Dünya

Dedesi Nazilerle işbirliği yapan Metreweli, MI6'nın ilk kadın başkanı oldu

İngiltere dış istihbarat servisi MI6'nın 116 yıllık tarihinde başkanlık koltuğuna oturan ilk kadın olan Blaise Metreweli, aile kökeni, sahadaki tecrübeleri ve teknoloji odaklı vizyonuyla öne çıkıyor.

Radyolog ve İngiliz ordusunda görev yapmış bir babaya sahip olan Metreweli ile kardeşleri, çocukluk ve gençlik yıllarını Hong Kong'da geçirdi. Bu süreç, onun uluslararası ortamları ve farklı kültürleri tanıma deneyimini güçlendirdi.

AA muhabirinin açık kaynaklardan derlediği bilgilere göre 30 Temmuz 1977 doğumlu Metreweli, Cambridge Üniversitesi Pembroke College'da sosyal antropoloji eğitimi aldı ve bu alandaki akademik geçmişi, istihbarat kariyerinde stratejik düşünme yeteneğini destekledi.

MI6'ya 1999'da katılan Metreweli, Orta Doğu ve Avrupa'da çeşitli saha görevlerinde bulundu. 2000'den 2003'e kadar ise Dubai'de, Dışişleri Bakanlığına bağlı bir pozisyonda görev yaptı.

Metreweli, daha sonra İngiltere'nin iç güvenlik servisi MI5'te üst düzey görevlerde ve istihbarat operasyonlarının yönetiminde deneyim kazandı.

MI6, kurulduğu 1909'dan bu yana İngiltere'nin küresel istihbarat operasyonlarının merkezinde yer alıyor. 'C' kod adıyla anılan başkanlarıyla bilinen teşkilat, Soğuk Savaş döneminden terörle mücadeleye kadar pek çok kritik süreçte aktif rol oynadı.

MI6'in başında 2020'den 2025'e kadar görev yapan Richard Moore, diplomasi geçmişi ve özellikle Ankara büyükelçiliği deneyimiyle öne çıkmıştı. Moore döneminde teşkilatın odağı Çin'in yükselişi, Rusya'nın Ukrayna ve bölgesel politikaları ile artan siber tehditler olmuştu.

Bu koltuğu Moore'dan bugün devralması planlanan Blaise Metreweli ise MI6'nın tarihinde başkanlık görevine getirilen ilk kadın olarak tarihe geçti.

Metreweli, 2024 King's Birthday Honours kapsamında, İngiltere Dışişleri Bakanlığına bağlı bir görevde çalıştığı belirtilen dönemde, 'İngiltere dış politikasına hizmetleri dolayısıyla' Aziz Michael ve Aziz George'un En Seçkin Nişanı (Companion of the Order of St Michael and St George – CMG) ile ödüllendirildi.

1818'de Kral Dördüncü George tarafından verilmeye başlanan bu nişan, özellikle dış ilişkiler ve diplomatik hizmetlerde öne çıkan kamu görevlilerini onurlandırmak amacını taşıyor.

Dedesinin Nazi askeri olduğu iddiaları

İngiliz basınında yer alan haberlerde, Metreweli'nin aile geçmişine ilişkin tartışmalı iddialar gündeme geldi.

İngiltere merkezli Daily Mail tarafından aktarılan Alman arşiv belgelerinde, Metreweli'nin dedesi olduğu öne sürülen Constantine Dobrowolski, İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyetler'den kaçarak Nazi Almanyası ile işbirliği yapan bir ajan olarak tanımlanıyor.

Alman arşivlerinde 'Agent 30' kod adıyla geçen Dobrowolski'nin, Nazi işgali altındaki Ukrayna'da istihbarat faaliyetleri yürüttüğü ve yerel ölüm mangalarıyla işbirliği yaptığı iddia ediliyor.

Sovyetler tarafından 'Ukrayna halkının en büyük düşmanı' olarak arandığı öne sürülen Dobrowolski'nin, savaşın ilerleyen dönemlerinde izinin kaybolduğu belirtiliyor.

Alman arşiv belgeleri arasında Metreweli'nin büyükbabasının Nazi askeri üstlerine gönderdiği 'Heil Hitler' imzalı el yazısı mektupları da bulunuyor.

