Bu atasözü, ölümün yaklaştığı zaman, bir kimsenin normalde yapmayacağı veya yapmaktan çekineceği şeyleri bile yapabileceğini ifade eder. Atasözünde geçen "köpek" ve "cami duvarı" mecazi anlamlar taşır ve sırasıyla ölüme mahkum olan kişi ve kutsal bir mekan olarak yorumlanır.
Atasözü, ölümün ne zaman ve nasıl olacağını önceden bilmenin mümkün olmadığını, ancak her canlının bir gün öleceğini ve buna karşı koymanın bir yolu olmadığını da belirtir. Atasözü, ölümün yaklaştığı zaman insanların umutsuzluğa kapılarak mantıksız davranabileceklerini de vurgular.
Atasözünün kullanım örnekleri:
- "Adam her ne kadar dindar bir insan olsa da, eceli gelmiş, cami duvarına işemiş."
- "Hasta o kadar zayıflamıştı ki, yataktan kalkacak hali yoktu, ama eceli gelmiş, son gücüyle kalkıp pencereye gitmiş."
- "Kaza çok küçük bir şeymiş, ama eceli gelmiş, canını almış."
Atasözünün benzer anlamlara gelen diğer versiyonları:
- Ölen ölür, kalan sağlar.
- Her canlının bir eceli vardır.
- Ecel saatini ne doktor bilir ne de saat.
- Ecel çaldı kapıyı, hastalık bahane oldu.
Atasözünün bize öğrettikleri:
- Ölüm kaçınılmazdır ve her canlının bir gün öleceğini bilmeliyiz.
- Hayatımızdaki her anın değerini bilmeli ve onu dolu dolu yaşamalıyız.
- Ölümden korkmak yerine, onu doğal bir olay olarak kabul etmeliyiz.
- Sevdiklerimizle vakit geçirmenin ve onlara değer vermenin önemini bilmeliyiz.
Eceli Gelen Köpek Cami Duvarına Siyer (İşer) atasözü ile Ecel Geldi Cihana, Baş Ağrısı Bahane atasözü arasındaki fark:
- Eceli Gelen Köpek Cami Duvarına Siyer (İşer) atasözü, ölümün yaklaştığı zaman insanlarin umutsuzluğa kapılarak mantıksız davranabileceklerini vurgular.
- Ecel Geldi Cihana, Baş Ağrısı Bahane atasözü ise, ölümün kaçınılmazlığını, bahanelere sığınarak geciktirmenin mümkün olmadığını belirterek vurgular.