Demokrasiye Vurulan Kara Leke: 12 Eylül

Dün, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en acı günlerden birinin, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 45. yıldönümüydü. Bu darbe, ülkenin siyasi ve sosyal dokusunu derinden sarsan, binlerce insanın hayatını, umutlarını ve hayallerini yok eden bir dönüm noktası oldu.

12 Eylül, sadece anayasayı askıya almakla kalmadı, aynı zamanda toplumu bir cendereye aldı. Askeri yönetim, siyasi partileri kapattı, dernekleri yasakladı, yüz binlerce insanı gözaltına aldı, işkencelerden geçirdi ve binlercesini hapse attı. Cezaevlerinde yaşanan insanlık dışı muameleler, bu karanlık dönemin en utanç verici sayfaları olarak tarihe geçti.

O dönemde genç olanlar, üniversite öğrencileri, sendikacılar, gazeteciler ve aydınlar, sadece düşüncelerinden dolayı hedef gösterildi. Yüzlerce insan, faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Darbenin acımasızlığı, siyasi yelpazenin her kesiminden insanı etkiledi. Sağdan, soldan, milliyetçi, muhafazakar, dindar fark etmeksizin, binlerce aile bölündü, ocaklar söndü.

12 Eylül, toplumda derin bir travma bıraktı ve demokratik süreçlerin kesintiye uğramasına neden oldu. Hatta bu darbenin etkileri günümüze kadar uzanıyor. Bugün bile o dönemde yaşananların izlerini görmek mümkün.

Bu trajik yıldönümünde, 12 Eylül darbesinin neden olduğu acıları hatırlamak ve bir daha böyle bir dönemin yaşanmaması için demokratik değerlere, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına sahip çıkmak hepimizin görevidir. Geçmişten ders almak, geleceği inşa etmek için şarttır. 12 Eylül'ü unutmadık, unutturmayacağız.