Yıldırım, 15-16 Haziran Direnişi'ni Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en etkili direnişlerden biri olarak nitelendirerek, bu direnişin işçi sınıfının örgütlenme önündeki yasal engelleri kısmen de olsa kaldırdığını belirtti. Sendika ve grev hakkının, işçi sınıfının mücadelesinin temel araçları olduğunu söyleyen Yıldırım, gerçek sınıf sendikacılığının sadece ücret ve çalışma koşullarının düzeltilmesiyle sınırlı kalmayıp, toplumun adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerini de savunduğunu ifade etti.

Başkan Yıldırım, Türkiye işçi sınıfının tarihinde Kavel Grevi (1963), 15-16 Haziran Direnişi (1970), Tariş Direnişi (1980), Zonguldak Maden İşçileri Yürüyüşü (1991), Tekel İşçileri Direnişi (2009-2010) ve Metal Fırtınası (2015) gibi grevleri örnek göstererek, işçilerin baskı ve engellemelere rağmen grev hakkını kararlılıkla savunduğunu belirtti.

Güncel duruma değinen Yıldırım, "Erdoğan-Şimşek programının en vahşi şekilde sürdürdüğü 'ucuz emek rejiminin' temelleri 12 Eylül askeri darbesi ile atılmıştır," dedi. Mevcut yasal düzenlemelerin işçiler aleyhine değiştirildiğini ve sendikal örgütlenme, toplu pazarlık ve grev haklarının fiilen kullanılamaz hale getirildiğini savundu. Özellikle taşeronlaştırma, esnek-güvencesiz istihdam biçimleri ve işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin piyasalaştırılması gibi uygulamaların işçi haklarını ihlal ettiğini dile getirdi.

Yıldırım, uygulanan ekonomik programın sosyal güvenlik sistemini daha da aşındırdığını, kıdem tazminatlarının eritilmesi ve asgari ücretin yoksulluk sınırının altında tutulması gibi hedeflerle işçi ve emeklilerin sefalete mahkum edildiğini öne sürdü.

Emek Partisi Malatya İl Başkanı Şerif Yıldırım, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için gasp edilen hakların geri alınması gerektiğini vurgulayarak, bunun ancak birleşerek ve birlikte mücadele ederek kazanılabileceğini ifade etti. Yıldırım, taleplerini dört ana başlık altında topladı:

Barajsız Sendika!

İşyeri, işletme ve işkolu barajlarının kaldırılmasını, işçilere koşulsuz sendika kurma hakkı tanınmasını, sendika temsilcilerinin seçimle belirlenmesinin yasal zorunluluk haline getirilmesini ve işçi temsilciliğinin yeniden yasal zorunluluğa kavuşturulmasını istiyor.

Yasaksız Grev!

Grev yasaklarının anayasadan tamamen çıkarılmasını, lokavt uygulamasının kaldırılmasını, dayanışma grevi, hak grevi, uyarı grevi, genel grev ve siyasi grev hakkının tanınmasını ve grevde geçen günlerin ücretinin patronlar tarafından ödenmesini talep ediyor.

Güvenceli İş!

Haksız ve keyfi işten çıkarmaların yasaklanmasını, kıdem tazminatı, ücret gibi işçi alacaklarının tamamının öncelikli ve devlet güvencesinde olmasını, işçilerin dava açma süreçlerini zorlaştıran arabuluculuk uygulamasının kaldırılmasını gerektiğini belirtiyor.

Şehit Akdoğan’ın naaşı Malatya’da
Şehit Akdoğan’ın naaşı Malatya’da
İçeriği Görüntüle

Yetki Tespit Sistemi!

Patronların yetki itirazının sözleşme sürecini durdurmamasını, sendikal çekişme halinde yetkili sendikanın referandumla belirlenmesini ve yetki itirazı sırasında işçi alımı ve işten çıkarmaların yasaklanmasını dile getirdi.

Açıklamasını,

"Bu haklı talepler için birlikte mücadele edelim, sendikal hakların özgürce kullanılması için işçi ve emekçilerin sesine ses katalım. Yaşasın işçi sınıfının örgütlü mücadelesi! Yaşasın iş, ekmek, özgürlük mücadelemiz!"

sözleriyle sonlandırdı.

Kaynak: Haber Merkezi