Malatya 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasına; mağdur kız çocuğu ve ailenin avukatı Nuri Buğra Taydaş ile sanık öğretmen, sanığın avukatları ve tanıklar katıldı.

İddia makamı esas hakkındaki mütalaasında, “Birden fazla kez olmak üzere sanığın kullanımında olan cep telefonu üzerinden mağdura hitaben

"Ciğer parem gitti içim cayır cayır cayır yanıyor. İçimdeki yangını oksijensiz bırakacak birisini arıyorum. Neredesin? Seni çok seviyorum tatlım. Seni ne kadar çok sevdiğimi bir bilsen, bir tanem o güzel gözlerine doyasıya bakmak istiyorum. Siyah gözlüm benim, kalbimiz bir olunca üstesinden kalkamayacağımız hiçbir şey yoktur. Ben nazarımda gül gibisin, derdime derman arar iken meğer derdim dermanım imiş. İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız, sen benimle ben seninle bu hayatı yaşamalıyız. Şu an seni düşünüyorum, hayatımın her karesinde sen varsın. Mutlaka bekliyorum, hem de nasıl. Hayatında iki şey olsun biri ben diğeri ders. Bugün hep senin yolunu gözledim, seni ne kadar sevdiğimi bir bilsen, senin için yapmayacağım hiçbir şey yoktur. Sana canım feda, ben pazartesi akşamı pasajda karşılaştığım andan itibaren sana karşı duyduğum hisleri kalbimden silmeye başladım."

şeklinde birden fazla kez cinsel taciz içeren mesajlar gönderdiğine yer vererek, sanığın cezalandırılmasını talep etti.

“AHLAK VE DERS ÇALIŞMANIN ÖNEMİ KONUSUNDA KONUŞMALAR YAPTIM”

Sanık A.Ç., mahkemedeki savunmasında,

“Ben kesinlikle kendisini sınıfta iken çağırmış değilim. Kendisi yanıma geldiğinde bir kaç defasında teneffüslerde matematik öğretmeni de yanımda idi, kendisine ahlak ve ders çalışmanın önemi konusunda konuşmalar yaptım. Bunu bütün öğrencilere yönelik yaptığımı herkes bilir. Sadece kendisini 3 defa sınıftan çağırdım. Annesi beni belli aralıklarla telefonla arayarak kendisinin temizliğe gideceğini, evde küçük çocuğuna bakacak kimsenin olmadığını, benden kızını eve gönderip gönderemeyeceğimi sordu. Bende “Tamam ablacığım” diye cevap verdim. Öğretmenlik ve idarecilik hayatımda hiç bir bayan öğretmen ile ya da bayan veliler ile tokalaşmadığımı herkes bilir. Bayan öğretmenlere “canım kardeşim, canım ablacığım” diye hitap etmişimdir”

dedi.

“ÖYLE BİR ŞEY OLMADIĞINI ANNESİ BİLİR”

Sanık, kendisine komplo kurulduğunu iddia ederek,

“30 Ocak 2022’de ben kızımın düğününden dönerken gece saat 02.30’da bana whatsapp üzerinden mesaj gönderdi, tam okumadım, okumaya çalışırken silindi, çünkü whatsapp kullanmasını tam bilmiyorum. İkinci bir mesaj yazdı; dedesinin hasta olduğunu, annesinin Ankara ya gitmek istediğini, parasal noktada sıkıntı çektiğini söyledi. Sabah saat 12.00 sıralarında mağdur beni aradı, görüşmek istedi. Bende kendisine “Kapalı Çarşı’da giriş katında çay ocağında görüşelim” dedim. O tarihte görüştük, ben kendisine “Benden bir şey isteme, zaten senin bir sıkıntın olursa ben onu hissederim imkanlarım ölçüsünde karşılarım” dedim. Benden 300 TL para istedi, annesinin Ankara’ya gideceğini söyledi ancak “Annemin haberi olmasın” dedi. 300 TL’yi verdim, kendisi yalnızdı yanında kimse yoktu. Evine anne ve babasının bilgisi dahilinde toplam 3 defa gittim, annesi benimle tanışmak için okula da geldi, kesinlikle öyle bir şey olmadığını annesi de bilir”

beyanında bulundu.

“NÖBETÇİ ÖĞRENCİLERLE BENİ ODASINA ÇAĞIRTTI”

Mağdur öğrenci ise mahkemede,

“10.sınıfın ikinci dönemiydi. Başlangıçta öğretmen öğrenci ilişkimiz vardı. Dersimize girmiyordu, müdür yardımcımızdı. Bölümüm olan adalet hakkında araştırma yapıyordum. Daha nasıl ilerleyebilirim diye kendisiyle konuştum. Beni rehberliğe yönlendirdi. Nöbetçi öğrencilerle beni odasına çağırttı, ilk başlarda Kur’an’dan kitaptan ve derslerden bahsediyordu, daha sonra konuşmalar kişiselleşmeye başladı. Ailesinden, görücü usulü ile evlendiğinden bahsetti, kızları hakkında bilgi verdi. Kendisin kişisel olaylarını anlatıyordu, rahatsız oluyordum zamanla gitmeyi azalttım, öğle aralarında yanına gitmemin sıkıntı olmadığını söylüyordu. Nöbetçi öğrenciler, ellerinde imzalı kağıtla gelip müdür yardımcısının çağırdığını söylüyorlardı. Dersin hocası bir şey demiyordu. Bende dersten çıkıp kendisiyle müdür yardımcısı odasında görüşüyordum”

dedi.

MAĞDUR ÖĞRENCİ: ‘BEN SANA AŞIK OLDUM’ DEDİ

Mağdur öğrenci, sanıkla bir gün İstanbul Pasajına gittiğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Benim bir kitabım vardı hiç bir yerde bulamıyordum. İstanbul Pasajında tanıdığı bir kitapçı olduğunu söyledi. “Kitapçının adını söyleyin ben gidip alayım” dedim, “Senin cebinden para çıkmasın. Ben seni götürürüm” dedi. Kitabı alıp okuyup özet çıkartmam gerekiyordu. Pasajda kitabı aldık eve gitmek istedim sanık bana, "Burada kimse olmasa sana sarılmak isterdim. Benim hislerim sana karşı öğretmen öğrenci ilişkisinden fazla, ben sana aşık oldum. Aradığım o aşkı sende buldum" dedi. “Hocam, ben eve geçebilir miyim?” dedim, eve gittim. Annem bana, “Yüzün bembeyaz olmuş” dedi. Bende “Hastayım, biraz dinlenmeye ihtiyacım var” dedim. Yaşadığım olayları bitirmek istedim. Whatsapp’tan kendisine “Bana karşı yazdıklarınıza olumlu cevap vermem çok ayıptır. Babamdan büyüksün” diye yazdım. O ise bana, “Sana karşı hislerimi kalbimden silmeye başladım” dedi. “Babamdan büyüksünüz” diye yazdığım yerleri okumadığını, bu konuyu okulda detaylı konuşmak istediğini yazdı. Ben bir şey yazmadım, görüşmek istemiyordum, aileme söylemem gerektiğine karar verdim, anneme söyledim. Annem “Şaka mı yapıyorsun?” dedi. Babama söylemesini istemedim, annem babama söyledi, babam ise hukuksal yolla çözebileceğini söyledi.”

Tanıkların ve avukatların beyanlarını alan mahkeme, sanık A.Ç’ye “çocuğa karşı cinsel taciz” suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası vererek, hükmün açıklanmasını geriye bıraktı.

 

Muhabir: Seher Akbalık