Korku anında beynimizin amigdala adı verilen bölgesi devreye girerek "savaş ya da kaç" tepkisini tetikler. Adrenalin ve kortizol gibi hormonlar salgılanır, kalp atışı hızlanır ve kaslara daha fazla kan pompalanır. Ancak ilginç olan şu ki, gerçek bir tehdit olmadığını bilmemize rağmen bu fizyolojik tepkiler aynı şekilde ortaya çıkabilir.
Bilim insanlarına göre, bu durumun nedeni "güvenli tehlike" hissidir. Korku filmi izlerken veya bir hortlaklı evde dolaşırken, aslında güvende olduğumuzu biliriz. Bu da beynimizin korku deneyimini bir "eğlenceye" dönüştürmesine olanak tanır.
NEDEN KORKMAK BİZE İYİ GELİR?
Korku anında salgılanan adrenalin, bize bir coşku ve enerji patlaması yaşatır. Bu, aşırı heyecan verici bir spor yapmakla benzer bir etki yaratır. Gerçek hayatta korkutucu durumlarla karşılaştığımızda çaresiz hissederiz. Ancak bir korku filmini durdurabilir veya korku parkından çıkabiliriz. Bu kontrol edilebilir korku, bize güven verir. Korku deneyimi bittiğinde, vücut endorfin salgılayarak rahatlama hissi yaşatır. Bu, tıpkı yoğun bir antrenman sonrası hissedilen mutluluk gibidir.
KORKU FİLMLERİ PSİKOLOJİMİZİ NASIL ETKİLİYOR?
Korku filmleri, bastırılmış duyguları dışa vurmamızı sağlar. Gerilimi boşaltmak, günlük streslerden uzaklaşmamıza yardımcı olur. İnsan beyni, bilinmeyene karşı doğal bir çekim hisseder. Korku hikayeleri, bu merakı besler ve bizi "acaba ne olacak?" düşüncesiyle ekrana kilitler. Korku filmlerini birlikte izlemek, insanlar arasında ortak bir deneyim yaratır. Korkarken yanınızdakiyle sarılmak veya çığlık atmak, sosyal bağları kuvvetlendirir.
EN ÇOK NEDEN KORKUYORUZ?
Araştırmalara göre, en çok tetiklenen korku türleri:
Bilinmeyenle Karşılaşma (Uzaylılar, hayaletler)
Karanlık ve Kapalı Alan Korkusu
Ani Sürprizler
Doğaüstü Varlıklar