Şarkın En Sevgili Sultanı “Selahaddin Eyyubi” -1-

Irak, Suriye, Mısır, Hicazve Yemen bölgelerinin hükümdarı, Haçlıları Kudüs’ten çıkaran Eyyubî Devleti’nin ünlü sultanı Selahattin Eyyubi 1138 yılındaTikrît’te doğdu. Asıl adı Ebü’l-Muzaffer el-Melikü’n-Nâsır SalâhuddînYûsuf b. NecmiddînEyyûb b. Şâdî… Babası Necmeddin Eyyûb bu sıradaSelçuklular’ınTikrît valisiydi.Baalbek ve Şam'da büyüyen Selahaddin Eyyübi, iyi bir tahsil aldı. Askeri eğitim, mantık, felsefe, sosyoloji, fıkıh ve tarih öğrendi, Şam'daki Dar'ul-Hadis'den (Hadis Üniversitesi) mezun oldu. Yirmi altı yaşındayken amcası tarafından eğitilmek üzere kendi hizmetine alındı. Mısır'ın güçlü aşiretlerinden Banu Ruzzaiklerin ele geçirilmesinde Fatımi halifesinin yanında savaştı. Daha sonra Haçlı ordusunun elinde bulunan Mısır'daki Bilbeis şehrinin ele geçirilmesinde görev aldı. Bilbeis'in ele geçirilmesinden sonra karşılaştıkları Haçlı ordusuna karşı amcasının ordusunun sol kanadını oluşturan süvari birlikleri ile elde ettiği başarılar sayesinde Selâhaddin usta bir kumandan ve devlet adamı olarak sivrildi. Amcasının ölümünün ardından NûreddinMahmudZengî’nin Mısır’daki ordusunun kumandanı olan Selâhaddin aynı zamanda Fâtımî halifesinin veziri olarak bu iki önemli görevi üstlendi. Selâhaddin, daha sonra NûreddinMahmudZengî’ye danışarak onun nâibi sıfatıyla Mısır’ı ve Mısır’a bağlı yerleri müstakil bir hükümdar gibi yönetmeye başladı.Selâhaddin Mısır’a hâkim olunca kendisine ve Türkler’e karşı direnen Fâtımî çevreleriyle, onları destekleyen Haçlılar ve Bizanslılar ’la mücadeleye girişti. Saray ağası Cevher’in liderliğindeki Fâtımî muhalifleri Selâhaddin’i iktidardan düşürmek için Haçlılar’la temasa geçtiler. Bunu öğrenen Selâhaddin Cevher’i ortadan kaldırdı. Mısır’a tam anlamıyla hâkim olan Selâhaddin orduyu yeniden teşkilâtlandırdı. Sünnî medreseleri ve yeni kurumlar açtı. 1170-1173 yıllarında Selâhaddin, Kudüs Haçlı Krallığı’na karşı seferlere çıktı. 12 Ekim 1174 ‘de 700 süvarinin başında Kahire’den Dımaşk’a hareket eden Selâhaddin’in başlıca iki hedefi vardı: Nûreddin’in kurduğu devletin dağılmasını önlemek, Haçlılar’ın elinde olan Kudüs’ü ve diğer toprakları kurtarmak. Selâhaddin Dımaşk’ta taraftarlarınca coşkuyla karşılandı. Busrâ ve Havran kendisine katıldı. Ardından Ba‘lebek, Humus, Hama şehirlerini de hâkimiyeti altına aldı. Halep-Musul ittifakı Haçlılar’ın ve Haşhaşîler’in (Haşîşiyye) desteğiyle ona karşı direnişe geçti. Selâhaddin, Musul-Halep kuvvetlerini 1176’da yenilgiye uğrattı, Halep’in etrafındaki bazı kaleleri aldı. Bu arada sultanlığı Abbâsî halifesi tarafından tanındı, Suriye ve Mısır’daki hâkimiyeti onaylandı.Selâhaddin Haziran 1182’de Kahire’den Suriye’ye hareket etti. Selâhaddin Fırat’ın doğusuna geçti; Urfa, Harran, Rakka, Habur, Re’sül‘ayn, Dârâ, Nusaybin gibi