Diriliğini Kaybeden Şey Ölür

Çoğunluğa uyma güdüsünün beyinlerimize doğuştan kazılı olduğu, evrimsel psikolojide iyi bilinen bir gerçektir. Çoğunluğa uyma hali aşılmadığı müddetçe fikirler hep esir kalır. “Çoğunluğa uymak” kavramını biraz yanlış anlıyoruz bence. Bir düşünce çoğunluk tarafından savunulunca o çoğunluğun olduğu grubun içindeki insanlar, O GRUPTA baskın olan düşünceyi savunmaya eğilimli oluyorlar.

Günümüzde insan grupları ile alakalı yapılan yorumları küreselleşmeden bağımsız değerlendirmek, yanlış sonuçlar doğurur. Herhangi bir düşünce tüm dünya genelinde çoğunluk olamaz…

Dolayısıyla çoğunluğun her zaman doğru kararlar verdiğini veya doğru davranışlarda bulunduğunu sorgulamadan kabul etmemek gerekir. Karar vermeden önce o durumu kendi mantık süzgecimizden geçirmek daha uygun olacaktır.

Oysaki günümüzde iletişim araçların gelişmiş olması ile herkes kendi savunduğu düşünceyi savunan bir çoğunluk bulabiliyor. O düşünce kendi başına doğru olsa da, o düşünceyi bulmaya çalışmak bir çaba gerektirse de, o düşüncenin çoğunluk olduğu bir grupta en başta samimi olan, o düşünce rehavet sonunda diriliğini kaybeder. Diriliğini kaybeden şey ölür…

Bazen doğru önermeler bulunabilir. Ve bazen bulunan doğru önermelerin zamanla içi boşalabilir. O bulunan doğru önermelerin zamanla “çoğunluğa uyarak” katılanları olacaktır. Ki burada çoğunluk olmak zorunda değil. 5 kişilik, arkadaş grubunda bile 5. Kişi, dörtlünün fikrine “çoğunluğa uyarak” katılabilir. Gerçekten hakikate ulaşabilmek için sürekli kuşku duymak, sürekli kendini sorgulamak gerekiyor. Yani, niyetlerimizi ve motivasyonlarımızı daha fazla sorgulamalıyız. Bu yoğun kuşkuculuk kulağa dayanılmaz gelse de epey olumlu bir şeydir, özgürleştiricidir.

Şöyle ki; şüphe duymak, haddinizi bilmenize sebep olur. Haddini bilen insan hakikati sürekli arar. Sürekli arayan bulmaya en yakın olandır. Öz benliğini ilah edinmez. Egosuna yenik düşmez. Belki kendini daha aşağıda görmez ama kendini daha üstün de görmez. Gerçekçi olur…

Kısacası; milyonlarca insan, har an, milyonlarca farklı şeye inanmaktadır. Hatta bunları birçoğu birbiriyle çelişen düşüncelerdir! Rastgele özelliklere sahip olan ve/veya rastgele seçilen insanların ortak inançlar, düşünceler, fikirlerin doğruluk değerini belirlemek için asla kullanılmamalıdır. Dolayısıyla çoğunluğun otomatik olarak haklı olduğu düşüncesi, bir mantık safsatasıdır…

İddialarınızı destekleyen kanıtları, bulguları, araştırmayı tanıyım ve kişilere detaylıca anlatabilecek konumda olun. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmayın…