6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için 11 ilde hummalı bir çalışma sürüyor.
Asrın felaketi aynı zamanda asrın dayanışmasına dönüşmüş durumda.
Bugün, deprem bölgesinde 350 binden fazla konut yükseldi.
Her bir duvarın, her bir kolonun, her bir harç küreğinin arkasında ise aynı hikayenin farklı yüzleri var;
Emek, fedakarlık, özlem ve umut..
Şantiyelere baktığınızda sadece beton görmüyorsunuz, bir işçinin cebinde buruşturduğu kızının çizdiği bir resim,
bir babanın her akşam mesai bitiminde açıp sessizce dinlediği ses kaydı,
bir annenin yıllardır ilk kez ayrı kaldığı evladına duyduğu tarifi zor özlem.
Hepsi aynı çatı altında birleşiyor:
Depremzedelerin bir an önce yuvalarına kavuşması için verilen mücadele.
Kimisi eşini geride bırakmış,
kimisi memleketinde yaşlı annesine “Merak etme, iyiyim” diye haber yolluyor,
kimisi daha 3 yaşındaki çocuğunun büyüdüğünü görüntülerden izliyor.
Onlar için bu topraklar, bir iş sahasından çok daha fazlası:
Bir iyileşme alanı.
Gecenin karanlığında projektör ışıkları yanıyor,
güneş doğmadan çekiç sesleri yükseliyor.
Her vardiya, bir yuva daha yapmak için;
her damla ter, bir sıcak ev daha teslim etmek için.
Bugün 11 ilde yükselen her konut,
sadece bir yapı değil…
Binlerce emeğin, yüz binlerce fedakârlığın ve milyonlarca umudun somut hali.
Ve bölgede çalışan her işçinin tek bir cümlesi var:
“Bir an önce evlerine kavuşsunlar.”
O işçilerden biri de yaklaşık 2 yıldır Malatya’da inşaatta çalıştığını söyleyen Veli Fırat.
Aslen Diyarbakırlı, evli ve bir çocuk babası olan Veli Fırat, kızını 2 yılda 3-4 defa tek gördüğünü ifade ederek kızına olan özlemini sadece telefonla giderdiğini belirtti.
Yaptıkları işin bir hayli zor olduğunu aktaran Fırat, ailesini çok özlediğini söyledi.