İslam için kutsal aylardan Ramazan ayının sonuna geldik. Yarından itibaren bayramı kutlayacağız.
Dost ahbap ziyaretleri.
Eski bayramlar böyle değildi muhabbetleri. Gençliğimizde ramazanlar bir başkaydı diye başlayan cümlelerle koyulaşan sohbetler.
Aslında her bayram “nerde o eski bayramlar” diye sohbete başladığımızı her nedense unutuyoruz.
Her yaşlanan kuşak bu cümleyi şu veya bu şekilde kuruyor. Dillendiriyor.
Oysa geriye doğru dönüp baktığımızda İslam coğrafyasında değişen bir şeyin olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz.
Ramazan ayının İslam için önemi bilinmesine ve defalarca tekrar edilmesine rağmen alanda bu ayın kutsiyetine Müslümanlarca uyulmadığını da gözlemleyebiliyoruz.
Bu ay içinde Müslüman ülkelerde işlenen katliamlara ve çatışmalara bakıldığında, Kuran’ı anlamayan ya da anlamak istemeyen bir anlayışın İslam ülkelerine hakim olduğunu, bunların tutum ve davranışlarının dünya üzerinde olumsuz bir Müslüman algısını oluşturduğunu görüyoruz.
Yine Müslümanlara şiddet,Müslüman olmayanlar tarafından değil bizzat kendilerine Müslümanım diyenler tarafından geliyor.
Son bir ay içinde;
Kerbalada IŞİD saldırısında en az 20 kişi yaşamını yitirdi.
Pakistan’ın Kuetta kentinde polis merkezi önünde patlamada en az beş kişi,
Somali’de El Şebap terör örgütünün üslendiği bir lokanta önündeki patlamada 19 kişi,
İran Tahran’da IŞİD saldırısı sonucunda 17 kişi,
Afganistan Herat’ta bir camiye konan bombada ölü sayısı belli değil,
Musul’da IŞİD bombalı saldırısı sonucu 32 kişi, yine bu şehirdeki çatışmada kaçan sivillere yönelik saldırıda 7 kişi yaşamını yitirdi bu olaylarda yüzlerce, binlerce insan yaralandı mağdur oldu.
Ortadoğu coğrafyasında Ramazan ayı dolayısıyla çatışmanın durması şöyle dursun hafiflemesi bile söz konusu olmadı.
Geçmiş Ramazan aylarına baktığımızda İslam ülkeleri için bu günkünden farklı bir manzarayla karşılaşmadığımızı, dününde bugüne benzediğini çok net görürüz.
Aslında Müslümanlar için değişen bir şey yok.
Gözyaşı ve acı dünden bugüne devam ediyor.