AK Parti Genel Başkalığı tarafından Malatya'da düzenlenen 'Türkiye Yüzyılı Buluşmaları' programına katılan Usta, 81 ilde düzenlenen bu buluşmaları önemsediklerini hedeflerinin insana dokunmak olduğunu söyledi.
Usta, Türkiye'de 85 milyona dokunmak için yola çıktıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"AK Parti'nin farkı budur. Zor dönemlerden geçiyoruz, çok daha zor dönemleri atlattık. Dünyada kimsenin ‘Bu kadar hızlı ayağa kalkamazlar’ dediği günden 300 bin konutun teslim edildiği bölgedeyiz. Bu büyük bir başarı ve onur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu çok güçlü bir irade var. Bu iradeyle 300 bin konut tamamlandı."
Usta, ülke gündemine ilişkin
“Ana muhalefetle ülkenin meşgul olduğunu görüyoruz. Tek dertleri kendi yaşadıkları dünyalarını güzelleştirmek, makam ve mevkilerini korumak, kendi çıkarları için örgütler kurmak, yolsuzluklar, hırsızlıklar… Bunların hepsiyle ülkenin gündeminin ne kadar meşgul olduğunun eminim sizlerde farkındasınız. Gönül isterdi ki 300 bin konutun vatandaşın hizmete sunulmasının ortak gururunu hep beraber yaşayalım. Onlarda bu sevince ve başarıya ortak olsunlar isterdik ama maalesef tek bir keline dahi duymadık. Bugünlerde tek duyduğumuz şey; kendi çıkarları, çekişmeleri, polisimize saldırmalar, kendi aralarında yürüttükleri linç kampanyalarını ülkemizin gündemine oturtmaya çalışmaları. Biz hukuka saygılı insanlarız. Biz mahkemelerin aldığı kararların saygıyla uygulanması için bugüne kadar ne kadar kararlı durduysak yine aynı noktadayız. Bağımsız yargının, mahkemelerin vermiş olduğu kararları biz saygıyla izliyoruz, gözlemliyoruz. Tabii ki kamu görevlilerimiz işlemlerini yapacaklar. Onlara engel olmak, hakaret etmek, yok saymak, polisimize eziyet etmek, zorluk çıkarmak, vatandaşı ve gençleri sokağa çağırmak bu ülkenin ana muhalefetine yakışan bir tavır değil. Hele ki İsrail’in bölgemizde hiçbir sınır tanımadan önüne gelen herkese saldırdığı bir dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımızın “İç kaleyi güçlendirmemiz lazım” dediği en zorlu dönemlerde kalkıp böylesine kendi dertlerine düşmüş ne Gazze ne Filistin ne ülkemiz için bir tane cümle kurmayanlarla mücadele ediyoruz. İnşallah kısa sürede derlenir toparlanırlar, bu milleti sokağa çağırmaktan vazgeçerler. Kendi yaptıkları hırsızlıkları, yolsuzlukları sokak ve meydanları karıştırarak üstünü örtmeye çalışmaktan vazgeçerler. Biz şundan eminimiz; insanımızın basiret sahibi olduklarını, geleceği çok iyi gördüklerini, feraset sahibi olduğunu biliyoruz. Bu çağrılara kulak vermeyeceklerine eminiz. Ama şunu söylemeliyiz; bu ülkede kaosun çıkartılmasına hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. 23 yıllık mücadelemizde hiçbir vesayet odağına teslim olmadık, bütün vesayet odaklarını bitirdik ve bugün milletin gücüyle biz dimdik ayaktayız. AK Parti’nin arkasında milletin gücünden başka bir güç yoktur. Arkasına milletin gücünden başka yere dayayanlar işte böyle kendi kavgalarıyla boğulup giderler. Maalesef bunu izlemekten üzgünüz. Dünya kamuoyu da maalesef Türkiye’deki ana muhalefetin CHP’nin bu tartışmalarını hayretle izliyor. 100 yıllık bir partinin bu hale gelmesinden herkes inanın büyük bir utanç duyuyor. Temennimiz ve dileğimiz inşallah daha sakin, akıllı, uslu davranarak bu milletin geleceğiyle oynamasınlar. Kendi kavgalarını kendi içlerinde yapsınlar. Neyi paylaşacaklarsa paylaşsınlar. Bir an önce ülkenin, dünyanın gündemine geri dönsünler ve bu ülkeye hizmet için bir yarışın içerisine girsinler. Bunu temenni ediyoruz”
açıklamalarında bulundu.
