Malatyaspor’da Unutulmaz 27 Yıl, Kaptan Selahattin Yapa
1966 yılında kurulan Malatyaspor’dan gelip geçen sporcuların en derin iz bırakanlarındandır Selahattin Yapa. Malatyalıların göz bebeğidir Selahattin Yapa. İlimize katkısı olan, büyük hizmeti olan, yaşamı ve kişiliği ile dikkatleri üzerinde toplayan unutulmazlarından biridir Selahattin Yapa.
Malatyaspor’un iniş zamanlarında da yükseliş zamanlarında da tutum ve davranışlarıyla hep etkili olmuştur Selahattin Yapa. Malatyaspor’un bu başarılı dönemindeki etkisi yalnızca oynadığı mevkide üzerine düşeni yapmak, başarılı futbol oynamak değildir. Takımda önder olması, futbolcularla birlik ve beraberliği sağlaması, moral motivasyonun üst seviyede tesis edilmesindeki rolü de çok önemli olmuştur Kaptan Selahattin’in. Malatyaspor futbol takımının durumunun iyi olmadığı zamanlar da olmuştur elbette. Tıpkı her takımın vasat zamanları olduğu gibi inişli çıkışlı zamanlarının da olduğu gibi. Takımın olumsuzluk yaşadığı dönemlerde, takım arkadaşlarına verdiği moral motivasyon desteğiyle önder olmuştur Kaptan Selahattin.
Malatyaspor maçlarında kaptan olarak takımının başında sahaya çıktığını gören taraftar derin bir oh çekerdi. Daha doğrusu futbolcular sahaya çıkmadan önce stadyum hoparlöründen takımların kadrolarının duyurusunun yapılacağı zamanı beklerdi taraftar. O zamanlar böylesine internet ortamı yok, akıllı telefon yok. Habere, bilgiye günümüzdeki gibi böyle hızlıca ulaşılamıyor. Stadyum hoparlörüydü en büyük iletişim kaynağımız.
Malatya'ya emeği geçen vefakâr insanlarımızdan Selahattin Yapa’yı tanıyanlara hatırlatmak, yeni nesillerimize ise tanıtmak için yazmak istedik. Selahattin Yapa ile telefon görüşmesi yaptık. “Uşak’ta olduğunu” söyledi. Görüşmemizin kapsamlı olması için video konferans yöntemi ile görüşmek için sözleştik.
Malatya’da Söz Gazetesi olarak, iz bırakan değerlerimizi yazdığımızı, kendisinin de Malatya’nın unutulmazlarından olduğunu ve kendisini yazmak istediğimizi söyledim.
1966’da kurulan Malatyaspor’un ilk kadrosundan takımda olan Kaptan Selahattin’i Malatyalıların unutamadığını söyledim. Uşak’ta bulunma nedeni sorusuyla başladık görüşmemize.
Kaptan Selahattin, "52 yıl yaşadığı Malatya'yı unutamadığını" söyleyerek başladı konuşmasına. Kendi anlatımıyla devam edelim.
“1942 yılında Bitlis’te doğdum. Bitlis Amatör takımlarında oynadıktan sonra, Diyarbakır Diclespor’da oynadım. 1966’da kurulan Malatyaspor’a Mersin’den geldim. 1975’e dek takımda oynadım. 1976’da evlendim. Malatyaspor’da, Sunderman, Özkan Akbulut gibi teknik direktörlerin yardımcılığını yaptım. Takımın alt yapısında sporcu yetiştirmeye başladım. Yetiştirdiğim futbolculardan bazıları şunlar. Malatyaspor’un Sportif Direktörü Ali Ravcı, Erkan Kama, Sinan Alkış, Murat Duran, Erkan Salman, Hacı Bayram Ekinci, Nihat Bayındır, Ercan Öztürk, Kürşad Günata, Dumlupınar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Acet.
1995 yılında sahalara tamamen veda ettim. Futbolun dışında Devlet Su İşlerinde (DSİ) çalıştım ve 2002 Ocak ayında emekli oldum. Büyük oğlum Caner İstanbul’da öğretmen olarak, küçük oğlum Koray Uşak’ta akademisyen olarak çalışıyorlar.
2019 Eylül’de ani bir şekilde çok değerli eşimi kaybettim. Bende de sağlık problemleri başladı. Çocuklarım, tek başıma yaşamamı istemediler. Malatya’daki evimi satıp, Uşak’ta ev aldım. Çocuklarımla, gelinlerimle, torunlarım Kaan Kartal, Mert Efe ve Demir Tuna ile birlikte mutlu mesut yaşıyoruz.”
Bir maçta gol atılınca “fileleri havalandırdı” şeklinde bir söylem vardır. Çocukluğumda, Kaptan Selahattin’in bir golünde “fileleri yırttığını” duymuştum. Ağları yırttığı ve diğer anılarını kendi anlatımıyla devam edelim.
