Yaşayan Ruhumuzdaki Boşluk

Özlem, sevgi, saygı, barış ve kardeşlik gibi insana özgü olan duygulardan biridir. Özlem ve hasret duyguları birbirine yakın duygulardır. Özlemek insanların hayatlarında, yakınlarında uzak kaldığı, sevdiği bir hayvan yâda eşyaya ulaşamadıkları durumda hissettikleri duygudur.

İnsanın hayatını şekillendiren en önemli duygulardan biri de özlemdir. İnsan sevdiği ve kıymet verdiği şeylerden uzak kaldığında, o kıymetli şeyleri düşünerek zaman geçirir. Bu ayrılık acısına özlem denir.

Özlemek sevmekle ilgilidir. Seven insan özler, özlemek için bir yakınlık hissetmek gerekir. Özlem hayatımızın her alanında vardır.

Örneğin, vatan özlemi, evlat özlemi, memleket özlemi, sevda özlemi bunlar insanların içine düştükleri duygu yoğunluklarıdır. Hasret ise, insanı insan kılan bir duygudur. Özlemek sadece kişiye hasret duymak değildir. O kişiyle alakalı yaşanmış ya da yaşanması muhtemel ne varsa onlara hasret duymaktır.

Yani, özlem duyduğumuz kişinin, tanıdığımız, bildiğimiz ve tahmin edebildiğimiz düzeyde bize davranmasını istediğimiz şekilde, davranmasını beklemektir. Sadece kişilerin değil, zaman ve mekânlarında ruhumuza kattığı ince dokunuşlara duyulan hasrettir.

Bir mekâna ve zamana dönme isteği değil, özlediğimiz andaki şartlara dönme isteğidir. O zaman ve mekânın bize hatırlattığı ne kadar iyi ve güzel şey varsa ona hasret duymaktır. Özlemek bir eyleme değil, o eylemin bütün boyutlarıyla benliğimizde oluşturduğu duyguya hasret duymaktır.

Yani, özlemek aslında imkânsızı beklemektir… Geçmişte yaşanılan kötü şeyleri unutup sadece bize düşündürdüğü iyi şeylerden yola çıkarak özlenilen şeye duyulan hasrettir…

Özlemek bir şeyi iyi yönleriyle ve kötü yönleriyle kabul etmektir. Sevmektir özlemek, sevmenin de ötesine geçmek, bütün benliğinle hissetmektir…

Bu nedenle, mesafe, sevgi ve his birleşince ortaya özlem çıkar. Özlem sonu belli olan olaylara gebe olursa da insana sabır ve azim verir. Özlemlerin kimisi kısa sürerken kimisi uzun sürelidir. Belki bir gün beraber olacağımıza inanarak onun, geleceğini bekleriz. Bir annenin bebeğini beklediği gibi, insanlarda sevdiğini bekler.

Kavuşmayı beklemek adına insan hayata tutunur. Bazılarına duyduğu hasret güç verir, hayatlarına daha güçlü devam ederler. O hisler öyle tatlıdır ki insanın içini acıtsa dahi ondan vazgeçemezsiniz. Şöyle ki; bir insana duyulan özlemin hayatımızdaki yeri önemlidir. Bazen daha iyi biri olmamızı bile sağlayabilmektedir. Hasret bazen insana acı verse de aslında en güzel duygulardan biridir…

Çünkü birini özlemek onunla yaşamak gibidir, ona bağlanmaktır. Ve keşke sevdiğimiz herkes yanımızda olabilseydi. Kısaca bir insanın var olmasına duyulan özlemle, yakınında olmasına duyulan özlem bile birbirinden çok farklıdır…

Hatta bazı akşamlar oturup kaybettiklerinizi veya yalnızca bir gününüzü düşünseniz belki de özleyecek daha fazla şeyiniz olacaktır. Özlemekte sevmeye dâhildir, hatta iç içedir. Sevmeden özlenmez, özlenmeden sevilmez.

Özlemek öze verilen emeğin hasretidir…