Belgelere göre Dobrowolski, Alman komutanlara 'Yahudilerin imhasına bizzat katıldığını' ve yüzlerce Ukraynalı direnişçiyi öldürdüğünü anlatıyor.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Blaise Metreweli'nin söz konusu kişiyle hiçbir bağının olmadığını, dedesini tanımadığını ve karmaşık aile geçmişinin kendisinin bugünkü görev anlayışına da etki ettiği vurgulandı.

Orta Doğu'daki görevlerinden MI6 başkanlığına

İngiliz basınında yer alan bilgilere göre, Metreweli MI6 kariyerinde Avrupa ve Orta Doğu bölgelerinde çeşitli operasyonel görevler yürüttü. Görevleri, casusluk, istihbarat toplama ve saha yönetimi gibi kritik alanları kapsıyordu.

2022'de Financial Times'a röportaj veren Metreweli, hayatının erken döneminde tek istediği şeyin casusluk olduğunu belirterek, yurt dışında büyüdüğünü ve ağabeyinden bir casusluk el kitabı alıp gizli kod yazmayı öğrendiğini ifade etmişti. Metreweli, röportajında kendini 'teknoloji kurdu' olarak tanımlamıştı.

MI6'daki kariyerinden önce diplomatlık başvurusunda bulunan Metreweli'nin, Arapça konuştuğu ve kariyerinin ilk yıllarının büyük bir kısmını, İngiltere'nin Afganistan ve Irak'ta askeri olarak yer aldığı bir dönemde Orta Doğu'da geçirdiği söyleniyor.

Bu süreçte edindiği saha deneyimi, Metreweli'yi servisin teknoloji ve inovasyondan sorumlu 'Q' biriminin genel müdürlüğüne taşıdı. Metreweli, burada, istihbarat operasyonlarını teknolojiyle entegre etme ve modern tehditlere karşı yeni stratejiler geliştirme sorumluluğu üstlendi.

Metreweli'nin Orta Doğu'daki görev geçmişi, İngiltere'nin bölgeye yönelik uzun vadeli stratejileri açısından da önem taşıyor. Özellikle sahada edinilen tecrübeler, Londra yönetiminin istihbarat politikalarının şekillendirilmesinde etkili oluyor.

Bu bağlamda, Metreweli'nin görev aldığı ülkelerdeki kültürel ve siyasi dinamikleri yakından tanıması, MI6'nın operasyonel etkinliğini artıracak bir avantaj olarak değerlendiriliyor.

Bir önceki MI6 Başkanı Richard Moore'un da kariyerinin önemli bir bölümünü Orta Doğu ve Türkiye'de geçirmiş olması, Londra yönetiminin istihbarat servisinin başına bir kez daha bölgeye hakim bir ismi getirdiği yorumlarını güçlendiriyor.

Metreweli'nin teknoloji merakıyla Orta Doğu'daki tecrübesini birleştirerek servisin hem operasyonel hem de inovatif yönünü güçlendirmeye çalışacağı öngörülüyor.

MI5'deki kariyerinde yasal düzenlemelerin gerekliliği konusunda görüş bildirmişti

Blaise Metreweli, 2021'de İngiltere merkezli The Telegraph'a verdiği röportajda, İngiltere iç istihbarat servisi MI5'in teknolojiden sorumlu biriminin 'K' direktörü olarak görev yaptığı dönemde, özellikle Çin ve Rusya'nın oluşturduğu tehditlere karşı stratejik bir yaklaşım benimsediğini vurgulamıştı.

Bu ülkelerin istihbarat faaliyetlerinin giderek daha sofistike hale geldiğini ve bu durumun İngiltere'nin ulusal güvenliği için yeni zorluklar doğurduğunu belirten Metreweli, bu bağlamda, dijital casusluk ve siber saldırıların önlenmesi için teknolojik altyapının güçlendirilmesi gerektiğini ifade etmişti.

Metreweli, MI5'in yalnızca mevcut tehditlere karşı değil, gelecekteki potansiyel tehlikelere karşı da hazırlıklı olması gerektiğini, bu hedef doğrultusunda, istihbarat toplama yöntemlerinin modernizasyonu ve yeni teknolojilerin entegrasyonunun gerekli olduğunu dile getirmişti.

İngiltere'nin ulusal güvenliğini tehdit eden yeni nesil tehditlere karşı daha etkili bir savunma mekanizması oluşturulması için yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Metreweli, dijital casusluk ve siber saldırıların önlenmesi için teknolojik altyapının güçlendirilmesi gerektiğini belirtmişti.