SEVEREK KORKMAK

Sevmek ve korkmak duygularının bir arada olması size garip gelebilir. Gerçekten hem sevmek hem de korkmak çok zor yan yana gelebilen iki kavramdır.

Severek korkmak ile korkarak sevmek arasında fark var mı diye düşünebiliriz.
Severek korkmak ile korkarak sevmek arasında büyük uçurum vardır. Hem korkacaksın hem de seveceksin…
Sevmek, istek içeren bir kavram iken korkmak ise karşılığında zorlayıcı yaptırım gücü olduğunu htiğimiz duygudur. Korkmak kavramı içerisinde asla gönüllülükten söz edilemez.
Bu iki kavramı buluşturan görünmez ince çizgiyi belirlemek çok dikkat gerektirir. Sevmek ya da korkmak duygularından birinin ağır basması “Severek korkmak” kavramının büyüsünü yok eder. Her ikisinin eşit ağırlıkta olduğu; yeri gelince birinin diğerine göre öne çıktığı ortamlar gerekebilir. Kıldan ince, gözün göremediği, ancak gönüllerin görebildiği severek korkma yolunda yürüyebilmek büyük olgunluk ister. Severek korkmak duygusal yüreklerdeki gönül tellerini yerinden öyle oynatır ki hazzın zirvesine ulaşırsınız. Mutluluğun kalıcılığı işte burada yakalanmış olur. Korku ile ümit, sevgi ile korku hassas denge.
Severek korkmak duygusunu bireylerin karşısında bulamayız. Eğer olaya böyle yaklaşılırsa işin sihri bozulur. Bu duyguyu sadece bizleri yaratan Yüce Allah’ı severken yakalamak mümkün olabilir. Burada severek korkma kendi içinde minnet duygusu ile saygıyı barındırır sanırım.
Bireyler arasındaki ilişkide, korkarak sevmek duygusundaki sevmek kavramı içinde riyakârlık barınır. Çünkü karşınızdaki kişiden korkunca onu sevmezsiniz, sever gibi görünürsünüz. Burada ilişkinin sağlıklı olması beklenemez. Korku duygusunun ortadan kalktığı an sevgi olarak gösterilen duyguların tamamen kaybolduğunu görürüz. Yeryüzünde bu tür ilişkiler, güç ve iktidarı elinde bulunduran kişilere karşı gösterilir. Ancak güç kaybolunca bu duygulardan eser kalmaz ve ilişki sona erer. Buna riyakârlık denmez de ne denir?
Önce sevip sonra korkmak daha kutsal gibi geliyor bana. Sevdikten sonra korkan kişi maddi çıkar konusunu biraz daha dışlamış olmaz mı? Maddi çıkarın olmadığı sevgi insanı yüceltir. Buradaki sevgi duygusu yok olmayacak biçimde gönüllere yazılır. Korkarak sevmek duygusunun maddi yönü söz konusu olamayacağı için hiçbir güç onu yok edemez.
Önce korkan daha sonra sevenler ise menfaat çemberinin dışına zor çıkarlar. Böylece sevmek kavramının mucizevî büyüsü tümüyle yok olur. Artık saygı-sevgi gibi değerlerden söz edilemez. Ortaya zorlama çıkar. Duygulardan çok baskılar sonucu elde edilmiş ilişkiler yumağını kucağında bulur kişi.
Severek korkan kişi Kâinatın Yaratıcısına daha kolay ulaşır. Bu dünyada ve öteki dünyada huzuru bulur. Burada severek korkmak, kesinlikle yaratılış gayesine uygun saygıyı da içinde barındırır. Yüreğinde severek korkma duygusu bulunanların, toplumsal ilişkilerinde çok başarılı olduğunu biliyoruz.
Ne mutlu severek korkabilenlere…