Günlük hayatın koşuşturması, stres, belirsizlikler… Bazı günler kendimizi “Biraz da şansa ihtiyacım var” derken buluyoruz. İşte tam da bu noktada, kadim semboller devreye giriyor. Kimileri için sadece birer süs, kimileri içinse enerjiyi dönüştüren güçlü tılsımlar...
Peki hangi sembol ne anlama geliyor? Hangisini yanınızda taşırsanız şans kapınızı çalar?
NAZAR BONCUĞU: KÖTÜ GÖZLERE KARŞI KALKANINIZ
Mavi rengin enerjisinden gelen bu boncuk, binlerce yıldır kötü enerjilere karşı bir kalkan görevi görüyor. Üzerinizde bir nazar boncuğu taşıyorsanız, size bakan kıskanç gözlerin etkisinin azalacağına inanılır. Özellikle yeni bir işe girerken, evlenirken ya da bir bebek doğduğunda mutlaka hediye edilen ilk aksesuar olur.
AT NALI: KAPINIZA ASARSANIZ UĞUR GİRER
Eski dönemlerden beri demirin kötü ruhları kovduğuna inanılırdı. Özellikle ters çevrilmiş bir at nalı, bolluk ve bereketin evinize akmasını sağlar. Pek çok insan kapısının girişine bu nalı asar. Modern yorumlarda ise boyna takılan minimal at nalı kolyeleri oldukça popüler!
DÖRT YAPRAKLI YONCA: DOĞANIN SİZE GÜLÜMSEDİĞİ AN
Her dört yapraklı yonca, milyonlarca sıradan yaprağın içinden rastgele bulunur. İşte bu yüzden, onu bulmak bile başlı başına bir şans göstergesidir. Aşk, sağlık, servet ve başarıyı simgeler. Gerçek bir dört yapraklı yoncayı kurutup kolye ya da anahtarlık yapanlar da az değil!
HAMSA ELİ (FATIMA’NIN ELİ): ŞİFA VE KORUMA
Ortasında göz bulunan açık el sembolü… Orta Doğu ve Akdeniz kültürlerinde kötü enerjilere karşı güçlü bir koruma sağladığına inanılır. Aynı zamanda huzur, sabır ve içsel denge getirir. Gümüş ya da taşlarla süslenmiş hamsa bileklikleri, şıklığın yanı sıra bir tür manevi zırh gibidir.
UĞUR BÖCEĞİ: KÜÇÜK AMA ETKİLİ!
Üzerinize bir uğur böceği konduysa, dilek tutun! Çünkü bu minik kırmızı mucizenin size şans getirdiğine inanılır. Uğur böceği figürlü küpeler, yüzükler ya da çantaya iliştirilen broşlar da aynı enerjiyi taşıdığı söylenir.
GERÇEKTEN İŞE YARIYOR MU?
Bilimsel olarak kanıtlanmış olmasa da, bu sembolleri takmanın ya da yanınızda taşımanın psikolojik olarak bir tür güven verdiği bir gerçek. İnanç neye yönelirse, enerjimiz de oraya akar. Belki de mesele “gerçekten şans getiriyor mu?” değil, “şansa inanarak kendimizi daha güçlü hissetmek”tir.