Kültür & Sanat

Malatya turizmi neden hak ettiği yerde değil? Düzce örnek olabilir mi?

Düzce'de turizm rotalarının markalaşması için önemli adımlar atılırken, birçok medeniyetin geçiş güzergahı olmuş Malatya'nın turizm potansiyelini neden yeterince değerlendiremediği sorusu akıllara takıldı. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı'nın teknik destek programıyla Düzce'de "marka rotalar" çalışmaları başlatıldı.

Malatya, binlerce yıllık geçmişe sahip bir kent olmasına rağmen ulusal ve uluslararası alanda yeterince tanıtılamıyor. Örneğin, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Arslantepe Höyüğü, dünyanın en eski kerpiç sarayına ve ilk kılıçlarına ev sahipliği yapıyor. Bu, insanlık tarihinin önemli dönüm noktalarından birini temsil eden eşsiz bir değer. Bunun yanı sıra, Battalgazi'deki Ulucami ve Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı gibi Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalma mimari şaheserler de Malatya'nın kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor. Bu tür değerlerin profesyonelce tanıtılması, rotaların oluşturulması ve entegre bir şekilde pazarlanması, Malatya'yı gerçek bir turizm destinasyonu haline getirebilir.

NE YAPILABİLİNİR?

Düzce'nin attığı bu adımlar, Malatya için de bir yol haritası sunuyor. Şehrin yerel yönetimleri, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve turizm sektörü temsilcileri bir araya gelerek kapsamlı bir turizm stratejisi oluşturmalı. Malatya'nın sadece kayısıyla değil, aynı zamanda tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle de anılması için acil eylem planları hazırlanmalı. Arslantepe gibi dünya çapındaki değerler, doğru bir tanıtım ve markalaşma süreciyle Malatya'yı turizm haritasında üst sıralara taşıyabilir. Düzce yapabiliyorsa, Malatya'nın da bu potansiyeli harekete geçirmesi hiç de zor değil.