitabı, 2014, s. 29-39)
Günümüzde detaylı bir Karacaoğlan’ın ġiirleri, Sözlüğü ve Ansiklopedisi yapılmalı. Karacaoğlan Sözlüğü (1997), Sıtkı Soylu tarafından hazırlandı ancak, yapılmış bu tür çalışmalar, küçük çaplı sınırlı şiir üzerinden hazırlandığı için yetersiz kalıyor. Sadece yöresel kullanımlar madde başına alınıp diğer sözcükler ihmal ediliyor. Talat Halman’ın YKY’nin Kitaplık dergisi eki olarak A’dan Z’ye Karacaoğlan diye küçük bir kitapçık yayımladığını biliyorum. Bu da düşündüğüm kaynağa göre sınırlı bir çalışmadır. Daha geniş kapsamlı bir ansiklopedi hayal ediyorum. Alfabetik sistemde hazırlanacak bu kaynak, Karacaoğlan ve çevresindekilerle ilgili bütün sorunları sonuçlandırmalıdır. Bir kurul tarafından hazırlanmalıdır.
Bu günlerde daha büyük çalışmalar yapılması için daha geniş imkanlara sahibiz. Karacaoğlan’ı kültürel çalışmalarda göğsümüzü gere gere kullanabiliriz. İyi bir şairdir. Başka meziyetleri de var. Yaşamı ve eserleri, edebiyata, müziğe, resim ve heykele, tiyatroya, sinemaya velhasıl güzel sanatların her dalına elverişli bir konudur.
Karacaoğlan şiirlerinin muhtevasına baktığımızda 500 kadar şiirin tümünün aynı şahsa ait olmadığını farklı yüzyıllarda yaşamış ortak mahlas kullanan şairlere ait olduğunu görürüz. Bu manada Yunus ve Pir Sultan gibi Karacaoğlan da lirik ve didaktik bir şiir vadisi veya çığırı açmıştır. Didaktik parçalarından biri, öğütlemedir:
Dinle sana bir nasihat edeyim Hatırdan gönülden geçici olma Yiğidin başına bir iş gelince Anı yad ellere açıcı olma
Mecliste arif ol kelamı dinle El iki söylerse sen birin söyle Elinden geldikçe sen iylik eyle Hatıra dokunup yıkıcı olma
Dokunur hatıra kendisin bilmez Asılzadelerden hiç kemlik gelmez Sen iyilik et de o zayi olmaz Darılıp da başa kakıcı olma
El arifdir yoklar senin bendini Dağıtırlar tuzağını fendini Alçaklarda otur gözet kendini Katı yükseklerden uçucu olma
Muradım nasihat bunda söylemek Size layık olan onu dinlemek Sev seni seveni zay etme emek Sevenin sözünden geçici olma Karac'oğlan söyler sözün başarır Aşkın deryasını boydan aşırır Seni bir mecliste hacil düşürür Kötülerle konup göçücü olma
Lirik parçalarına örnek olarak da bir Çukurova güzellemesini gösterebiliriz:
Çukurova bayramlığın giyerken,
Çıplaklığın üzerinden soyarken,
Şubat ayı kış yelini kovarken,
Cennet dense sana yakışır dağlar.
Ağacımız yapraklarla donanır,
Taşlarımız bir birliğe inanır,
Hep çiçekler bağrınızda gönenir,
Pınarınız çağlar, akışır dağlar.
Rüzgar eser, dallarınız atışır.
Kuşlarınız birbiriyle ötüşür,
Ören yerler bu bayramdan pek üşür,
Sünbül niçin yaslı bakışır dağlar.
Karac'oğlan, size bakar sevinir;
Sevinirken kalbi yanar, göyünür;
Kımıldanır hep derdlerim, devinir;
Yas ile sevincim yıkıĢır dağlar.