Malatya’da Bakırcılar Çarşısı’nda bakır kalaylayan 8 usta, yıllara meydan okumaya devam ediyor. 20 yıl öncesine kadar mutfak eşyaları arasında önemli bir yer tutan bakır kapları 51 yıldır kalaylayan Kalaycı ustası İsmet Demirhan, mesleğe ilginin az olduğunu ve çırak dahi bulamadıklarını ifade etti.
“RAĞBET AZALDI”
Bakırcılığa zamanla rağbetin azaldığını belirten Demirhan, “Bakırcılık geçmişte çok popülerdi. Kalfanın haftalığı memurun 1 aylık maaşına denk geliyordu. Eskiden sadece tepsilerin üzerine yapılan kabartma için 12 kişi çalışıyorduk. Mağazalar bunları yurt dışına gönderiyordu. 90’lardan sonra bakırcılık bitmeye başladı. Fiyatlarda yaşanan artış yüzünden yurt dışından gelen talepler azaldı. Artık çırak gelmiyor. Devlet destek sağlarsa, çırakların sigortasını karşılasa, maaş konusunda yardımcı olabilse çocuklar belki koşarak gelecek” şeklinde konuştu.
“8 USTA KALDIK”
Kalaycılığın artık bitmek üzere olduğunu ifade eden İsmet Demirhan; “Kalaycılık mesleği bundan 20 yıl öncesinde gözde mesleklerden bir tanesi idi. Bir kalaya başladığımız zaman 50-60 parça bakır kalaylardık. Mutfak eşyalarında alüminyum, emaye, çelik ve teflon kullanımıyla artık bu meslek ölmüş durumda. Malatya’da toplamda bu işi devam ettiren 8 tane kalaycı mevcut. Artık kalay ihtiyaçtan çok ‘hediyelik ve hatıra olsun’ diyerek yapılıyor. İhtiyaç için kullanan kesim genellikle köylü kesim” dedi.
“60 DERECE SICAKLIĞA GÖĞÜS GERİYOR”
Yüksek ateşte bakırları kalaylayan Demirhan;“Yaklaşık 60 derece sıcaklıkta çalışmaktayız. Havalar sıcak ama yinede evimize ekmek götürmek için bu sıcaklığa dayanıyoruz. Gönül hoşluğu değil, mecburi hizmet. 1967’den beri kalaycılık mesleği ile uğraşıyorum. Mesleğimiz ağır bir meslek” ifadelerinde bulundu.
“HATIRA OLSUN DİYE KALAYLATIYOR”
Artık kalayların hatıra veya hediye olsun diye kalaylatıldığını dile getiren başka bir esnaf olan Yusuf Duman; “ Çocukluğum ve gençliğimi bu meslekle devam ettirdim. Bundan 30 yıl öncesini düşünüyorum, vatandaşlar bakırlarını kalaylatmak için sıraya girerdi. Şimdi ise tek tük iş yapmaktayız. Gelen bakır ürünleri ise hediyelik veya evinin bir köşesinde hatıra olsun diye kullanıyor. Mesleğimiz ölmüş durumda piyasada fazla usta kalmadı. Bu mesleği devam ettiren sadece bizleriz. Bizlerden sonra bu mesleği icra ettirecek kimse kalamayacak. Yani mesleğimizin son ustalarıyız. Mesleğimiz zor ve ağır bir meslek. Yaz sıcaklarında bu zorluk daha da artıyor. 60-70 dereceye yaklaşan sıcaklıkta bakır kalaylıyoruz. Ama mesleğimizi seviyoruz. Ben bu meslek sayesinde çocuklarımı okuttum, evimi aldım Allah’a şükürler olsun. Bu mesleğin bitmesine üzülüyorum. Keşke bizlerden sonra bunu devam ettirecek birileri olsaydı” şeklinde konuştu.