Muktedirlerin Hayvanlar İçin Çözümü Mü?

Hayvanları Koruma Birliği 1822 yılında İngiltere’de kurulmuştur. Bu birliğin amacı; hayvan dostlarımızın daha iyi şartlarda beslenmesi ve korunmasıdır.

Ülkemizde 1908 yılında Hayvanları Koruma Derneği kurulmuştur.

Aynı amaç altında oluşturulan dernekler daha sonra birleşerek Hollanda’nın başkenti olan Lahey’de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu adı altında birleşmişlerdir Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu, dünya genelinde yok olma tehdidi altında bulunan hayvan türlerine dikkat çekmek amacıyla 4 Ekim tarihini Hayvanları Koruma Günü ilan etmiştir.

Hayvan dostlarımızın yaşama hakkına saygı duymak, onların yaşam alanlarını engellememek ve evrende insanlardan başka canlıların da yaşadığının farkında olmak bu günün amaçları arasındadır. Günümüzde yetmişten fazla ülkede kutlanır hale gelmiştir. Bu özel günde hayvanları koruyup kollamanın, onlara merhametli davranmanın, daha iyi koşullarda beslemenin ve duyarlı olmanın önemi tüm dünyaya duyurulmuştur.

UNESCO Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 5,1: “Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir,

Hayvanlarla ilgili sorunlar temelinde; dünya genelinde ve ülkemizde hızla artan nüfus, çarpık yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaret, yaban hayatının dengesini bozma, , maddi kazanç ve eğlence amacıyla hayvanlara işkence, eziyet ve kötü muameleye maruz bırakmak ve diğer canlıları bir yok oluşa doğru sürükleme gibi gibi söylenebilir. Sahipsizlik, sokak hayatı, yeterli gıdaya ulaşamama, açlık ve sağlıksız yaşam diğer ciddi bir sorun olarak devam etmektedir.

Ülkemizde son yıllarda giderek artan hayvana şiddet olaylarına karşı çıkarılan 5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası’na göre hayvanlar mal olarak değil can olarak değerlendirilmekte ve buna paralel olarak cezaların bir bölümünün idari cezalar kapsamından çıkarılıp suç olarak değerlendirilerek arttırılması tabiî ki çok önemlidir.

Aslında her konuda olduğu gibi, bu konuda da çözüm hep muktedirlerce sunulmaktadır. Biz yaptık oldu mantığının ötesine geçemeyen sözde çözümlerle, sorunlar ‘’uyutularak’’ sağlanmaya çalışılmaktadır. 1800 yıllarından beri insanoğlunun gündeminde olan ve hala sorunun artarak devam etmesi üzücüdür. Gerçekten anlamak imkânsız gibi. Neden bir ortak akıl oluşturulmaz, neden birlikte çözümler üretilmez. Mesela; bu konuyla ilgili veteriner örgütleri, üniversitelerin ilgili bölümleri, sivil hayvan örgütleri, belediyeler, mali birimlerle bir çalıştay düzenlenip, muhalefetinde katılımlarıyla çözümler üretilmez ki…

Neden sadece ben çözümleriyle bir arayış içine gireriz ki? Söylemlerde kullandığımız bizlere ne oldu?  Bizlerin düşüncelerinden neden korkulur ki?

İnsanoğlunun geleceği açısından da, hayvanları korumak ve onları yaşatmak zorundayız. Yaşamı paylaşabilmeyi öğrenmeliyiz

Canlıları korumak ve bu evrende birlikte yaşamak, ortak çözümler üretmek için toplumsal farkındalık ve bilinç oluşturulmalıdır.

Hayvanlar eko-sistemin koruyucuları, yaşam zincirinin halkalarıdır.

 Onları tehdit ve tehlike olarak algılamamalıyız

Kentleşme ve beton alanlar için, ormanların ve yeşil alanların tahrip edilmesi ile yaban hayatının yok olması engellenmelidir.

Gibi çözümlerler söylense de çok geniş kapsamlı katılımlarla çözümlerin üretilmesi daha sağlıklı olacaktır.

Farklı bir bakış acısı ve gündemle 07.06. 2024 Cuma tarihli yazımızda buluşmak ümidiyle…

Saygılarımla….