el-Cezîre bölgesi şehirlerini ele geçirdi. Musul’u kuşattıysa da şehrin müstahkem olması yüzünden, ayrıca halifenin ricası ile bir süre sonra kuşatmayı kaldırdı. Bu arada Musul’a bağlı önemli bir merkez olan Sincar’ı aldı ve kışı geçirmek üzere Harran’a çekildi. el-Cezîre bölgesine geldiği sırada Âmid’i (Diyarbekir) ele geçirip HısnıkeyfâArtukluEmîriNûreddin Muhammed b. Karaarslan, verdi (1183). Ardından Halep’e hareket etti. TellHâlid ve Ayıntab’ı alarak Halep’i kuşattı. Şehrin bu sıradaki sahibi II. İmâdüddinZengî bir süre direndikten sonra onunla anlaşmaya karar verdi. Sincar, Habur, Nusaybin, Serûc şehirleri karşılığında Halep’i Selâhaddin’e bıraktı ve ona tâbi olmayı kabul etti (11 Haziran 1183). Sultan, Halep’i ele geçirmekle muhaliflerini etkisiz hale getirdiği gibi büyük bir stratejik avantaj sağladı ve Kudüs yolu kendisine açılmış oldu. Bu sebeple Halep’in Selâhaddin’in eline geçmesi Haçlılar’ı telâşlandırdı. İbnü’l-Esîr bu olayın önemine vurgu yapmış, Selâhaddin de bu şehri ele geçirdiğinde duyduğu sevinci başka hiçbir yerde duymadığını ifade etmiştir. 1183-84 iç düzenlemeler ve Haçlılar’la uğraşarak geçiren Selâhaddin 1185 çıktığı ikinci doğu seferinde Erbil ve Meyyâfârikīn gibi önemli yerleri topraklarına kattı. Selâhaddin bir yandan devleti dağılmaktan kurtarmak, Ortadoğu’da İslâm birliğini sağlamak için uğraşırken bir yandan da Haçlılar’la mücadele etmek zorunda kalmıştı. Onun bu dönemde Haçlılar’a karşı ilk önemli seferi 14 Kasım - 9 Aralık 1177 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Gazze-Askalân seferidir. Bu başarıdan sonra Mısır’dan takviye birlikler alarak Beytülahzân Kalesi üzerine bir akın yapmaya karar veren 17 Mayıs 1179 Banyas yakınında ordugâh kurdu. Ardından sultan Beytülahzân Kalesi’ni kuşattı. 24 Ağustos 1179 tarihinde burayı ele geçirdi ve Haçlılar barış istediler. Büyük İslâm Komutanı, Selâhaddin Eyyûbi bölgesinde ki iç karışıklıklara son verdikten sonra bütün gayretini, Haçlı devletleri aleyhinde sarf etmekteydi. Bu mücadele esnasında arada anlaşma olmasına rağmen kendisine bağlı bir kervan, Haçlılar tarafından yağmalanmıştı. Bu yağma olayından peşinden, çalınan eşyalar derhal Kudüs Haçlı Kralı Guy’den istenmiş ama bir gelişme olmamıştı. Bu sebeple ordusunu toplayan Selâhaddin Eyyûbi, bütün İslâm dünyasından cihat için destek istedi. Bölgedeki İslâm ülkelerinden gelen, gönüllü Mücahitlerin katılımı ile ordunun mevcudu 30 bin kişiye ulaştı. Kudüs fethi ve Filistin’in kurtulması için yollanan Eyyubi Keşif ordusu, Taberiye gölü etrafında faaliyet yürütmekteydi. Bu faaliyetleri takip eden Hospitalier ve Tapınak Şövalyeleri’ne bağlı keşiş-askerlerden oluşan bir ordu saldırıya geçti. Eyyübilere bağlı bu keşif birliği az sayıda askeri olmasına karşı üstüne gelen bu şövalyeleri yenerek imha etti.