Üniversite 3. sınıf öğrencisiyken yaşadığı yorgunluk nedeniyle Bilkent Şehir Hastanesi'ne başvuran 24 yaşındaki Mehmet Orkun Apaydın'a yapılan tetkiklerin ardından lösemi teşhisi konuldu.
Tedavisi sırasında eğitimine bir süre ara vermek zorunda kalan Apaydın, uygulanan kemoterapi ve sonrasında kemik iliği nakli sayesinde lösemiyi yenerek sağlığına kavuştu.
Mehmet Orkun Apaydın, sağlığına kavuşmasının ardından yarım bıraktığı eğitimine devam ederek üniversiteden mezun oldu ve iktisatçı olma hayalini gerçekleştirmek için hedeflediği yüksek lisans eğitimine başladı.
"Hastalığımın tanısı ilk söylendiğinde ben bunu yeneceğim demiştim"
20 Eylül Dünya Kemik İliği Bağışçıları Günü dolayısıyla lösemiyle mücadelesini AA muhabirine anlatan Apaydın, kemik iliği bağışı için çağrıda bulundu.
Lösemi tanısı aldıktan sonra hastalığını kabullenmekte zorlandığını aktaran Apaydın,
"Yavaş yavaş artan yorgunluğum vardı. Yürüyecek hatta lavaboya gidecek halim bile olmuyordu. Bilkent Şehir Hastanesi hematoloji bölümüne başvurdum ve lösemi olduğumu öğrendim. Bu durumu kendime yakıştıramadım. Doktorlarım, ailemin, arkadaşlarımın ve üniversitedeki hocalarımın ilgisi ve desteğiyle tedavi sürecine başladım."
dedi.
Lösemi tanısı aldığında ekonomi öğrencisi olan Apaydın, lisans tez konusuna karar vereceği esnada hastalık tanısı alınca büyük bir şok yaşadığını söyledi.
Tedavisinin yaklaşık 8 ay sürdüğünü anlatan Apaydın,
"Hastalığımın tanısı ilk söylendiğinde 'bunu yeneceğim' demiştim. Annemle babam çok üzülmüştü, onları teselli ettim."
diye konuştu.
Ailesinden uygun nakil bulunamadığı için doktorlarının Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi'ne (TÜRKÖK) başvurduğunu belirten Apaydın, şöyle devam etti:
"Nakilde her şey yolunda gitti ve beklenenden daha erken taburcu oldum. Hocalarımız bu durumun çok sık olmadığını ama azmim ve dikkatimle bunu başardığımı söyledi. Şu anda 2 seneye yaklaştı ve her şey gayet güzel gidiyor. Tedavim bitti, okuldan mezun oldum ve TED Üniversitesi'nde ekonomi yüksek lisansına başladım. Sağlığım gayet iyi normal yaşamıma döndüm. Yüksek lisansımı başarıyla tamamlayıp, Avrupa'ya doktoraya gitmek ve başarılı iktisatçı olup ülkeme hizmet etmek istiyorum."
Kök hücre bağışı çağrısında bulunan Apaydın,
"Bir kök hücre bağışlayarak bir insanın hayatını kurtarabilirsiniz. Sadece kan vererek bir insanı yaşama döndürebilirsiniz. Tek ricam, lütfen bağışçılar son anda vazgeçmesin. Kök hücre bağışlayarak bir kişinin hayatını kurtarıyorsunuz, sadece o kişi değil ailesi ve sevdikleri sizin için bir ömür duacı oluyor."
ifadelerini kullandı.
"Hastamız hayata tekrar tutundu"
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Hematoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Gülsüm Özet de hastası Apaydın'ın tedavi süreci ve ilik nakline ilişkin bilgi verdi.
Özet, yorgunluk şikayetiyle hastaneye başvuran Apaydın'a tetkiklerin ardından lösemi tanısı konulduğunu belirterek, "Hastamız, yüksek riskli lösemi olduğu için en başta kemik iliği nakli kararını verdik. Ancak akraba içinden bir verici bulamadık ve TÜRKÖK'e başvurduk. Buradan tam uyumlu verici bulduk ve kemoterapi sonrası hastamıza bağışçıdan nakli yaptık. Hastamız naklinin 1,5 yılında her şey çok iyi gidiyor ve hayata tekrar tutundu. Bu sebeple biz çok mutluyuz." ifadelerini kullandı.
Kök hücre naklinin hematolojik hastalıklar, lösemi, aplastik anemi, immun yetmezliği gibi hastalıklarda hayat kurtarıcı olduğunun altını çizen Özet, kök hücre nakillerinin otolog (hastanın kendi kök hücrelerinin kullanılması) veya allojenik (bir başka kişinin kök hücrelerinin kullanılması) olmak üzere gerçekleştirildiğini söyledi.
Allojenik kök hücre nakli için öncelikle hastanın kardeşleri ve yakınlarından verici arandığını uygun verici bulunamazsa TÜRKÖK'e başvurduklarını aktaran Prof. Dr. Özet, TÜRKÖK'de kök hücre bağışçısı olmak isteyenlerin Türk Kızılaya başvurarak, kök hücre bağışçısı olabileceğini ve bağışın hayat kurtarıcı olduğunu vurguladı.