Evet Herkes Haddini Bilmeli

Yaklaşık bir haftadır Malatya yerel basınında bir HAD bildirme meselesi gezip duruyor. Hem de kimin kime HADDİNİ bildirdiği belirsizliğini koruyarak.

Günümüzde, hem basın kurumu sahipleri bakımında hem de çalışanlar bakımında yerel basın gününü kurtarmaya çalışan bir pozisyondayken bir de kendi içerisinde birilerinin çıkıp kendi kendilerini yıpratacak, kendilerini sıkıntıya sokacak HADDİNİ aşan cümleler kurması yerel basını daha da zora sokmaktadır.

Hele de bu cümleleri kuranın basın içerisinde bu cümleyi kuracak kadar ne yaşının ne emeğinin ne de HADDİNİN olmadığı birileri tarafında sarfedilmiş olması da ayrıca başlı başına bir handikaptır.

Basın yayın organlarının sahiplerinin önünde kırk takla atarak, kendisini olduğundan daha fazla göstererek, bir organda bir iş kapabilmek için her yolu mübah sayarak hasbel kader yerel basının içerisine kapak atan birisinin bugün geldiği noktada geriye dönerek, kabuğunda çıkan cevizin kabuğunu beğenmemesi gibi yerel basına dil uzatması HADSİZLİĞİN daniskasıdır.

Behey densiz, sen Evkur Yeni Malatya Spor’un basınla ilgili bilmem ne görevinde olabilirsin, Fener Bahçenin, Galata Sarayın da aynı görevinde buluna bilisin hatta büyük bir yaygın medyanın en tepesinde bile olabilirsin, ama her şeyden önce adam olmayı becereceksin.

Biz de bir deyim vardır, yediğin kaba pislemeyeceksin diye. Sen öyle ya da böyle Malatya yerel basınının ekmeğini yiyen birisi olarak geldiğin noktanın sarhoşluğu ile kalkıp halen o alanda, gecesini gündüzüne katarak evine çoluk çocuğuna bir lokma ekmek götüre bilmek için ter döken basın emekçilerini toptan kastederek HADDİNİZİ bileceksiniz diye tehditvari bir cümleyi nasıl kurabilirsin. Bunun karşılığı en hafif söylemle HADDSİZLİĞİN alasıdır.

Bak genç arkadaş, adım adım yürüyeceksin bu merdivenleri. Öyle birden bire tepeye çıktığını sanarak seni bir şekliyle oraya taşıyan bu mukaddes mesleğe ve meslektaşlarına dil uzatarak daha yükseklere çıkmayı düşünüyorsan yanılırsın. Evet belki bu söyleminle ekmeğini yediklerine hoş görünebilirsin, onlardan aferin alabilirsin ama inan ki meslekte sonun düşündüğün gibi olmaz. Bir de bakarsın ki hoopp taa diplerdesin. Evkur Yeni Malatya Spordaki görevin bir gün bitmek zorunda olursa senin dönüp dolaşıp geleceğin yer yine yerel basının kapısıdır. Bu söyleminle kapattığın kapıları yeni taklalarınla açabileceğini mi sanıyorsun. Yerel basın örgütlerinin hepsi seni kınayan açıklamalar yaptı. Çıkarken kapıyı kapatmayacaksın yiğidim, bir gün dönmek zorunda kalabileceğini hiç unutmamalısın. Hani bir deyim vardır ya “tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır” diye.

Bu yazımı yazarken çok düşündüm, acaba kuracağım cümleler, yazı kompozisyonum bu işe emek veren duayen gazetecilerimiz tarafında nasıl karşılanır diye. Acaba ağır cümleler mi kurdum diye çok düşündüm. Ben 1995 yılında bir yaygın gazetede yazmaya başladığımda bu işin erbaplarında, emek verenlerinde epeyce nasihat aldım. Basında saygıyı da, HADDİMİ de bilirim. Umarım ki bu işe gönül vermiş genç arkadaşlarımızda kendinde öncekilerin iyi yanlarını örnek alarak mesleklerini en iyi şekilde yaparlar.

Sonuç olarak;” Malatya yerel basını ayağını denk almalı ve HADDİNİ bilmelidir” diyen HADSİZ kardeşim, sen de biraz daha akıllı ol, geldiğin makamlar başını döndürmesin ve konuşacağın, ağzında çıkacak cümleleri iyice tartıp düşünerek ve HADDİN aşıp aşmadığını iyi hesap ederek konuş.

Haa ben bütün yerel basını kastetmedim, bir takım basına dedim diyerek kendini savunacaksan da çıkar delikanlı gibi bu bir takım basının kim olduğunu aslanlar gibi açıklarsın. Yoksa Malatya’nın güzide basınını zan altında koymuş oluyorsun ki bu da senin HADDİN de değildir hakkın da değildir güzel kardeşim. Dost acı söyler…