Cumhuriyet Halk Partisi

Malatya.

Doğanşehir ilçe örgütü.

Kongresi vardı.

Kiminle yapılacak?

Delegelerle.

Delegeyi kim seçecek, nasıl seçecek?

Seçti.

Tüzüğüne göre mahalle üyeleri.

Ama öyle değil.

Başkan seçecek. Seçti.

Kim; ilçe başkanı.

Onlar kimi seçecek.

İlçe başkanını, yönetimini.

Nasıl seçiyor?

İl başkanından, vekilden icazet alarak masa başında.

Hani deprem olmuş.

Olağanüstü durum var ya!

(CHP’de her seçim de olağanüstü durumlarda olur!)

Hani il kongresi var ya onun için.

Hani derler ya;

El eli yıkar, elde döner yüzü yıkar.

Ben sana, sen de bana.

Anlarsın ya ondan.

Üyenin haberi var mı?

O da kim?

Gereksizler kümesi!

Boşver gitsin.

Ee Hani demokrattın?

Hani parti içi demokrasi diyordun?

Hani hak, hukuk, adalet diyordun?

Hani kardeşlik, özgürlük, fırsat eşitliği diyordun,

ön seçim diyordun?

Bu mu?

Madem öyle ne gerek var

Çaya, kahveye, söze?

Ne gerek var,

Düğüne davete?

Kendin çalıp kendin oynadıktan sonra...

Kuru kalabalığa,

Toplantıya, kongreye

Ne gerek var sinema, tiyatroya?

Ne gerek var iktidara?

Altı da senin üstü de.

Yaz, çiz, boz.

Ama buna; kalkıp demokrasi deme.

Buna hak ,hukuk, adalet deme.

Öyle, eşitlik, kardeşlik özgürlükten dem vurma.

Yemezler,

Yemiyorlar.

Onun içindir bir türlü biri iki edemiyorsun.

Hep tek tabanca, tek atımlıksın.

Onun içindir hep sınıfta kalıyorsun.

Kendin çalıp kendin söylüyor, kendin inanıyorsun.

Ve sen,

Ey uyanık geçinen yönetmen...

Sadece kendine değil,

Tüm bu halka ihanet ediyorsun.

Her dönem bu halkın,

Umudunu, güvenini, hayallerini

Çalıyorsunuz.

“Yeni, yenilik getirir.” dedik.

Yanıldık.

Hani;

Bu bahar olmadı, başka bahara inşallah deyip dilinden düşürmediğin Gazi Mustafa Kemal'e bile ihanet ediyorsun.

Hep aynı oyunu oynayıp

Farklı bir sonuç bekliyorsunuz.

Buna; toplumu, halkı bırak kendin bile inanmıyorsun.

Eskisi, yenisi,

Yönetimi, vekili

İlçe ilçe dolaşıp güya katkı veriyorsunuz.

Hani on bir on iki yıldır verdiğiniz katkıyı görmesek vallahi alkışlayacağız.

Ama derken,

Malatya’daki başarısızlığın sorumlusu benim diyor sayın vekilim.

Eh nihayet!

Teşekkürler, bravo. Alkış da.

Hala; aynı başarısızlığa neden olan yöntemlerle ilçe kongreleri yapılıyor.

Hala saf temiz insanlar delegelik adı altında birbirine kırdılıyor.

Alınıp satılıyor.

Sonra da diyorsunuz ki;

Bu insanlar,

Bu kadar yokluk, yoksulluk, açlık ve sefalete rağmen niye bize oy vermiyorlar da

Kendi yaratıkları celladına oy veriyorlar?

Adama demezler mi,

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye?

Adama demezler mi, “aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek ancak düşünmekten yoksun adamların işidir.” Diye?

Evet, bu işin sorumlusu tam da sizsiniz.

Her seferinde bu insanları, kendilerine yeni cellatlar yaratmaya sizler ittiniz, itiyorsunuz.

Ve hala o koca özüre rağmen

Aynı hataya, aynı ihanete devam ediyorsunuz.

Ve bu insanlara yazık ediyorsunuz yazık.

Merak edilen şu:

Acaba aynı hataları kendi ticari hayatınızda

Kendi şirketinizde tekrar edebiliyor musunuz?

Aynı beceriksiz vasıfsız insanları kendi şirketlerinizde barındırır mıydınız?

O hayat size özür dileme şansı veriyor mu?

Sizin adınıza söyleyelim:

Asla, asla.

Ama iş toplum işine gelince

Boşver gitsin.

Nasıl olsa dilin kemiği yok!

Kimin umurunda halk,

Kimin umurunda parti,

Kimin umurunda iktidar?

Altta kalanın canı çıksın.

Sizin işiniz tıkırında.

Velhasıl,

CHP Doğanşehir’de sıfıra sıfır elde var sıfır.