İsrail ordusu, 1 Ekim akşamı Gazze açıklarına yaklaşan Küresel Sumud Filosu’na ait 42 gemiye uluslararası sularda operasyon düzenledi. Operasyon sonucunda 170 gönüllü aktivist, “İsrail’e yasa dışı giriş” suçlamasıyla gözaltına alınarak ülkenin güneyindeki Ketziot Hapishanesi’ne nakledildi.
Gözaltına alınanlar arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 15 kişi de yer alıyor. Bu isimler şu şekilde açıklandı: Abdülmecid Bağcıvan, Abdullah Gündem, Alparslan Arslan, Yunus Demir, Sinan Akılotu, Z. Abidin Özkan, M. Fatih Sinan, Sena Polat, Semih Fener, Hakan Şimşek, Emine Güneş, Ö. Faruk Narlı, Hasan Kuyuldar, Selahattin Özdemir ve Turgay Turan.
"Zorla Götürüldük, İsrail’i Tanımıyoruz"
İsrail makamları, gözaltına alınan aktivistlerin her birine “deportation order” (sınır dışı emri) belgesi sundu. Bu belgede aktivistlerin, İsrail’e yasa dışı yollarla girdiklerini kabul etmeleri ve gönüllü olarak sınır dışı edilmeyi kabul etmeleri talep ediliyor.
Ancak aktivistler, İsrail’in Gazze üzerinde herhangi bir egemenlik hakkı olmadığını savunarak belgeleri imzalamayı reddetti. Aktivistler, “uluslararası sularda zorla alıkonulduklarını” ve İsrail topraklarına kendi iradeleriyle girmediklerini vurguluyor. İsrail’in bu uygulamasının hukuki temelden yoksun olduğunu ifade eden uluslararası hukukçular, söz konusu işlemlerin “yetki gaspı” anlamına geldiğini belirtiyor.
Açlık Grevi Başladı
İsrail’in gözaltı merkezlerinde tutulan 42 aktivist, hukuksuz gözaltı koşullarını protesto etmek amacıyla açlık grevine başladı. Açlık grevine katılanlar arasında Türk aktivist Sena Polat da bulunuyor. Aktivistlerin isim listesi uluslararası kamuoyuyla paylaşıldı.
Greta Thunberg ve Liam Cunningham da Gözaltında
Filoda dünya çapında tanınan isimler de yer alıyordu. İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ile Game of Thrones dizisinin ünlü oyuncusu İrlandalı aktör Liam Cunningham da, İsrail’in “sınır dışı” belgelerini imzalamadıkları gerekçesiyle halen gözaltında tutuluyor.
Benzer şekilde, Fransız milletvekili Rima Hassan ve Avrupa Parlamentosu üyesi Emma Fourreau da belgeleri imzalamayı reddederek İsrail’e karşı direnişe katıldılar. İnsan hakları örgütleri Adalah ve Amnesty International, İsrail’in müdahalesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirterek, "seyir serbestisi hakkının" ihlal edildiğini açıkladı.
Mavi Marmara’dan Bu Yana Değişmeyen Uygulama
Uzmanlar, İsrail’in bu tür müdahaleleri 2010’daki Mavi Marmara olayından bu yana aynı yöntemle gerçekleştirdiğini ifade ediyor. O dönemde de benzer şekilde gemilere el konulmuş, aktivistlere sınır dışı belgeleri sunulmuş ve imzalamayı reddedenler uzun süre gözaltında tutulmuştu.
Türkiye'den Diplomatik Girişim
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, halen İsrail’de tutulan 14 Türk vatandaşının Türkiye’ye dönüşü için çalışmaların sürdüğünü bildirdi. Keçeli, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“İsrail güçlerince el konulan Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan vatandaşlarımızdan 36’sı, 4 Ekim günü gerçekleştirilen özel uçak seferiyle ülkemize sağ salim dönmüştü. Halen İsrail’de tutulan 14 vatandaşımızın, yarın Ürdün üzerinden ülkemize gelebilmeleri için çalışmalarımız sürüyor. Süreçle ilgili detayların bugün içinde netleşmesini bekliyoruz.”
“Gazze Halkının Yanında Olmaya Devam Edeceğiz”
Sumud Filosu’nda yer alan Türk aktivistler, gözaltına alınmadan önce yaptıkları açıklamalarda,
“Gazze halkının sesini dünyaya duyurmak için yola çıktık. Bu bir suç değil, insani bir görevdir.”
ifadelerini kullandı.
Filonun amacı, İsrail’in yıllardır uyguladığı Gazze ablukasını barışçıl yollarla aşmak ve bölgeye insani yardım ulaştırmaktı. Uluslararası toplumdan, bu sürecin hukuki ve insani yönüyle ele alınması ve aktivistlerin serbest bırakılması yönünde çağrılar yükseliyor.