Eğitim

Üniversiteler Siyasallaştı mı? Eğitim-İş Malatya'dan Çarpıcı Açıklama

Eğitim-İş Malatya Şubesi, üniversitelerin siyasallaştırıldığını, bilimsel özgürlüğün yok edildiğini ve öğrencilerin baskı altına alındığını belirterek kamuoyuna sert bir uyarıda bulundu: “Bu karanlığa teslim olmayacağız!”

Malatya Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Malatya Şubesi, üniversitelerdeki baskı ortamını ve yükseköğretim sisteminin geldiği noktayı eleştiren kapsamlı bir basın açıklaması yaptı. “Üniversiteyi Özgür Bırak” başlığıyla kamuoyuna seslenen sendika, bilimsel özerkliğin yok edildiğini ve üniversitelerin iktidar güdümünde siyasi kadrolaşmaya teslim edildiğini vurguladı.

Basın açıklamasında, Türkiye’deki üniversitelerin tarihinin en ağır kuşatması altında olduğu belirtilirken, yükseköğretimin temel ilkelerinin—akademik özgürlük, bilimsel liyakat ve düşünce özgürlüğü—açıkça tehdit altında olduğu ifade edildi. Eğitim-İş, bu sürece karşı sessiz kalmayacaklarını ve mücadeleyi sürdüreceklerini açıkladı.

Bilim Yerine Rant, Liyakat Yerine Yandaşlık

Açıklamada, üniversitelerin bilim üretme amacından uzaklaştırılarak rant merkezlerine dönüştüğü belirtilirken, akademik kadroların liyakat yerine siyasi sadakat esas alınarak belirlendiği ifade edildi. Apartman dairelerine sıkıştırılmış, kampüs ve altyapıdan yoksun üniversitelerin "diploma pazarlayan ticarethanelere" dönüştüğü kaydedildi.

Rakamlara Yansıyan Gerileme

2024/2025 verilerine göre Türkiye'de 208 üniversite, 6.8 milyon öğrenci ve 185 binden fazla akademik personel bulunmasına rağmen, bilimsel üretimin yerini bürokratik baskı ve siyasi kadrolaşmanın aldığı vurgulandı. Araştırma görevlisi sayısının 2022’deki 52 binden, 2025’te 39 bine düşmesi dikkat çekici bir veri olarak paylaşıldı.

YÖK Eleştirisi: "Bilimin Önünde 44 Yıllık Engel"

Eğitim-İş, Yükseköğretim Kurulu’nu (YÖK) üniversitelerdeki baskı ortamının temel sebeplerinden biri olarak gösterdi. 12 Eylül darbesinin ürünü olarak tanımlanan kurumun, bilimsel özerkliğe yıllardır ket vurduğu belirtildi. Avrupa Üniversiteler Birliği’nin raporuna göre Türkiye, akademik özerklik açısından 35 ülke arasında son sırada yer alıyor.

Rektör Atamaları Anayasaya Aykırı

Sendika, Cumhurbaşkanı tarafından yapılan rektör atamalarının Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesine rağmen, bu kararın uygulanmadığını ve 56 üniversiteye anayasaya aykırı biçimde rektör atandığını dile getirdi. Bu uygulamaların yalnızca bir anayasa ihlali değil, üniversite özerkliğine doğrudan bir saldırı olduğu ifade edildi.

Bütçesel Adaletsizlik ve Eğitimin Niteliğindeki Düşüş

2025 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na 130 milyar TL ayrılırken, devlet üniversiteleri için ayrılan bütçenin sadece 487 milyar TL olması, bilim yerine itaate yatırım yapıldığının göstergesi olarak sunuldu. Üniversitelerin donanım eksiklikleri ve uluslararası sıralamalarda gerilemesi, eğitimin niteliğinde yaşanan ciddi düşüşü ortaya koyuyor.

Öğrencilere ve Akademisyenlere Baskı

Açıklamada öğrencilerin anayasal haklarının yok sayıldığı, demokratik taleplerinin şiddetle bastırıldığı ve KYK yurtlarından uzaklaştırıldıkları belirtildi. Üniversite kampüslerine polis sokulması, soruşturmalar ve tutuklamaların normalleştirilmesi sert şekilde eleştirildi.

İdari Personel de Mağdur

Üniversitelerde görev yapan idari ve teknik personelin ise yıllardır çözümsüz kalan sorunlarla baş başa bırakıldığı belirtildi. Görevde yükselme sınavlarının yetersizliği, mülakatla yapılan adaletsiz atamalar ve ek gösterge mağduriyeti dile getirildi.

“Üniversitelerimizi Kurtarmalıyız”

Eğitim-İş, üniversitelerin siyasi baskılardan arındırılarak yeniden özerk, demokratik ve bilim üreten kurumlar haline getirilmesi gerektiğini vurguladı. YÖK’ün kaldırılması, rektörlerin üniversite bileşenleri tarafından seçilmesi ve yükseköğretime ayrılan bütçenin artırılması çağrısında bulundu.

Basın açıklaması, şu sözlerle son buldu:

“Üniversitelerin özgürlük ve özerklik mücadelesine olan desteğimizi kararlılıkla sürdürecek, hukuksuzca yapılan işlemleri yargıya taşıyacağız. Üniversitelerimizi kurtarmak için hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz!”