İsrail’in herkesin nefretini kazanan bir terör devleti olduğunu ifade eden Usta,
“Filistin ve Gazze, dünyanın aslında hepimizin içini acıtan ve Nazilerin yaptığından çok daha büyük biz zulmü, soykırım yaşatan 2000’lerin, 2023’lerin dünyasında film izler gibi insanların izlediği bir vahşetten, soykırımdan sorumlu İsrail artık hepimizin nefretini kazanmış, bir terör devleti haline gelmiş. ‘Dur’ denilmesi için uluslararası örgütlerin bir an önce adım atmasını bekliyoruz. Bugün Sumud Filosu, dünyanın pek çok ülkesinden gemilerin aktivistlerle birlikte yola çıktığı ve hedefleri Gazze’ye insani yardım ulaştırmak olan bir filonun takibindeyiz. Biliyoruz ki inşallah bu aktivistler, dünyanın pek çok ülkesinden, farklı dilinden oluşan bu insanlar Gazze için çıktıkları bu yolda muzaffer olurlar. Tabii İsrail’in bu saldırganlığını durdurabilmek için önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletlerde bir genel kurul yapılacak, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımızda her sene katıldığı gibi Birleşmiş Milletlere katılacak, diplomatik görüşmelerini yapacak ve eminim ki bütün dünyada da yeniden vicdanında sesi olarak Birleşmiş Milletler genel kurul kürsüsünden dünyaya seslenecek. Herkesin, Birleşmiş Milletlerin artık bir adım atması gerektiği noktasında hemfikir olduğunu biliyoruz. Onları durduran nedir? Neden bu kadar soykırıma, açlığa sessiz kaldıklarını artık açıklamaları gerekiyor. Eğer Birleşmiş Milletler 5 ülkenin kararıyla yönetilmeye devam edecekse artık yönetilemeyecek demektir. Bu yapının değişmesi için artık çok hızlı kararlar alınmalı, bir an önce bu insanlık dramının sorununa da son verilmelidir. Aksi takdirde bu 5 ülke, kendi ülkelerinde, kendi milletleri ve kendi vatandaşları tarafından sokağa çıkamaz hale getirilecektir. Görüyoruz; bu ülkelerin liderleri sessiz kalırken bu ülkelerde yaşayan vicdan sahibi insanların hiçbiri sessiz kalmıyor; sokaklarda, meydanlarda Gazze için, Filistin için, özgürlük için, soykırımın durdurulması için vaz güçleriyle sesleniyor. Dünya bu sese sessiz kalamayacak. Hiçbir zaman zulümle âbâd olunmamıştır. İsrail’in sonunun gelmesi için bunların duyulması ve artık bir an önce adım atılması gerektiğini çok kısa zamanda inşallah göreceğiz. Biz Türkiye olarak her zaman Filistin ve Gazze’nin özgürlüğü için, iki devletli bir çözüm için 50-60 yıldır süren bir mücadele içerisindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız nasıl Davos’ta "One Minute" diyerek bir çıkış yaptıysa bugün aynı noktadadır. Bugün yine herkese ve tüm dünya liderlerine “Artık bu zulmün dur demenin vakti çoktan geldi ve sessiz kalamazsınız” diyerek uyarılarını yapmaktadır. Ümidimiz ve temennimiz; bu yaşadığımız acının bir daha tekrarlanmaması, yaşanmaması ve Filistinlilerin bir an önce özgürlüğüne kavuşması, bu soykırımını derhal durdurulması, açlıktan ölen çocukların bir tarafta dünyanın bolluk ve bereket içerisinde yaşarken bugünün dünyasına yakışmadığını hatırlatmak istiyoruz. Ama maalesef batının kendi insanı gibi görmediği, bu kadar İslam düşmanlığının, ırkçılığın, ayrımcılığın bu kadar ayyuka çıktığı bir dönemde artık geri dönüşü olmayan bir noktaya geldiğinin de farkına varması gerekiyor”
diye konuştu.