Malatya’da Battal Gazi’ye ait olduğu tespit edilen iki bahçe vardır. Bunlardan ilki Orduzu’daki Yumru Kilise’nin yanında ulu çınar ağacının karşısındaki alandır, ikincisi ise Kernek Gölü’nün batısında, şimdi üzerinde evlerin bulunduğu beş dönümlük bahçedir. Ayrıca İnderesi’nde askeri alan içerisindeki bir pınar halk arasında Seyyid Battal Gazi çeşmesi olarak bilinir.
Battalgazi ilçesi Karahan Mahallesi’nde Derme Suyu ile Orduzu (Elmasuyu) Deresi’nin birleştiği bölgede türbe, namazgâh ile müştemilattan oluşan yapı topluluğu Battal’ın doğduğu ev ve makamı olarak bilinmektedir. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde anlattığına göre, Osmanlı Veziri Melek Ahmet Paşa tarafından Battal Gazi’nin doğduğu evin yanına türbe ve namazgâh yapılmıştır. Eski yapılar bakım ve onarımdan geçirilmiştir. Bu yapı, XVII. yüzyılın ikinci çeyreğinde mutfak ve ilave binalar yapılarak vakfiyeye dönüştürülmüştür. Daha sonra burası Bektaşi tekkesi olarak da kullanılmıştır. Yöre halkı Seyit Battal Gazi makamı olması nedeniyle duaların kabul edileceğini düşünerek her yıl yağmur duasını burada yapar. Duadan sonra kurbanlar kesilerek pişirilen yemekler hep birlikte yenir.
Anlatılan efsanelerden birine göre, Battal Gazi atlarını otlatırken sulamak için Orduzu’daki Üç Oluklu Pınar’a getirir. Atlarını suladıktan sonra su içmek için pınarın gözesine eğilince elinde tuttuğu çınar çubuğunu suyun kenarındaki çamura batırır. Çayırda yayılırken dağılan atları toparlayıp oradan uzaklaşır. Diktiği yerde unuttuğu çınar çubuğundan bugünkü ulu çınar ağacı yetişir. Asırlar içerisinde içi boşalan ağaç yıldırım düşmesi sonucu iki dala ayrılır. Dalların gövd sürgününden büyümüş filizleri irileşerek genişçe bir gölgelik oluşturmuştur. Ağacın etrafında gözler hâlinde gürül gürül kaynak suyu akar. Çınarın kök kısmında kocaman bir oyuk vardır. Yörede Battal Gazi’nin çınarı olarak bilinen ağaç hâlâ büyük bir anıt gibi yükselmektedir.
Malatyalılar zaman zaman dinlenme mekânı ve Battal Gazi’nin emaneti olarak ulu çınara uğrarlar. Çarşıbaşı Mahallesi’nde Çınarönü dedikleri bu mekâna Battal Gazi’nin hatırasından dolayı ziyarette bulunmak gelenek hâlini almıştır. Çocuğu olmayan kadınlar bu çınarı ziyaret edip pınardan su içerler. Böylece çocuk sahibi olacaklarına inanırlar. Ziyaret esnasında getirilen yiyecekler hep birlikte yenir. Çevrede bulunan insanlarla paylaşılır. Günümüzde de bu ziyarete ilgi devam etmektedir. Ayrıca Battal Gazi’nin konakladığı düşünülen mağaralarda yörede ilgi görmektedir. Zira Battal Gazi, Malatya Serdarı olduğu dönemde şehrin güvenliğini sağlarken ya da avlanırken dinlenmek amacıyla birçok mağarayı mekân edinmiştir. Beydağı’nın eteklerinde bulunan mağaralar korunaklı ve gelebilecek düşmanın uzaktan fark edileceği bir konuma sahiptir. Malatya merkezde İnderesi mevkii olarak bilinen, günümüzde Beydağı Tabiat Parkı’nın üst kısımlarında bulunan Battal Gazi Mağarası yöre halkı tarafından ziyaret edilmektedir. Mağaralarla ilgili anlatılan bir rivayete göre Battal Gazi, Pütürge civarındaki mağarasında dinlendiği bir gün düşmanlar izini bulur. Şiro Çayı’nın öte tarafındaki evlerden birinde ekmek pişiren bir kadın düşmanın geldiğini görünce Battal’a kötülük yapacaklarını anlar. Onu tehlikeden kurtarmak için hiç düşünmeden ocağın üstündeki kızgın sacın halkasını eline geçirip mağaraya doğru fırlatır. Ekmek sacı mağaraya şiddetle çarpar ve tam mağaranın üzerinde durur. Battal Gazi tehlikeyi anlayınca kılıcını çeker ve gelen düşmanlarla savaşarak onları kılıçtan geçirir. Sacın izleri mağaranın ön tarafında hâlen görülmektedir. Yöre halkı Battal’ın mağarası diye burayı günümüzde de ziyaret etmektedir.