MALATYALI MEHMET NİYAZİ (1618-1694)2

Mehmet, Niyazi-i Mısri unvanıyla tanınmıştır. Bu ad ve unvanını mahlas olarak kullanarak 300‟e yakın şiir yazmıştır. Bunlar, daha sonra O‟nun Divan‟ını oluşturmuştur. Heceli şiirlerde Yunus‟un, aruzlu şiirlerde ise Nesimi ve Fuzuli‟nin etkisinde olan Niyazi, aslında Muhyiddin Arabi‟nin hayranıdır. İlimizde veya İstanbul‟da düzenlenen Sempozyum etkinliklerine İspanya‟dan temsilci gönderen Muhyiddin Arabi Enstitüsü, Niyazi‟nin dünyada yaşamış Muhyiddin Arabi hayranlarından önemli biri olduğunun farkındadır. Niyazi, Sadreddin Konevi, Mevlana, Yunus Emre, Aziz Mahmut Hüdai, Seyyit Nesimi ve Şeyh Bedreddin gibi önemli şahsiyetlerden de etkilenmiştir.

Niyazi, Divan‟ından başka bazıları Arapça olarak yazılmış 20‟ye yakın eserin sahibidir. Yaşamı boyunca İrfan Sofraları (Süleyman Ateş tarafından 1972‟de Arapça aslından çevrilerek birkaç kez yayımlanmıştır), Kaside-i Bürde Tesbii, Fatiha Tefsiri, Arşiyye, Nokta Risalesi, Nefis Risalesi, Mecalis, Esma-i Hüsna Şerhi, Yunus Emre Şiirinin Şerhi, Eşratü’s Saat, Tasavvufi Rüya Tabirnamesi, Mansurname, Hilye-i Şerif Tercümesi, Risale-i Hasaneyn, Vahdet-i Vücut Risalesi… gibi bir çoğu günümüzde yayımlanmış önemli eserler kaleme almıştır. Görüşlerini yazma biçiminde günümüze ulaşan mecmualarda açıklamıştır.
Son eserinde Niyazi, tarikat zincirini Hz. Ali‟ye bağlamaktadır. Risale-i Hasaneyn‟de Peygamber Efendimizin torunları, Hasan ile Hüseyin‟i neredeyse nebi kabul eder. Muazzam bir Ehl-i Beyt hayranıdır. Divanında bulunan mersiyelerden biri, şeyhi Ümmi Sinan‟ın ardından yazılmıştır. Bunların dışında tefsirleri ve mektupları elimizde bulunmaktadır.
Niyazi‟nin ölümünden sonra çevresinde yaşayanlar onunla ilgili anı, izlenim ve değerlendirmeler yapmışlardır. Yadigar-ı Şemsi gibi bu tür kitaplar da yeni harflerle sonradan yayımlanmıştır. Osmanlı tarihlerinde, seyahatnamelerde, biyografi kitaplarında ve diğer kaynaklarda Niyazi üzerine bilgiler verilmiştir.
Niyazi, Peygamberimize ve Ehl-i Beytine aşırı derece bir sevgi ve bağlılık hmektedir. Ehl- Beyt hayranları da Niyazi‟yi görüşlerinden dolayı çok severler. Eşref Doğan Dede‟nin sempozyum konuşması sonradan bildiri olarak da basılmıştır. Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin‟de nübüvvet kokusu olduğunu savunan Niyazi‟ye, ebced ve cifir ile uğraştığı için, bazı görüşlerinde aşırıya kaçtığı için sıcak bakılmamış, Osmanlı hanedanına alternatif arayışlar içinde olduğundan ve bazı görüşlerinden dolayı cezalandırılmış hatta yaşadığı yerlerden çok uzaklara sürgün edilmiştir. Niyazi, bazı kitaplarında Hz. Ali‟nin Nehcü’l- Belaga adlı eserindekilere benzer görüşler ifade etmiştir.
Niyazi-i Mısri, bu toprakların bağrından çıkmış şair ve mutasavvıf kimliğinin yanında, Hak bildiğini söylemekten çekinmeyen, kabına sığmayan, taşkın mizaçlı, sorgulayan, ezber bozan ve bunun bedelini ödemekten kaçınmayan özgün ve örnek bir şahsiyettir. Yeni kuşaklara görüşleriyle ve eylemleriyle birlikte tanıtılmalı, günümüze hitap eden yönleri örnek alınmalıdır. Derin bir din ve tasavvuf bilgisine sahip olduğu unutulmamalıdır.
Niyazi Divanı, günümüze kadar birçok kişi tarafından yayımlanmış ve şerh edilmiştir. 1970‟li yıllarda İstanbul Maarif Kitaphanesi, Niyazi Mısri’nin Hayatı ve Şiirleri (1974) Sağlam Kitabevi, Tam ve Tekmil Niyazi-i Mısri Divanı (1976) Hasan Özlem‟in yayımladığı, Mısri Niyazi Divanı ve Şerhi (Ankara 1974) Abdullah Çaylıoğlu‟nun Niyazi Mısri Şerhleri (İnsan Yay. İstanbul 2000) M. Sadettin Bilginer‟in Edebi ve Tasavvufi Mısri Niyazi Divanı (İstanbul 1976) adlı çalışmalar da vardır. İhramcızade Hacı İsmail Hakkı Altuntaş, 3 cilt halinde Niyazi Divanı’nı şerh etmiştir. (2009) Seyyit Muhammed Nuru‟l Arabi‟nin hazırladığı Niyazi-i Mısri Divanı Şerhi (Kabalcı Yay., İstanbul 2016) oldukça iddialı bir eserdir.
