Malatya’nın İncisi Cengiz İnci

Yazının burasına kadar geldiğinize göre kendisini tanıyanlar kimden bahsettiğimi hemen bulmuş olmalı. Uzun yıllar boyunca Malatya’nın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü üstün başarıyla yürüten Cengiz İnci’den bahsediyorum. Tanınmış, iz bırakmış, unutulmaz değerlerimizden olan Cengiz İnci, Malatya’nın önde gelenlerinden biridir.

Cengiz İnci’nin yaptıklarını ele aldığımızda, görevli olduğu teşkilatın işleri dışında şehrin her türlü işine koşturduğu görülmektedir. Malatya’nın sosyal hayatında, sporunda, bayramlarında her yerde gördük Cengiz İnci’yi. Dr. Sadık Özen’in komite başkanlığı ile başlayan Kayısı Festivali kutlamalarında gördük Cengiz İnci’yi.

Futbol, halk oyunları, voleybol, basketbol gibi çok sayıda spor branşının hakemi olan Cengiz İnci’nin bir lakabı daha var. “Deve Cengiz” derler O’na. Bu lakabını yalnızca 1.90 olan boyundan ve çok iri yapılı bir olmasından dolayı değil, inatçı ve mücadele etmekten asla pes etmemesinden dolayı bu lakabı almıştır. Bununla ilgili bir de anısı var Cengiz Hocamın.

Bir zamanlar futbol üst düzey klasman hakemlerinden İhsan Türe maçlarda orta hakemlik, Cengiz İnci de yan hakemlik yapmaktaydı. İkisi birlikte Rizespor’un bir maçında görevliler. Malatya’dan kendi araçları ile Rize’ye giderken, yolda bir iddiaya tutuşurlar. Cengiz Hocamız, “Her yerde olduğu gibi Rize’de de tanırlar beni” der. İhsan Türe, “Gel bahse girelim. Seni tanıyan olmazsa maçtan sonra yiyeceğimiz balıklar senden. Seni tanıyan olursa, balıklar benden olsun” der. Maça çıkarlar. İlk yarı bitiminde hakem odasına girdiklerinde İhsan Türe, “Seni tanıyan çıkmadı. Kaybettin. Maç bitiminde duşumuzu alıp, balık yemeğe gideceğiz. Balıklar senden” der. Cengiz Hoca pes etmez. “Acelen ne?” der. Devre arası biter sahaya çıkarlar. İkinci yarının ortalarına doğru yan hakem Cengiz İnci, bir pozisyonda bayrak kaldırır. Hakemin kararını beğenmeyen biri, trübünden yan hakeme, “Görmedin mi deve, orda bayrak kalkar mı?” diye bağırır. Seyircinin bu sözü yan hakem Cengiz İnci’yi mutlu, orta hakem İhsan Türe’yi mutsuz eder. Balık ziyafetinin masrafları Cengiz İnci’nin değil, İhsan Türe’nin üzerine yıkılmıştır. İddiayı kaybeden İhsan Türe, “Seyirci senin ‘Malatyalı Deve Cengiz’ olduğunu bildiğinden değil, boyundan dolayı öyle dedi” dese de masrafları ödemekten kurtulamamış.

Cengiz İnci, aşkla yaptığı görevinde spor bakanlığı, federasyonlar, valiler, belediyeler, il genel meclisi gibi devlet kurumları ile mahalli kuruluşların yetkilileri tarafından daima takdir edilmiştir. 1985 yılında yılın spor adamı, 1988 yılının şube müdürü, 2000 ve 2002 yılında en çalışkan il müdürü seçilmiştir. 1979’da Vali Ferruh Güven, 1992 Vali Saffet Arıkan, 2003’de Vali Mustafa Yıldırım, 1988’de Spor Bakanı Yücel Seçkiner tarafından takdirnameler ile 1998’de Spor Genel Müdürü Tevfik Sarpkaya tarafından maaş ikramiyesi ile ödüllendirilmiştir. Valilik, Belediyeler ve sivil toplum kuruluşları tarafından Cengiz İnci’ye yirmiden fazla teşekkür belgesi verilmiştir.

Malatya için yaptıklarını, anılarını ve Malatyalılara mesajını kendisinden dinleyelim.

“1943 yılında Malatya’ da doğdum. Turan Emeksiz Lisesi’nin yapımında hem işçi olarak çalıştım, daha sonra aynı lisede öğrenci oldum ve sonrasında da Beden Eğitimi öğretmenliği yaptım. Atatürk Ortaokulu ve Atatürk Kız Lisesi’nde de Beden Eğitimi öğretmenliği ve askerliğimde de spor subaylığı yaptım.

