Paylaşmanın ve Dayanışmanın Bayramı mı?

Bayramlar, ortak tarih bilincini geliştirirken aynı zamanda bireyler arasında birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını geliştiren özel anlamlı zamanlardır.

Kurban Bayramı, ülkemizde coşku ve manevi bir huzur içinde kutlanan; paylaşmanın ve dayanışmanın ön planda olması gereken özel bir bayramdır.

Toplumsal yardımlaşma ve dayanışmaya vesile olması gerekirken günümüzde acaba öyle midir?

Aile bireylerinin bir araya gelmesi, dostlukların ve dayanışmanın pekiştirilmesi, geçmişin yad edilmesi gibi derin anlamlarla yüklü olması gereken bayramlar yıldan yıla anlamlarından uzaklaşmakta veya uzaklaştırılmak ta mıdır? Acaba...

Toplumsal dayanışmanın zirvesi olması gereken bayramlar, sosyal adaletin ve yardımlaşmanın da bayramı olması gerekirken, gerçek anlamından uzaklaşarak günümüzün değişen koşullarında yozlaşan ve bencilleşen insanoğlunun egolarının tatmin ritüeli arasına girmiştir. İnsanlar, bayramın manevi yönünü bir kenara bırakıp, maddi yönüyle kendi varlıklarını ispat etme, kendilerini üstün gösterme yarışı içerisine girmişlerdir. O kadar asıl amaçtan uzaklasmıslar ki... hep desinlerin peşine düşmüşler. Bunun da nedeni okumayan, evrensel değerlerden uzak, kibirli ve nefretle dolu kişiliğe sahip olmaları olsa gerek.

Bayramların amaçlarından biri de insan olmanın, paylaşmanın, hoş görünün ve birlikte yaşamanın çok kıymetli olduğunun kavranmasıdır.

Bu nedenle bayramların sadece geleneklerden ibaret olmadığı sevgi için, güçlü toplumlar için bir fırsata çevrilmelidir.

Bu günlerin, toplumsal birlikteliğimizi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirmesi dileğiyle…

Saygılarımla...