Bir diğer şerh, M. Efdal Emre‟ye aittir. Tanrı Erinin Sırları, Niyazi-i Mısri Divanı ve Şerhi (Gelenek Yay. İstanbul 2014) adını taşıyan eser, iki bölüm halinde Divan‟da bulunan 180 şiirin metinlerini ve 100 kadarının aynı zamanda şerhini kapsar. Tasavvufla ilgili temel kitaplar temel alınarak yapılan bu şerhlerde Emre, oldukça başarılı bulunmuştur. Kitabın başında Niyazi‟nin Hayatı ve Eserleri, Melamilik hakkında bilgiler verilmiş; sonda ise Sözlük, Dizin ve Kaynaklar yer almıştır. 700 sayfalık kapsamlı bir çalışmadır. M. Efdal Emre‟nin Tanrının Nefesi, Yunus Emre Divanı ve Şerhi, (Gelenek Yay., , İstanbul 2013) adlı çalışması ise Yunus‟un şiirlerini şerh etmektedir.
Niyazi üzerinde üniversitelerin ilgili bölümlerinde birçok lisans tezi ile 10‟dan fazla yüksek lisans ve doktora tezleri hazırlanmış ve kitaplar makaleler yayımlanmıştır. Kenan Erdoğan‟ın Niyazi-i Mısri, Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri ve Divanı (Akçağ Yay., Ankara 1988) adlı kitap, daha önce doktora tezi olarak hazırlanmıştır. Mustafa Aşkar‟ın Niyazi-i Mısri ve Tasavvuf Anlayışı (Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 1998)‟da akademik çalışmalardandır. Abdülbaki Gölpınarlı, Niyazi-i Mısri üzerine Türk Dili (1968) ve Şarkiyat Mecmuasında (1972) iki önemli makale yazmıştır. MEB İslam Ansiklopedisi‟ndeki Niyazi-i Mısri maddesi de Gölpınarlı‟nındır. (C.IX, s. 305-306) Ayrıca, Diyanet İslam Ansiklopedisi‟ndeki Niyazi maddesi, Mustafa Aşkar‟a ve Tasavvufi Görüşleri bölümü ise, Ekrem Demirli‟ye aittir (C. 33,166-69)
Mustafa Tatçı, sonraki şairler tarafından Niyazi‟ye 52 övgü şiiri yazıldığını belirlemiştir. Bunları bir kitapta toplamıştır. Bugüne kadar Niyazi üzerine en geniş neşriyatı yapan da Mustafa Tatçı‟dır. Yunus Emre‟den sonra Ümmi Sinan, Niyazi-i Mısri gibi mutasavvıflar üzerine çalışan Tatçı, bu konularda 100‟den fazla kitaba imza atmıştır. Yunus‟tan sonra Niyazi Mısri‟nin de Divan‟ını yayımlamış ve şerh etmiştir. Malatya Kitaplığından yayımlanan Malatya’nın Gönül Sultanı Niyazi-i Mısri’den başka Niyazi‟nin 765 sayfalık Divan-ı İlahiyat (H Yay., Ankara 2015); Divan-ı İlahiyat/Seçmeler (TDV Divanlar serisinden); Niyazi-i Mısri Divanı Şerhi (H Yay., Ankara 2014); Burc-u Balada Bir Merd Hüda Niyazi-i Mısri (H Yay., Ankara 2014) Niyazi‟nin Limni Sürgünlüğünü konu alan Sürgündeki Şeyh (2011) ve Limni’den Geliyorum (2011) adlı kitaplar da Tatçı‟ya aittir. Niyazi‟nin sinemaya aktarılması için yoğun çaba harcamıştır.
İlimizden yetişmiş ilim ve fikir erbabının içinden birkaç kişi Niyazi ile ilgilenmiştir. Bunların en eskileri Ahmet Şentürk ile Hüseyin Çolak‟tır. Ahmet Şentürk‟ün Mehmet Gülseren ile müşterek eserlerinden Malatyalı Gönül Sultanları (1993) ile Malatya Mutasavvıfları (1996) adlı kitaplarında Niyazi‟ye birer bölüm ayrılmıştır. Orhan Tuğrulca, Malatyalı Niyazi-i Mısri, Hayatı ve Düşünceleri (Malatya Kent Konseyi Yay., İstanbul2010) ve Bilge’nin Sofrası, Niyazi-i Mısri (Bilsam Yay., İstanbul 2012) adlı kitaplarını yayımlamıştır. Malatya Belediyesi, Prof. Dr. Hasan Kavruk ve Prof. Dr Süleyman Çaldak‟ın birlikte hazırladıkları Niyazi-i Mısri’nin Türkçe Şiirleri (2004)‟ni ve Divan-ı İlahiyat’ını yayımlamıştır. (2011)