HOCA

Bağkurdan emekli.

Üç kız bir oğlan.
Anne, baba altı nüfus.
İki kız üniversiteli. Başkentt'e.
İkisi liseli.
Tıp okuyor biri, biri öğretmenlik.
Gider çok, gelir Allah'a kalmış.
Umut büyük.
Akşamdı.
Bağdaş kurdu sofraya.
Kız aradı.
Dinledi.
Eridi yüreği.

"Tamam." dedi. "Baba kurban olsun." dedi. "Canımsın, meleğimsin." dedi."Tamam." Yarın gönderiyorum, yarın canım, yarın. Havaleni çıkarırım."
Köyden aradılar.
Çığlık'tan "Mevlüt var." Almancı.
"En az beşyüz ordan." dedi.
"Üç yüz de Zeydan'daki mevlütten gelir." dedi.
Tamam oh be, oh.
Havale tamam.
Gönül, rahat, yüz gülüyor.
Mikrofon, çanta minübüs istikamet
Doğanşehir.
Mevlüt, Alamancı yemekli.
"Beş yüz tl fazlasıda olur inşallah..." "En az bin tl olmalı."
"İnşallah."
Minübüs. Telefon.
"Komutan."
"Hocam bir cenaze var. Terörist. Kürecik Cem Evi'nde. On birde burda ol." kapandı telefon.
"Haydaa." dedi.
Saate baktı, hesap etti.
"Yol dedi." uzak, yakın, Kürecik Cem evi.
Kız. Bin tl.
Havale.
Çığlık.
Bismillah Allah'ın izniyle.
Cemaat, dua amin, inşallah...
Telefon, komutan.
Şaşırdı.
"Geliyorum komutanım."
"Yoldayım komutanım."
"Yol ayrımında komutanım."
"Emredersin komutanım."
Cemat yemekte.
Pilâv üstü kavurma bir de ayran.
Herkes meşgul.
Duaya devam, çaktırmadan.
Merhumun ruhuna fatiha.
"Razı mısınız?"
"Razıyız."
Amin. İnşallah.
Allah eyvallah...
El, ayak, mikrofon, cemaat, komutan.
Cem evi, cenaze.
Gerilla.Yok, yok, terörist...
Şaşırdı, utandı, kızardı, toplandı.
Emanet cepte.
Yol yakın.
Uzaklaştı.
Baktı, saydı, güldü.
"Of." dedi.
Bin tl.
Kaldı Zeydan.
Üç gün önceydi cenaze, bugün Mevlüt.
Fena sayılmazdı, hâli vakti yerindeydi merhumun.
"Üç, Üç yüzde burda çıksa."
"Olur ya." dedi. "Durumları iyi."
Havale, taksit, mutfak...
Düşündü durdu.
Yürüdü.
İzzet-i ikram, saygıda bin şükür.
Masa hazır, cemaat hazır ve nazır.
Ayran, pilav-üstü döner.
O biçim telaş.
"Vay be!" dedi içinden.
"Beş yüz çıkar." dedi herhalde.
Bismillah, Allah eyvallah...
Hak Muhamed adına...
Merhumun ruhuna El Fatiha...
Eller açıldı semaya, sürüldü yüze...
Allah, Allah...
Amin, âmin, âmin...
Telefon çaldı.
Hoca şaşırdı, kızardı, toparlandı...
Komutan.
"Geliyorum komutanım..."
"Develiyi geçtik komutanım..."
"Tamam komutanım."
"İnşallah komutanım."
Yemek bitti, ayran ferahlattı.
Ver Allah'ım kürecik.
Bir el indi cebe.
Bir el çıktı cepten.
"Acaba dedi." içinden.
Bakmadı.
Yokladı, cebi saydı.
Bir, üç, beş...

Saate baktı tam on otuz beş.
İyi dedi.
Rahatladı.
Helalik istedi.
"Hocam seni bırakalım."
"Yoo, zahmet olur."
"Hocam lütfen olur mu!"
Cenaze, cemevi, komutan.
Yarım saatlik zaman.
"Olur mu burda da bir beşlik."
"Yoo, yo zannetmem."
Terörist, komutan para.
Ne yapsın hoca.
Dert bir değil ki...
Bugün tamam.
Yarına Allah'a şükür.
Amin.