Demirci Ustası

Farklı özellikleriyle diğer çeliklerden ayrılan Şam (Damascus) çeliği tarih boyunca en gözde madenlerden biri olmuştur. Tarihte bu çeliğin kullanım alanlarından en önde geleni savaşlardır. Şam çeliğini diğer çeliklerden ayıran en önemli husus ise çok sert olmasına rağmen kırılmaması ve esnek olmasıdır. Anlatılanlara göre, Şam çeliğinden yapılmış bir kılıç büküldüğünde kırılmaz. Diğer kılıçları hatta taşı bile kesebilir ve her kılıcın deseni diğerinden farklıdır. Bu çelik ile yapılan aletler güzel görünümlerinin yanı sıra üstün dayanıklılık ve keskinlik özellikleri gösterir. Bu yönleriyle yıllardır en çok tercih edilen çeliklerden biri olduğu söylenebilir. Öte yandan Şam çeliğinin yapım tekniklerinden birisi de Türk Burgusu’dur. Bu burgu yönteminde iki farklı karbon çeliği eşit ölçülerde, onlarca kat hâlinde üst üste konur. Kömür ocaklarında erime derecelerine getirilip örs üzerinde çekiç balyozlarla dövülerek birleştirilir, kare hâline getirildikten sonra bükülerek tekrar dövülür; lama oluşturulur. Daha sonra belirlenen form hâline getirilir. Türk Burgusu ile yapılan Şam çeliğinin diğer çeliklerden daha sağlam olduğu bilinmektedir. Unutulmaya yüz tutmakta olan Şam çeliğinin ve Türk Burgusu’nun tarihsel kökenlerine ışık tutmak, günümüze bir kültürel miras olarak ulaşan bu madene karşı farkındalık kazandırmak elzemdir. Kısacası, hem el sanatları hem de kültürel miras çalışmalarında Şam çeliği ve Türk Burgusu’nun gelecek kuşaklara taşınmasına katkı sağlamalıyız.

Yusuf Bayyiğit (Yusuf Usta), Türkiye’de Şam çeliğine uzun yıllar emek vermiş bir sanatçıdır. 1964 yılında Adıyaman Gerger ilçesi Güzelsu köyünde doğan usta henüz 6-7 yaşlarında iken ekonomik nedenlerden dolayı ailesiyle birlikte Malatya’ya taşınır. 50 yıldır Malatya’da yaşamaktadır. Eğitim durumu, o yıllarda meslek öğrenmenin daha önemli olduğu düşüncesi ile ilkokul ötesine geçememiştir. Babası, amcası, dedesi ve büyük dedesinin yaşamları boyunca mesleği olan “sıcak demircilik” işine henüz ilkokul yıllarında, yani 7-8 yaşlarında başlamıştır. Yusuf Bayyiğit, atalarının mesleği olan sıcak demirciliği onların yanında çırak, kalfa ve ustalık aşamalarını yaşayarak öğrenmiştir. Çekirdekten yetişerek mesleğin en ince ayrıntılarını tecrübe etmiştir. Sonuç olarak aile sıcak demircilik mesleğini dört kuşaktır sürdürmektedir. Yusuf Usta, 50 yıllık mesleğinin son 20 yılında Şam çeliği ile ilgilenmeye başlamıştır. İki farklı özelliğe sahip çelik levhayı plakalar halinde üst üste koyarak kömür ocağında metalin erime derecesine getirir. Sonra çekiç ve balyoz darbeleri ile örs üzerinde döverek birleştirir. Ortaya çıkan bu özel ürün herkesin beğenisini kazanır. Yusuf Bayyiğit mesleği ile olan hikâyesini kendi ifadeleriyle şöyle anlatır: “Yaklaşık 50 yıldır sürdürmekte olduğum sıcak demirciliği ve Damascus çeliği imalatını benim gibi demirci olan babam, amcam ve dedemden öğrendim. Yıllarca mesleğin tüm ayrıntılarını teorik ve pratik olarak Ahi Evran mantığı ile bana öğrettiler. Ayrıca ahilikle ilgili nasihat, bilgi, beceri ve ahlaki değerleri bana aktardılar. Bugün tamamen aile mesleğimiz olan sıcak demircilik işini atalarımdan gördüğüm ve öğrendiğim gibi sürdürmekteyim. Özellikle dedemin demircilikte Damascus, yani Şam çeliği bilgisi ve pratiği çok iyiydi. Kendi zamanlarında günümüzdeki aletler, makineler ve en önemlisi elektrik yoktu. Ellerinde mevcut demirleri ve çelikleri üst üste koyarak erime derecesine getirip örsün üzerinde çekiçlerle döverlerdi.

