Sağlığa zarar verebilecek derecede yetersiz ya da aşırı yemek yeme davranışıdır. Yeme bozukluğu olan kişinin bedeni, duygusal ve sosyal hayatı yeme davranışındaki anormallikler nedeniyle zarar görür. Kişinin, günlük yaşamı yeme biçimini değil, yeme biçimi günlük yaşamını etkiler.
Yeme bozukluğu olan kişiler, sağlığını tehdit edecek kadar olumsuz beslenme alışkanlıklarına sahip olurlar. Hem erkeklerde hem de kadınlarda görülür, ancak kadınlarda görülme sıklığı daha fazladır. Genellikle sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kişilerde görülen bir sağlık problemidir.
İnceliğe önem verilmesi, şişmanlamaktan korkulması ve bunun yanında evde bol yiyecek içecek bulunması kişilerin yeme bozukluğuna sahip olması için zemin hazırlar.
Yeme bozukluğu, sağlıksız yeme alışkanlıklarının gelişmesine neden olan bir dizi psikolojik durum olarak tanımlanabilir. Yiyecek, vücut ağırlığı veya vücut şekline olan bir takıntıyla başlayabilir. Ağır vakalarda çok ciddi sağlık problemleri görülür ve tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir.
Yeme Bozukluğuna Neden Olan Risk Faktörleri Nelerdir?
Erken olgunlaşma, Şişman olmak, Flörte başlama (Kendini beğendirme isteği), Kilolu olma endişesi, Düşük benlik saygısı, Mükemmeliyetçilik, Depresyon, Ailede şişman bireylerin bulunması, Fiziksel veya cinsel istismar, Aşırı korumacı ebeveynler, Psikolojik hastalık varlığı, Çatışma, Aşırı dominant ebeveynler, Alay konusu olma, Akranlar arasındaki kilolu olma endişesi, Grup içinde zayıf olma idealistliği, Toplumsal güzellik dayatmaları, Başarı için fiziksel görünümün önemli olduğu düşüncesi, Medya etkisi
Yeme Bozukluğu Tedavisi
Yeme bozukluklarının tedavisinde öncelikli amaç kişinin fiziksel sağlığını iyileştirmek, bozukluğa bağlı organ hasarı ve ölüm gibi komplikasyonları kontrol altına almaktır. Ancak özellikle anoreksiya ve bulimia gibi psikiyatrik temelli yeme bozukluğu tanısı almış kişilerin büyük çoğunluğu, hastalığı reddetme eğilimindedir. Bu nedenle fiziksel tedavi sürecini başlatmak sanılandan daha zor olabilir. Yeme bozukluğu tedavisinin mutlaka alanında uzman ve deneyimli psikiyatri hekimleri ile planlanması, aile terapisi, bilişsel-davranışçı terapi veya kişilerarası terapi gibi yöntemler arasından kişiye uygun olanın seçilmesi gerekir.
Fatoş Karaoğlu – Malatya – 30 Ekim 2022