Kültür & Sanat

Doğunun Eşsiz Tarihi Eserleri İçin Restorasyon Çalışmaları Başladı

Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü, 6 Şubat'ta 11 ili etkileyen Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin hemen ardından bu illerde bulunan kendi sorumluluğundaki yapılarla ilgili çalışma başlattı. Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü sorumluluğundaki Diyarbakır, Mardin, Batman ve Bingöl'de 184 yapıda hasar tespit çalışması yapıldı. Yapılan incelemelerde tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır'da bulunan 12 vakıf eserin de hafif, orta ve ağır hasar tespit edildi. Depremde zarar gören Fatih Paşa, Behram Paşa, Melek Ahmet Paşa, Kurt İsmail Paşa, Parlı Safa, Silvan ilçesindeki Selahaddin Eyyübi ve Karabehlül ile Hani ilçesindeki Cafer-i Teyyar camileri, Dört Ayaklı Minare, Gazi Köşkü, Ermeni Katolik Kilisesi ve Kuyumcular Çarşısı'nın restorasyonuna yönelik başlatılan çalışma kapsamında hazırlanan projelerde sona gelindi.

DEPREMİN ARDINDAN 184 ESERDE HASAR TESPİT ÇALIŞMASI YAPILDI

Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürü Hakan Demir, Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak 6 Şubat'ta yaşanan depremin sabahında hem deprem çalışmalarına katıldıklarını hem de mülkiyeti kendilerinde olan yapılarda hasar tespit çalışması yürüttüklerini söyledi. Vakıflar Genel Müdürlüğünce depremden etkilenen illerin tamamında aynı plan ve proje çerçevesinde çalışmaların yapıldığını aktaran Demir, bölge müdürlüklerine bağlı Diyarbakır, Batman, Mardin ve Bingöl'de sorumluluklarındaki 184 eserde yaptıkları incelemede 12 eserde hasar tespit ettiklerini belirtti. Hasar gören bütün eserleri restorasyon çalışması kapsamına aldıklarını anlatan Demir, az hasarlı yapılarda derz ve yalıtım gibi işlemlerle yapıyı gözlemlemeyi tercih ettiklerini, böylelikle bu yapılarda en az müdahaleyle restorasyonu tamamlamayı amaçladıklarını bildirdi.

“GELECEK NESİLLERE BIRAKMAKLA YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ VAR”

Orta ve ağır hasarlı yapılarda restorasyon sürecini başlattıklarını dile getiren Demir, şöyle konuştu:

"Bu yapılarımızı korumak ve kültür varlığı olarak gelecek nesillere bırakmakla yükümlülüğümüz var. Bu nedenle yapıların tamamında arşivleme çalışmalarını önceden tamamlamıştık. Envanterimizde bu yapılarımızın tamamının projeleri yer alıyor. Bu nedenle tespit çalışmalarımızda envanterimizde bulunan rölöve çalışmalarımız hasarın ne derecede olduğuyla ilgili gerekli bilgiyi almamıza yardımcı oldu. Şu anda restorasyon çalışmaları için hazırlanan projeler tamamlanmak üzere. Bundan sonraki süreçte eğer mevsim koşulları imkân verirse restorasyona başlamayı planlıyoruz. Bizim için her fikrin önemi vardı. Çünkü bu yapılar bizim için önemli." dedi.

“ DEPREMZEDE VATANDAŞLARIMIZA EV SAHİPLİĞİ YAPTI”

Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Avrupa'da bu konuda öncü ülkelerin yaptığı restorasyonlarla malzeme, işçilik ve uygulama konusunda yarışacak düzeyde olduklarına dikkati çeken Demir, şunları kaydetti:

"Ulu Cami çok önemli ve büyük bir yapı. Yaklaşık 7 yıldır restorasyonu tamamlanmış olmasına rağmen depremde herhangi bir hasar almadı ve depremzede vatandaşlarımıza ev sahipliği yaptı, barınma merkezi oldu. Bu da bizim yaptığımız restorasyonların titizlik ve kalitesini gösteriyor. Bu yapılar bize ecdat yadigarı. Bunların geleceğe aktarılması için titiz davranıyoruz. Her taşın, tuğlanın, yapıyı oluşturan bütün öğelerin bizim için hayati bir önemi var. En az müdahaleyle yapıyı gelecek nesillere en sağlam şekilde aktarmayı hedefliyoruz."