Tek parça hâline gelen bu çeliklerden tarımda kullanmak üzere el aletleri yaparlardı. Böylece balta, tahra, orak, çapa ve saban demiri gibi birçok alet üretirlerdi. Üretimini yapmış olduğum Damascus çeliği lamanın satışı ile beraber bu çelikten sipariş aldığım kılıç, hançer, bıçak, nacak ve özel tasarımlar yapmaktayım. Benden sürekli olarak bu çeliği alan bıçak firmaları var. Yaptığım Damascus çalışmaları ve faaliyetler birçok görsel ve yazılı basının da dikkatini çekti. Ulusal ve yerel yayınlarda defalarca haber konusu oldum. Hayat hikâyemi ve Damascus çalışmamı konu alan bir kısa metraj belgesel programım çekildi. İstanbul Maltepe Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinemacılık Bölümü tarafından çekilen bu yapım, Malatya Altın Kayısı ve Gaziantep Zeugma Film Festivallerinde gösterime layık görüldü. Ayrıca yerel yöneticiler, iş insanları ve siyasetçiler yapmış olduğum ürünleri beğenerek satın alıyorlar. Yine Malatya yerel yöneticileri tarafından benim hazırladığım özel çalışmalar devlet büyüklerine sunulmuştur. Ekonomik durumum ve bu işten kazancım kendi kendime yetecek seviyelerdedir. Asıl amacım ilgili insanların bilgi ve birikim adına benden faydalanmalarıdır.” Dünyada Şam çeliği imalatı yapan usta sayısı son derece azdır. Her ustanın kendisine özgü çalışmaları mevcuttur. Bu nedenle Yusuf Ustanın da kendisine has farklı çelik katlama sayısı ve desen çalışmaları vardır. Diğer ustalara göre görsellik ve kalite farklılıkları dikkat çekmektedir. Hakkında birçok makale ve bildiri yazılan, belgesel çekilen, haberlere konu olan Yusuf Usta, Unesco’nun Yaşayan İnsan Hazinesi listesine girme yolunda ilerlemektedir. Ünü ilimiz sınırlarını aşan Yusuf Usta, Malatya’yı ziyarete gelecek misafirleri Özsan Sanayi Sitesi’ndeki atölyesinde, Şam (Damascus) çeliği dövmek için birlikte çekiç vurmaya bekliyor.

Şam çeliği ile ilgili geçmişten günümüze kadar anlatılan birçok rivayet de vardır. Anlatılanlara göre, Selahaddin Eyyubi ile Aslan Yürekli Richard arasında geçtiği söylenen olayda, her ikisi de kendi kılıçlarının güçlü, dayanıklı ve üstün olduğunu iddia ederler. Richard çift elle kullanılan düz ağızlı ağır kılıcının gücünü göstermek için çelik bir gürze vurup ikiye böler. Selahaddin Eyyubi ise havaya atılan ipek tülü kavisli, dar ağızlı, donuk mavimsi-gri renkli, üzerinde dalgalı çizgilerden oluşan hareler bulunan, Şam çeliğinden yapılmış kılıcı ile ikiye böler.