“1970 - 1971 Sezonunda 3. Ligdeydik. Ankara’da Yenişehir maçını oynarken 18. dakikada attığım golle 1-0 öndeydik. 72. Dakikada Sami’nin attığı pas ile top önüme düştü. Ben de topu kaleye gönderdim. Top kalenin içinden geçip gitti. Yan hakem golü verdi. Orta hakem golü vermedi. Yan hakem ısrar etti. Orta hakemle yan hakem birlikte kalenin filelerini kontrol edince, topun şiddeti ile filenin yırtılmış olduğunu gördüler. Orta hakem de golü verdi. Fileleri yırtarak attığım bu gol, uzun yıllar spor camiasında konuşuldu.
Yine aynı sezonda Rize maçında 1- 0 öndeydik. Rizesporlu futbolcu gol atınca durum 1-1 oldu. Takımımız santra yapınca ben hemen Rizespor kalesi önüne ulaştım. Santra yuvarlağından arkadaşımızın attığı uzun pas önüme düştü. O anda kaleci Mustafa, attıkları golün sevincini yaşıyordu. Ben santradan sonra saniyeler içinde topla buluşup, güzel bir vuruşla golü attım. Attıkları golün sevincini yaşayan kaleci Mustafa, şaşkın şaşkın bakarak, ‘Ya bırakmadın ki attığımız golün sevincini yaşayayım. Acelen neydi?’ dedi. Biz bu maçı 2 – 1 kazandık. Ben gol kralı oldum ve şampiyon olduk. Sezon sonunda Fenerbahçe beni istedi. Kulübümüze 200 bin TL vermeyi önerdiler. Kulübüm beni vermedi. 1971 – 1972 Sezonunda takımımda oynadım. 1972 – 1973 Sezonunda Haşim’e, Yusuf’a ve bana, ‘Sizinle mukavele yapmayacağız, serbestsiniz’ dediler. Haşim futbolu bıraktı. Yusuf, askerlik görevini yapmaya gitti. Ben de Sivasspor’a gittim. Sivasspor’da Bülent Eken ve Hilmi Kiremitçi hocalarla çalıştım. Bir süre sonra Sivas’ta oynamak istemedim. Sivas’ı bırakıp Malatya’ya geldim. Takımın oyuncusu olmadığım halde Malatyaspor’un antrenmanlarına katılıyordum. Takımı Şükrü Ersoy çalıştırıyordu. Antrenmanda attığım golleri görünce çok şaşırıyordu. ‘Ben de golcü arıyorum. Seni nasıl gönderdiler? Çok şaşırdım’ dedi ve beni kadroya aldı. Beşiktaş’tan Ferruh ile Fenerbahçe’den Muharrem’i de takıma almıştık. Yaşım ilerleyince futbolu bırakmak istedim. Yöneticiler kabul etmediler. ‘Takım arkadaşlarına ağabeylik etmen gerek’ dediler ve beni bir yıl daha oynattılar. 1975’e dek Malatyaspor’da oynadım.
Unutamadığım bir anım da bize saha kapatma cezası verilmişti. O zaman tarafsız saha uygulaması yoktu. Saha cezası olunca daha önce de deplasman için gittiğimiz Trabzon, Rize, Ordu ve Giresun’a ikişer kere gittik. Malatya’dan bir çıktık, tam iki ay sonra Malatya’ya döndük.
Nurettin Soykan zamanında namağlup şampiyon olarak 1. Lige çıktık. Benim alt yapıyı çalıştırdığım dönemde Malatyaspor’umuz, Galatasaray ile Beşiktaş’ın ardından ligi 3. Sırada tamamladı. Malatyaspor’la çok güzel günlerim oldu.”
Yazımızın Malatya Söz Gazetesi’nde yayınlanacağını söylediğimde, “Bu gazeteyi söylediğinizde Kemal Deniz aklıma geldi. Kendisi Malatyaspor’un başkanlığını da yapmıştı. On yıl önce de Kemal Deniz’in sürücü kursundan eşime ehliyet almıştık. Hayatımın 52 yılını yaşadığım Malatya benim vatanım. Malatya’yı ve Malatyalıları unutmam mümkün değil” dedi.
Malatyalıların kendisine olan sevgi ve saygısını her zaman ifade ettiklerini söyleyerek Kaptanımıza teşekkür ettim.
Selahattin Yapa, babam rahmetli İhsan Toy’un Malatyaspor’un ilk amigosu olduğunu ve kendisiyle güzel anılarının bulunduğunu söyleyerek babama rahmet diledi. Uşak’tan tüm Malatyalılara selamlarını iletmemi istedi.