Vefa içerisinde pek çok şeyi barındıran çok önemli bir kavramdır. İnsanoğlunun her daim aradığımız ve ihtiyaç duyduğumuz bir olgudur. Vefanın içerisine kadir kıymet bilmeyi, teşekkür etmeyi, saygıyı. Unutmamayı. Dostluğu katabilirsiniz.
En yakınınızda olup siz dara düştüğünüzde kol kanat geren dostlarınıza tanıdıklarınıza bir teşekkür etmeyi bilmek, Allah razı olsun diyebilmek bir vefa örneğidir. Yıllarca sizin için elinden geleni yapıp en zor şartlarda sizi yaşadığınız güne taşıyan anne babalarınıza uzak yakın demeden aynı evde ya da ayrı şehirlerde de olsa halini hatırını sormak bir vefa örneğidir. Bizleri yetiştiren belki şimdilerde emekli olup yalnız kalmış öğretmeninizi gidip bulup onlarla konuşmak bir vefa örneğidir. Bu örneklerde olduğu gibi aslında vefa daha çok manevi biçimde yansıtılabilecek çok büyük bir erdemdir. Vefa toplumun hemen herkesin ortak kabulü olacaktır. Hal böyleyken bu düşünceyi sadece lafta bırakmayıp vefayı bir yaşam biçimi haline getirebilmek hepimizin görevi olmalıdır. Yediden yetmişe en küçüğümüzden en yaşlımıza vefayı konuşmaktan öte yaşamalıyız. Kendini sıkıntıya sokup binlerce zorluğu göze alarak işyeri açan ve yanında onlarca insan çalıştıran esnafa da vefa göstermeliyiz. Sahipsiz kalmış bir çocuğa ve kimsesiz bir yaşlıya da…Vefa göstermek Anadolu insanının ahlak prensiplerinin temelidir. Hiçbirimiz bize yönelik vefasız denilmesini istemeyiz, çünkü vefasız gerçekten de ağır bir ithamdır. Bu nedenle vefalı olmak ama bu vefayı çok yönlü düşünmek görevimiz olmalıdır. Vefayı içimize sindirmek övünülesi bir fazilet olacaktır. O hep andığımız eski komşulukları, dostlukları hatta akrabalıkları güzel yapan şey vefaydı. Bizim asıl andığımız aradığımız vefadır.
Bu yüzden günümüzde sadece bir yer adı ve bir okul adı olarak kalmış vefa kelimesini orada bırakmayıp yaşamımızdaki en temel davranış haline getirmeliyiz. Ancak bu şekilde vefalı bir toplum olup geleceğe umutla yürürüz. Bu sene yirmi beşincisi düzenlenen kültür sanat kayısı festivaline emeği geçen başta Malatya valimize büyükşehir belediye başkanımıza emeği geçen herkese Şükranlarımı sunuyorum böyle güzel özel günlerin devamını diliyorum yani yaşadığımız şu dünyanın cenneti gibi olan Malatya’mıza da vefalı olmak ne kar yerinde olur bizim şehrimiz herkesi kucaklayan önemli bir şehir hamd olsun başta kayısısı olmasıyla birlikte güzel ürünleriyle de dünyaya nam salmış cenabı Allah’ın nimetlerle donattığı güzel özel bir şehir bizim Malatya’mız kayısısıyla Arapkir’in üzümüyle Akçadağ’ın hoca muz armuduyla Doğanşehir’in elmasıyla Polat’ın içli köftesiyle Hekimhan’ın ceviziyle Arguvan’ın hububatıyla Yeşilyurt’un kirazıyla Doğanyol’un narı ile Beydağı’nın karı ile Battalgazi’nin ulularıyla başta ilçemize ismini veren namı dünyaya destan olmuş kahraman Seyit Battal Gazi olmak üzere nice efsaneler dolu geçmişiyle Battalgazi ilçemiz ipek yolu geçen Yazıhan’ımız somuncu baba diyarı Darende’miz yine güzel kayısılarıyla Kale ilçemiz şiro çayıyla güzel Pütürge’miz yine güzel madenleriyle Kuluncak ilçemiz yani Allah tüm güzellikleri özellikleri bizim Malatya’mıza vermiş hamd olsun sayamadığım daha nice efsaneler güzel yerler efsaneler bizim Malatya’mızda şükürler olsun Efendim ben naçizane özellikle bizim Malatya’mızda merkezde köylerimizde ilçelerimizde kayısı fidanı dikip kayısı yetiştiren insanlarımıza da şükranlarımı sunuyorum ellerine sağlık Allah yardımcıları olsun çaba gösteren üreten kardeşlerimize teşekkür ediyorum onların sayesinde yüzlerce insan iş buluyor ekmek kazanıyor şükürler olsun Allah’a ne kadar şükretsek az yani bizim Türkiye’mizin her yanı güzel tabi ki bu duygularla sizleri Allah’a emanet ediyorum. Saygılarımla Osman Kaya. Kayısılarımızla anlatan altı dörtlüğümü sizlerle paylaşayım.
Kaysılar sarı sarı,
Sarmış bizim diyarı,
Malatya kayısıları,
Kışın yaşar baharı.
Çarşıya kayısı geldi,
Pazarın yüzü güldü,
Sarı kayısı döneri,
Ön sırada yer aldı.
Kayısıyı dünya tanır,
Lezzetinde yok sınır,
Hekimhan’ın cevizi,
Destan olmuş söylenir.
Şu cihanın cenneti,
İnsanların cömertti,
Kaysısını paylaşır,
Malatya’nın milleti.
Havası hoş gül gibi,
Yeri yüksek sebebi,
Örü’nün armutları,
Kara kovan bal gibi.
Kaya der suyu çağlar,
Gündüz bey önü bağlar,
Bahar ayı gelince,
Gün batar bulut ağlar.