Malatya’nın Geleceği: Kentsel Dönüşümün Ardında Bekleyen Sorunlar

Malatya, geçtiğimiz yıl yaşadığı büyük deprem felaketiyle sarsıldı. Şehir, hem fiziksel hem de psikolojik olarak derin yaralar aldı. Deprem sonrasında hemşehrilerimiz, bir yandan evsiz kalırken diğer yandan yaşam mücadelesini sürdürdüler. Birçok mahallede TOKİ konutları ve kentsel dönüşüm projeleri gibi umut veren çözümler de gündemdeydi. Ancak aradan geçen zaman, bu projelerin pek çoğunun hala tamamlanmamış olduğunu gösterdi.

 Son yıllarda Malatya'da yaşanan kentsel dönüşümün en büyük vaatlerinden biri, deprem sonrası yeniden inşa edilen mahallelerdeki yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve modern bir şehirleşme anlayışının yerleştirilmesiydi. Ancak, TOKİ konutlarının inşa edilmesi ya da eski yapılarla ilgili yenilikçi çözümler getirilmesi gereken bu süreçte, bazı mahallelerde hala altyapı eksiklikleri ve güvenlik sorunları devam etmekte. Bu projeler tamamlanmadan, şehirdeki bazı yerlerde elektrik, su gibi temel hizmetlerin aksadığına dair şikayetler artıyor. Aynı zamanda, yerel esnaf, kentsel dönüşümle birlikte artan kira fiyatları ve iş yapamama endişeleriyle karşı karşıya kalıyor.

 Kentsel dönüşüm projeleri, bir yandan Malatya'nın geleceği için umut vadederken, diğer yandan şehirdeki sosyal yapıyı değiştirme riski taşıyor. Yüksek kira bedelleri ve işyeri bulamama gibi zorluklar, özellikle depremzedeler için büyük bir sorun. Bu tür projelerin, sadece yeni binalar inşa etmekle kalmayıp, halkın yaşam kalitesini artıracak ve onların geçimlerini sağlamak adına bütüncül bir yaklaşım sunması gerektiği bir gerçektir.

 Malatya'nın hızlı bir şekilde kentsel dönüşümle yeni bir kimlik kazanması elbette çok önemli. Ancak, bu dönüşümün arkasında yalnızca estetik bir değişim değil, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik olmalı. Şehirdeki altyapı eksikliklerinin, esnafın ve sakinlerin haklarını göz ardı etmeden, sadece hızlı çözümlerle değil, uzun vadeli planlamalarla çözülmesi gerekiyor.

 Malatya'nın geleceği için atılacak her adım, halkın katılımını da içererek, ortak bir anlayışla şekillenmeli. Devlet, yerel yönetimler, esnaf ve vatandaşlar arasındaki iletişimin güçlenmesi, sadece Malatya’yı değil, ülkemizi daha sağlam bir temele oturtacaktır.