Sağ, Sol.Yada Sol, Sağ.

Bilim ve teknolojinin insan yaşamına egemen olup yön vermesi ile başlayan ekonomik,sosyal ve siyasal küreselleşme günümüze kadar toplumların gelişmesinde önemli bir yer tutan sağ ve sol gibi ideolojik kuramlarında değişmesine yol açtı.

Tabi değişme demek bu kavramların maddi olgusunun ortadan kalması demek değildir.

Yaşam doğa ile birlikte zıtların birliği üzerinde belli bir denge oluşturarak varlığını devam ettiriyor. Onun içindir ki doğadaki hiç bir şey tek başına bir bütünü teşkil etmiyor. Yaşayan her şey kendi zıttını içi de taşıyor.

Bunun için sağ ve sol kavramları, ideolojileri de dün nasıl var idiyseler bundan sonrada var olmaya devam edecekler. Bu değişmez bir doğa kuralıdır. Tabi değişen maddi olgular ile bu kavramlarında kendi içinde değişip dönüşmesi reforme olması da normaldir.

Son zamanlarda, liberalizmin ekonomi ve hayatın her alanında etkili olması ile birlikte özellikle televizyon ekranlarında liberal hayatı, onun yarattığı sosyal insan ilişkilerini siyasi olarak tek taraflı olarak yorumlayıp bunda yönetici iktidar lehine bir sonuç,algı yaratmaya çalışan yorumcular "günümüzde sağ ve sol diye bir ideolojik-politik kavramın kalmadığını iddia ederek sosyal gelişmeleri bir anlamda ruhani olaylarmış gibi göstermeye çalışıyorlar.

Bunda CHP etkilenmiş olacak ki yaklaşan yerel seçimlerde sol kavram ve politikalar yerine seçmene sağ muhafazakar tabanı etkilemek için sağ muhafazakar bir söylem kullanılması gerektiğini kadrolarına öneriyor.

Bir sefer sol kavram ve politikaları bilmeyen ve bu politikaları halkın anlayabileceği bir dille halka anlatma becerisinden yoksun olan birinin, sağ muhafazakar bir dil kullanarak halka ulaşmasını beklemek mümkün değil. Adam yüzüne gözüne bulaştırır. Az çok oy verme niyeti olanda oy vermekten vazgeçer.

CHP'nin sıkıntısı, sol kavramları halka, halkın anlayabileceği bir dil ve söylemle halka anlatabilme bilgi,beceri ve yeterlilikteki kadrolardan yoksun olmasında.CHP'de oluşan parti bürokrasisi ve onun yarattığı yönetim oligarşisi bu kadroların partiye taşınmasını kendi içinde hep radikal sol sosyalist olarak görüp kendisini bu kanala kapattı.

Nerede, ne kadar sol görünümlü fikir paraziti varsa bunları partiye taşıyarak bu kadrolarla fikir üretip iktidar olmaya çalıştı. Hep sol göründü ve hep öyle kaldı. Bir türlü sol dili kabullenemedi. Pratikte sol olma cesareti gösteremedi.

Sol politikaları hayatın her alanında ancak sol düşünce üretebilecek kadrolar üretip geliştirebilirler.

Sağ politikaları milliyetçi, muhafazakar, İslamcı ne olursa olsun üretip günlük yaşamda insanlara aktaran partiler ve kadroları bu yaşam tarzını benimseyip yaşadıkları için içinde bulundukları kitlelere inandırıcı geliyorlar. Bunların ayrıca yeni bir fikir ve ideoloji geliştirip bunun etrafında politika üreterek kitlelere ulaşmaya çalışmalarına gerek yoktur.

Ama sol dün de, bu günde ve yarında farklı olmak zorunda. Hayatın her aşamasında toplumun önüne yeni politikalarla çıkmak zorunda.Bunun içinde gerçek anlamda tabandan tavana kadar fikir üretebilecek kişi ve kadrolara ihtiyacı var.Öyle muhafazakar dil kullanılarak sol politikalar yaratmak inandırıcılığın ötesinde toplumu geriye götürür.

Sağ nasıl ki sağcılığını kabullenip kitlelerden oy alıp iktidar olabiliyor ise. Radikal sağdaki ile ılımlı muhafazakar seçim ittifakına girebiliyor ise sol da gerektiğinde aynı gerçekçi politikalarla daha iyi sonuçlar elde edebilir.

Eğer sol; son yıllarda, liberalizmin sadece ekonomideki etkinliğini siyasi bir politika gibi sunmaya çalışarak sağ ve sol gibi kavramların bir anlamı kalmadı diyerek sadece sağ politikaları topluma gerçek politika ve siyasetmiş gibi angaje etmeye çalışan bazı akademisyenlerin saplantılarına göre şekillendirilir ise bu seçimlerde de bir sonuç alamaz.

Şunu unutmamak lazım. Dünyanın her tarafında radikal yada ılımlı bütün sağ iktidarlar yönetimlere hep sol söylem ve politikalar geliştirerek gelirler. İktidara geldikten sonra toplumun muhafazakar değerlerini sömürerek de iktidarlarını devam ettirirler.

AKP'ilk yılları bu konuda iyi bir örnektir.