İSTANBUL (AA) - İstanbul Atlas Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı beyin festivali NöroFest 2025 bilim, sanat ve teknolojiyi aynı çatı altında buluşturdu.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Vadi Kampüs'te 'Bilimin Işığı, Sanatın Ritmi, Beynin Gücü' sloganıyla düzenlenen festivalde, beyin araştırmalarından nöroteknolojiye, sanattan farkındalık atölyelerine kadar geniş bir yelpazede program sunuldu.
NöroFest 2025, nörobilim, nöroloji, beyin ve sinir cerrahisi, genetik, biyoloji, psikiyatri, psikoloji, sanat, mühendislik ve tasarım gibi farklı alanlardan öğrencileri, araştırmacıları ve uzmanları bir araya getirdi.
Festival boyunca düzenlenen atölyelerde, katılımcılar beyni deneyimle öğrenme fırsatı buldu. Dr. Burcu Gülez, 'CRISPR Tasarım Atölyesi: Bir Nöronu Yeniden Programlamak-CRISPR'ın Beyindeki Gücü', Prof. Dr. Ali Jahanshahi, 'Optogenetik Atölyesi: Neurons On and Off with Light and Chemistry Tools that Revolutionized Neuroscience', Nuray Sancar ve Dr. Canan Aysel Ulusoy, 'Translasyonel Nörobilim: Laboratuvardan İnsanlara', Dr. Berkhan Genç ve Paul Weger, 'Brain-Computer Interfaces: Reconnecting the Disconnected', Uzm. Psk. Gözde Nur Şahin ve Tasarımcı İpek Diler, 'Sanat ve Farkındalık: Zihnin Deseni, Nöral Haritalar ve İçsel Bağlantılar' ve Dr. Öğr. Üyesi Fatma Göral, 'tDCS ile Nöromodülasyon: Atlas PSYLAB'da Beyin Uyarım Deneyimi' başlıklı atölyelerde görüşlerini paylaştı.
Festival, genç araştırmacıların poster sunumlarına da ev sahipliği yaptı. 'En İyi Poster Sunumu Ödülü' ile festival kapsamında gerçekleştirilen 'NöroTest' etkinliğinde, kazanan katılımcılara ödülleri takdim edildi.
Dr. Ralph A. DeFronzo Oditoryumu'nda gerçekleştirilen, Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Yusuf Elgörmüş'ün de katıldığı festivalin açılış töreninde, İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak da yer aldı.
- 'Yapay zeka ve nöroteknoloji konusunda çok önemli gelişmeler yaşandı'
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kocabıçak, festivalin beyni anlamaya yönelik bir etkinlik olduğunu, nörobilimin de beynin kendini anlama gayretini kapsayan bir alan olduğunu belirtti.
Çok uzun zamandır hekimler ve nörobilimciler olarak beyni merak ettiklerine değinen Kocabıçak, 'Beyin nasıl bir organ, nasıl çalışıyor? Acaba beynin kapasitesini artırabilir miyiz? Kronik hastalıkları beynin frekanslarıyla tedavi edebilir miyiz? Bu soruların bir kısmının cevabı var, bir kısmının yok. Aslında bu cevapları bulmak için de nörobilim var.' ifadelerini kullandı.
Yakın zamanda yapay zeka ve nöroteknoloji konusunda çok önemli gelişmeler yaşandığını aktaran Kocabıçak, şunları kaydetti:
'Konuşma yetisini kaybetmiş insanlar artık avatarları aracılığıyla konuşabiliyor ya da tamamen felçli insanlar, beyin-makine birleşimleriyle kendi ihtiyaçlarını görebiliyor. Ya da beyne konan derin elektrotlar vasıtasıyla görsel hafızanın arttığını artık biliyoruz. Bunun nereye kadar gideceğini şu anda kestiremiyoruz ama bu tür çalışmalar var. Klinikte de belki bu tür çalışmalar artacak.'
Günümüzde artık tüm disiplinlerin bir arada çalışmak mecburiyetinde olduğunu vurgulayan Kocabıçak, nörobilimin de bu türden bir alan olduğunu ve gençlere örnek olmak istediklerini aktardı.
Kocabıçak, 'Bu festivalde katılımcılar yeni bağlantılar kurdu, disiplinler arası düşünmeyi öğrendi ve bilimi eğlenceli bir atmosferde deneyimledi. Çünkü yeni fikirler, farklı bakışların kesiştiği ortamlarda filizlenir. Beyin, insanlığın en büyük gizemi. Gizemi birlikte anladık ve paylaştık. Nörofest, bilimi konuştuğumuz kadar hissettiğimiz bir etkinlik oldu.' değerlendirmesinde bulundu.
Nörobilimin kurucusu Santiago Ramon y Cajal'ın 'İsteyen her insan kendi beyninin heykeltraşı olabilir.' düşüncesine atıfta bulunan Kocabıçak, kurdukları Beyin Araştırmaları ve Yapay Zeka Uygulama Araştırma Merkezinin yakın zamanda faaliyete geçeceğini, gençlerin burada mentör hocalarıyla çalışmalar yapabileceklerini ifade etti.
- 'Alzheimer ve Parkinson'da son derece hızlı bir artış görüyoruz'
Maastricht Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yasin Temel de beyin ve sinir biliminin festivalde bir arada kutlandığına işaret etti.
Nörobilimin hızla ilerlediğine değinen Temel, şöyle devam etti:
'Bilim insanlarına 90'ların sonunda önümüzdeki 21. yüzyılın bilimi ne olacak diye sorulduğunda hepimizin hemfikir olduğu bir konu, nörobilimdi. 21. yüzyılın en çok hayatımıza dokunan bilim alanlarından biri, bu oldu. Alzheimer ve Parkinson'da son derece hızlı bir artış görüyoruz. Daha uzun yaşıyoruz, uzun yaşadığımız için de daha çok nörodejenerasyonlar oluyor. Artık beyni bilgisayara bağlıyoruz. Pek çok çalışma var. O nedenle Nörofest, çok önemli bir festival. Atlas Üniversitesi ailesi olarak böyle bir organizasyona liderlik yapmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.'
Maastricht Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ali Jahanshahi ise nörobilim alanındaki son gelişmelerin festivalde ele alınmasının, katılımcılara son derece fayda sağlayacağına değindi.
Nörofest Düzenleme Komitesi Temsilcisi Dr. Merve Alökten, Nörofest'i beyni anlamaya çalışan herkesin bir araya geldiği bir paylaşım alanı şeklinde tasarladıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
'Çünkü biliyoruz ki nörobilim sadece laboratuvarlarda yapılan deneylerden ibaret değil. Sanatla, teknolojiyle, düşünceyle ve insan hikayeleriyle iç içe bir alan. Nörofest'i planlarken amacımız nörobilimi gençlere, öğrencilere, merak eden herkese tanıtmaktı. Herkesin, beyni biraz daha yakın tanıdığı, dokunduğu, sorguladığı bir etkinlik olsun istedik. Bilimin toplumla kurulan bağla güçlendiğine inanıyoruz. Bu yönüyle Nörofest, bilim iletişimini destekleyen bir paylaşım ortamı yaratmakta.'



