İnsan Bazen Kendini De Okumalı

Yargılamak, insanların en sık yaptığı hatalardan bir tanesidir. Zaman zaman insanlar kendilerini yargılamadan, hayatında ki tüm insanları yargılayabilmesi yetkisi olduğunu düşünür. İnsanlar hakkında bildiği her konuya yorum yapabileceğini, hatalarını yüze vurabileceğini düşünür.

İnsanların özel hayatına saygı göstermek, kendinize olan saygınızı da ortaya koyar. Oysa ki ilk olarak empati kurarak, kendinizi o insanların yerine koyun. Sizin başınıza gelse ne yaparsınız diye düşünün bu sorular ile kendinize gelebilir ve hatanızın farkına varabilirsiniz. Çünkü her kesimden insanın yaptığı tüm doğrular, tüm yanlışlar herkes tarafından eleştirilir. Fakat kendimizi yargılamak, başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür. İnsan bazen kendini de okumalı, hatta yargılamalı…

İnsanları tanımadan, insanların düştüğü hataların bir kısmını yaşamadan, onları yargılamak çok yanlış bir davranış! İnsanların özel hayatına saygı göstermek kendinize olan saygınızı da, ortaya koyar…

Bir insanı yargıladığımız veya eleştirdiğimiz zaman, bu davranış o kişi hakkında hiç bir şey açıklamaz; Unutmayalım ki; Bu hoş olmayan davranış, sadece bizim eleştirmeye ne kadar muhtaç olduğumuzu açığa çıkarır.

Kişiyi yargıladığınızda, suçladığınızda, kendini kötü hisseder. Kendini kötü hisseden bir insan ya kendini savunma ihtiyacı duyar, ya da o da sizi onu anlamadığınızı düşünüp kızgınlaşır, hırçınlaşır. Sonuç olarak iletişim kurmaya çalışırken, kendinizi hiç istemediğiniz bir tartışma içinde buluverirsiniz. Çoğu anlaşmazlık, tartışma, kavga karşımızdakinin ne hissettiğini, düşündüğünü veya ne yaptığını bilmeden, dinlemeden yargıladığımız için ortaya çıkıyor. İnsanları hayatlarının yalnızca bir anına dayanarak yargılamaktan sakınalım…

Şöyle ki; Allah, insanlar hakkında ki hükmünü, bütün ömürleri bittikten sonra veriyor da biz aciz insanlar, kim oluyoruz da onları bir kez görmekle, iki üç yazısını okumakla, birkaç dedikodu dinlemekle, haklarında hüküm verebiliyoruz, der ünlü yazar. Ve cahil olmanın dayanılmaz hafifliği, insanları başkalarının anlattıklarına göre yargılamaktır.

Kişiyi yargılamadan önce biraz düşünüp sonra yargılayınız bence! Gerçek anlamda tanımadığınız biri için, hiçbir şey sizin bildiğiniz gibi olmayabilir. Siz sadece birilerinden duyduklarınızla ya da kendi gözlemlerinizle konuşuyor olabilirsiniz. Fakat o yargıladığınız insanın içini bilemezsiniz. İnsanları, dini, dili, kişiliği, görüşleri, kimlerle arkadaş olduğu, dış görünüşe göre yargılayan zavallılar olmayalım. Bu kadar ön yargılı olup, insanları dış görünüşü ile ya da başka şeylere bakarak yargılamayalım. Unutmayalım ki; Dinlemeden anlamaya çalışmadan söz hakkı tanımadan, yargıladığınız her kalbin vebali sizinle mezara kadar gider.

Kısacası; Herkes ne kadar da ben ön yargısız bir insanım dese de, aslında herkeste biraz vardır bu durum. İnsanın doğasında vardır ön yargı. Ama asıl mesele bundan sıyrılıp, karşımızdakini iyice dinleyip, anlamak ve ondan sonra değerlendirmek ve belki de yargılamaktır. En önemlisi de hiç kimse bir başkasını yargılayabilecek kadar kusursuz değildir. Ama çoğumuz bu hakkı kendimizden görmek istemeyiz. Çünkü kendini yargılamak bir başkasını yargılamaktan çok daha zordur…

Her insan iyi olmayabilir, ama her insanda bir iyilik mutlaka vardır. Önemli olan yargılamak değil, kişiyi anlamaya çalışmaktır. Yargılamak için bilmek, bilmek için anlamak, anlamak için de dinlemek gerekir. Dinleyen insanın da yargılamaya hakkı yoktur.