17. yüzyılın ünlü seyyahı Evliya Çelebi, Osmanlı coğrafyasını detaylı bir şekilde anlattığı Seyahatnamesi’nde Malatya’ya geniş bir yer ayırdı. Seyahatname, tarih ve kültür meraklıları için Osmanlı dönemine dair önemli bir kaynak olarak kabul ediliyor.
Evliya Çelebi, Malatya’yı “8 büyük şehrin ortasına kurulmuş mamur ve şen bir belde” olarak tanımlıyor. Bu konum, Malatya’yı önemli bir ticaret merkezi haline getirirken, şehrin bereketli toprakları ve elverişli iklimi de tarımsal üretimi destekliyor.
Seyyah, Malatya halkının çoğunluğunu Türk ve Kürt olarak tanımlarken, şehirde Ermeni ve Rum cemaatlerinin de yaşadığını belirtiyor. Malatyalılar, dindar, cesur ve misafirperver olmalarıyla dikkat çekiyor. Evliya Çelebi, şehrin mutfak kültürüne de övgüyle değinerek, Malatya’nın meşhur kayısılarının tadını öne çıkarıyor.
Malatya’nın tarihi ve arkeolojik açıdan da oldukça zengin olduğunu vurgulayan Evliya Çelebi, şehrin önemli tarihi yapılarından bahsediyor. Battal Gazi Türbesi, Ulu Camii, Eski Malatya Kalesi ve Nemrut Dağı gibi mekanlar, seyyahın anlatımıyla yeniden canlanıyor.
EVLİYA ÇELEBİ’NİN MALATYA’YA DAİR SÖZLERİ
Seyyah, Malatya hakkında şu sözlerle hayranlığını dile getiriyor:
“Malatya’nın kayısısı dünyaca meşhurdur. Tadı ve aroması başka hiçbir yerde bulunmaz.”
“Malatya Kalesi çok sağlam ve heybetlidir. Tarihi boyunca birçok kuşatmaya ve savaşa göğüs germiştir.”
“Nemrut Dağı’nın zirvesinden manzara muhteşemdir. Bütün Malatya şehri ayaklarınızın altındadır.”