Yaşamım boyunca memleketim olan Malatya’ya büyük bir aşk duydum. Meslek hayatımı da özel hayatımı da Malatya’ya hizmet ederek geçirdim. Sahip olduğum tüm beceri ve tecrübelerimi bu yönde kullandım. Türkiye’nin dört bir yanında çok kıymetli dostlar edindim. Spor camiasında olmak, dostlukların oluşmasında çok etkin bir rol oynadı. Rahmetli babamın şu tavsiyesi kulaklarımdan asla silinmedi: ‘Evladım bu hayatta han yap, yani gönüllere taht kur’ derdi. Bu tavsiye maddi bir amaç değil manevi bir düsturdu benim için. Çünkü insanın, insan sevgisinin olduğu bir yerde çözülemeyecek hiçbir problem yoktur.

Bu durum aslında tamamen Malatya’ ya olan aşkımdan ileri geliyor. Hala şehirde dolaşırken her köşede anılarım yaşıyor. Emek verdiğim her köşe benim için hala çok canlı. Diktiğim ağaçların büyüdüğünü görmek, en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştığım sporcuları ve öğretmenleri izlemek zevkti benim için. Onlar için gereken tüm imkânları seferber ettim. Kimi zaman tatlı dille, kimi zaman disiplinle hallettim işlerimi. Hiçbir emeğin boşa gitmediğini görmek ve insanların kalbini kazanmak benim için en büyük mutluluk kaynağı. Kaldırım taşlarını bile tanıyor olmak beni mutlu ediyor ve sevdiklerimle aramda hala espri konusu oluyor.

Gençlik Spor Bakanlarından Sayın Metin Emiroğlu ile birlikte Malatya’ya güzel hizmetlerde bulunduk. Malatya Kayısımızdan yola çıkarak, Sayın Dr. Sadık Özen ile birlikte ‘Kayısı Festivalleri’ni düzenlemek de benim için sevinç kaynağı olmuştur. Kayısı Festivalinin, şehrimizin kültürel kalkınmasına da çok yarar sağladığı kanaatindeyim. Sadık Hocam Malatya’mız için çok kıymetli bir değer olup benim için de vazgeçilmez bir dosttur kendisi.

Tüm çocuklarımızın ve gençlerimizin spor dolu bir yaşam sürmeleri her zamanki hedeflerimdendi. Çünkü bu, onların daima sağlıklı, disiplinli olmalarını sağlayacak ve ülkemizde başarı geleneğini en üst sıralara taşıyacaktır. Karşılaşacakları her engeli sporcu-mücadeleci ruhla aşacaklar. Her türlü kötü alışkanlık ve bağımlılıktan da uzak kalacaklar, hayatlarını çok daha dolu ve verimli geçireceklerdir. Disiplinli bir spor hayatı akademik başarılarını artırmanın yanı sıra iyi bir sosyal gelişim göstermelerini de sağlayacaktır.

Ayrıca emeklilik de benim için Malatya Sevdası’nın sonu olmadı. Bilgi ve tecrübelerimi, ihtiyaç duyulan her alanda, talep eden herkesle paylaşıyorum. Malatya için elimden geleni yapmaya devam ediyorum. ‘Dünyanın en güzel ülkesi Türkiye, Türkiye’nin en güzel şehri Malatya’ sloganımla bu şehre duyduğum sevgiyi ifade etmek isterim. Olimpiyatlarda Türk ve Malatyalı sporcularımızı büyük başarılara imza atarken görmek isterim. Olimpiyatların hem ülkemizde, hem de şehrimizde düzenlendiğini görme hayalimi canlı tutuyorum. Yeni nesillerle bu hedeflere ulaşmak dileğiyle. Neden olmasın?...Tüm dostlarıma, tüm hemşerilerime en içten sevgi ve saygılarımla.”

Cengiz İnci ile çok anımız var. Kayısı Festivali kutlamaları ile başlayan anılarımız, satranç il temsilciliğine atanmamdan sonra da devam etti. Kızı Dr. Ebru İnci Coşkun’un büyük oğlu Mert, harika bir satranç oyuncusu oldu. Satranç turnuvaları cumartesi sabah başlayıp, Pazar akşamına dek iki gün sürüyor. Mert’i turnuvaya getirmek, salonun oralarda beklemek Cengiz İnci’ye düşüyordu. Satranç Merkezimizde geçmişi yâd edip, uzun sohbetler ettik yıllarca. Sporcumuz torun Mert Coşkun Liselere giriş sınavında tam puan aldı ve Türkiye 1. si oldu. Maşallahı var.

Sohbetimizin sonlarına doğru Cengiz Hocam, rahmetli babamla olan dostluğundan bahsetti. Malatyaspor’un ilk kuruluş zamanlarını anlattı. Malatyalılara selamlarını iletmemi istedi.