Bir insan kitap okumanın heyecanını yaşamamışsa, hiç yaşamamış, onun tadına varmamışsa hiç bir şey tatmamış demektir. Kitap, en şiddetli fırtınalarda sığınabileceğimiz güvenli bir liman, en kederli günlerimizde elimizden tutan bir dosttur. Sadece kederli günlerimizde mi? Elbette ki hayır. Sevinçli anlarımız dada bizlerin dostudur onlar. Kitap okumayı alışkanlık haline getirmiş bir insanın penceresi geniş olur. Olayları her yönü ile ele alabilir, geniş düşünebilir ve insanları çok daha rahat bir şekilde anlayabilirler. Kişileri analiz edebilir, aynı zamanda diksiyonu daha düzgün, hitabeti daha iyi olur. Hangi insanla nasıl konuşacağını, onu nasıl ikna edeceğini iyi kavrar. Geniş bir dünya görüşüne sahip olmak , daha güzel konuşmak, topluluklarda aranan ve kendisine danışılan kişi olmak istiyorsak düzenli olarak kitap okumak ve kendimizi sürekli olarak geliştirmeliyiz. Kitaplar kimi zaman bize en iyi dost, en iyi yoldaş ve en iyi sırdaştır. Onlarda öğrendiğimizi her hangi bir insanda öğrenmek gerçekten zordur. Kitaplar, vazgeçilmezimiz, her an, her saniye yanı başımızda olmalıdır.
Bir kitapla okuduğumuz kadar, hiç bir insanla içli dışlı olamayız. Satır satır işleriz onu yüreğimize. Ama satır araların da dalmayı da ihmal etmeyiz. Kimi zaman Kederli bir anne oluruz onlara, kimi zaman emektar bir baba, kimi zaman elinden şekeri alınmış bir çocuk, yahut aşkına ihanet edilmiş genç bir kız. Her şey oluruz bayılırız, ayılırız, ölürüz, diriliriz, başka diyarları gezeriz, en sarp yokuşlardan tırmanıp bir kuş gibi süzülürüz uçurumlarda ovalara. Kimi zaman susuz çöllere hayatı götürürüz. Boş zaman eğlencesi değildir asla kitaplar. Aksine en dolu anların vazgeçilmezidir.
Bilgi kaynağı, umut kıvılcımıdır. Bize faydaları saymakla bitmez. Kitaplar bizleri toplumların aranan adamı yapar,hayata hazırlar, en derin acıların üstesinden nasıl gelebileceğimizi anlatır ve her zaman yanımızda yer alır. Kitaplar benim için bilinmezliğe yaptığım bir yolculuktur. Her kitapta yeni maceralar yaşarım. Bilmediklerimi öğrenirim buda bana gerçek hayatta daha iyi iletişim kurmamı, insanlarla daha iyi iletişim kurmamı sağlar. Çünkü insan beyni okuyarak beslenir. İnsan bir kitabı okuduktan sonra eskisinden daha akıllı hareket edebilmeli, başkalarının sözüne aldanmadan her şeyi daha açık görmeye, daha derin hmeye başlamalıdır. Güzelliği daha çok anladım, daha nazik, daha neşeli, daha mutlu oldum diyebilmeli. Düşüncelerim gelişti hayatı ve insanları daha iyi kavradım, yaşama gücüm hayata karşı cesaretim daha da arttı diyebilmeli. O zaman okuma boşa gitmemiştir. Kitap okurken rastgele, gevşek ve yorgun bir kafa ile okuyorsanız kitabın size yararlı olması olanağı sağlamıyorsunuzdur. Oysa ki tüm kuvvet makinemizi harekete geçirmedikçe iyi okumaya olanak yoktur. Bizden daha güçlü bir kafa, bize bir takım fikirlerini telkin etmek istiyor. Biz böyle okuyuşumuzla onları hazmettiğimizi sanıyoruz. İşte bu sanış bizi aldatmaktadır. Okumayı düşünce izlemedikçe bu okuma boşuna yapılmıştır. Emekler boşa gitmiştir. Yıllar boşa harcanmıştır. Eller boşu boşuna kitap yapraklarını çevirmiştir. Bu bir bakıma anlamsız okuma alışkanlığı ile ilgili tüm bu ayrıntıların yanı sıra özellikle dikkat edilmesi gereken bir nokta, okunacak kitabın seçilmesinde özen gösterilmesidir. Karanlık ve iç karartıcı konuların anlatıldığı kitaplardan kaçınmak gerekir. Ayrıca kolay anlaşılır ve samimi üsluptaki kitaplar, okuyan kişilerde çok daha hızlı etki uyandırır. Buda her okuyan kişinin bilgileri kolay anlamasını ve öğrendiklerinin aklında kalmasını sağlar. Unutulmamalıdır ki... Kitaplar solmayan çiçeklerdir.