Veysel’in kültürümüze kazandırdığı en kalıcı eserleri, Uzun İnce Bir Yolda, Dostlar Beni Hatırlasın, Güzelliğin On para etmez, Türküz Türkü Çağırırız, Gel birlik kavline girelim kardaş, Kara Toprak gibi türkülerdir. Uzun ince bir yoldayım diyen şairin kullandığı iki kapılı han motifi, beşikten mezara yani doğumdan ölüme bütün hayatı kapsarken ilk durak beşik dünyayı, ikinci durak tabut ise ahireti simgelemektedir.
Esma Şimşek’in Dünya Ozanı Aşık Veysel Sempozyumu’nda sunduğu bildiride belirlediğine göre bu motifi, daha önce Aşık Ömer,iki kapılı bir viranedir bu diyerek bir dörtlüğünde kullanmıştır. Şimdi aşığın bu deyişine göz atalım:
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece.
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece.
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece.
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece.
Düşünülürse derince
Irak görünür görünce
Yol bir dakkamıkdarınca
Gidiyorum gündüz gece.
Şaşar Veysel işbu hale
Gah ağlaya gahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece.
Yazıyı, Veysel’in yüzlerce kere okuduğum bir şiiriyle, tamamı11 kıtalık Kara Toprak ‘ın en sevdiğim dörtlükleriyle tamamlıyorum:
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.
Adem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yetirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.
Karnın yardım kazmayınanbelinen
Yüzün yırttım tırnağınanelinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır.
İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.
(…)Bütün kusurumu(zu) toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.
Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.
Yazıya son noktayı koyduktan sonra Veysel’den bir fal açmak aklıma geldi. Aşığın 1971’de Yapılan Dostlar Beni Hatırlasınadlı kitabı elimin altındaydı. Veysel’in 50 yıl sonra bizlere tavsiyesi ne mi? İşte bunu Aşık, kitabının 70. sayfasında söylemiş zaten:
KULAK VER SÖZÜME DİNLE
VATANDAŞ
Kulak ver sözüme dinle vatandaş
Uyma lâklâk edip gülüşenlere
Seni meşgul eder işinden eğler
Karışır tembel perişanlara.
Adım at ileri geriye bakma
Bir sağlam iş tut da elden bırakma
Saçma sapan sözler hep delip takma
Allah'ın yardımı çalışanlara.
İleriyi gören geriye bakmaz
İnsanlık yolundan taşraya çıkmaz
Allah cömert amma ekmek bırakmaz
Oturup geçmişi konuşanlara.
Maziye karışmış yıllarda ayda
Onu tekrar etmek sağlamaz fayda
Gören göze ibret vardır herşeyde
Seyret gökyüzünde yarışanlara.
Veysel der kafanı nafile yorma
Dünya fâni deyi çöküp oturma
Adım at ileri avara durma
Yoldaş ol refaha kavuşanlara.
Daha ne söylesin, ömrünü birlik ve beraberliğimize, kültürümüze adamış ama bir büyüğümüzün 50 yıl sonra sözünü tutmayacak mıyız yoksa? Yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı, aşığa da Allah’tangani gani rahmet diliyorum.