Yeşilyurt Kent Kimliği Çalıştayı anlatımlarımın içerisinde, 16 Mayıs 1990 günü Malatya Olay Gazetesindeki köşe yazımın son satırlarının altını bir kez daha vurgulamak istiyorum.
"Yerel yönetimler, bir anlamda yerel hükümetlerdir. Kentin tüm sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlarına da bu açıdan bakmaları gerektiği kanısındayım."
Aradan 26 yıl geçmesine rağmen bu anlayışımın dünden de daha çok öne çıktığını görüyorum.
Yine bundan tam 17 yıl önce, 24 Nisan 1999 günü, Malatya Yorum Gazetesinde 21. Yüzyıl kentlerin yüzyılı olacaktır başlıklı yazımın sonunda tarihe şu notu düşmüştüm.
" 21. Yüzyıl kentlerin yüzyılı olacaktır. Günümüzde siyasetin en ciddi ve en derin yapıldığı yerler, yerel yönetimlerdir. Böyle olmalıdır ve olacaktır da. Yerel demokrasinin güçlenip geliştiği ve serpildiği bir yüzyıl bizi beklemektedir."
Dediğimi bir kez daha hatırlatmak da yarar görüyorum.
Değerli Hacı Uğur Polat Başkanım, değerli arkadaşlarım; bu söylemlerimin, 15 Temmuz 2016 günü 'emperyal devlet kalkışmasına' kalkanların, kışlalarının, hava alanlarının önlerine araçlarınızı yığarak ve hemşerilerimizle birlikte bu menfur kalkışmaya kalkışanlarla mücadele edenlerin ön saflarında yerlerinizi alarak ve bu hareketinizle, bu söylemlerime şahit olmadınız mı?
Değerli Başkanım; Yeşilyurt Belediyesinin 2015- 2019 Stratejik Plân'ının sonuç bölümünün ikinci paragrafında belirttiğiniz şu satırlarınızın;Yerel yönetimler, halkın güven ve desteğini sağlayarak, onların dilek ve önerilerine dayalı, katılımcı ve şeffaf hizmet sunmalıdır. Aktif yurttaşlık, yerel temsil ve katılımın sağlanması, yerel kimliğin oluşması ve geliştirilmesi buna bağlıdır. Yerel topluluk içinde birliktelik, bütünlük, âidiyet ve dayanışma duygusu böylece meydana gelir."
Diye not düşmüşsünüz.
Altını kalın çizgilerle çiziyor, Yeşilyurt Belediyesine seçimle gelen ve çalışan arkadaşlarımızın bu ortak, düşünce ve duygularına aynen katıldığımı belirtmek istiyorum.
Bu bölümde hem Aktif bir yurttaş, aynı zamanda Malatya'mızın, hem de Yeşilyurt'umuzun bir hemşerisi olarak, siz Yeşilyurt yöneticilerimize sorunlarımızın çözümüne ilişkin katkılarımı sunmak ve ayrıca buradan birkaç not bırakarak düşüncelerimi seslendirmek istiyorum.
21. Yüzyıl kentlerin yüzyılı olduğu kadar, bilimin; hayatımızın her alanını, her gün yeniden yeniden inşa ederek, değiştirip dönüştürdüğüne tanık olmaktayız. Kent sorunlarımıza da, el yordamıyla değil, bilimin ışığında, çözüm üretmek zorunda olduğumuzu söylemek istiyorum.
Birinci temel sorunumuzun Malatya'mızın yakın zamanına ilişkin, 'sosyo-ekonomik' yapısının analizinin yapılmadığını; bunun ne tek başına yerel yönetimlerin, ne tek başına kamu kurum ve kuruluşlarının, ne sanayicilerimizin, ne vilayetin, ne de üniversitemizin üstesinden geleceğini zannetmiyorum. Ancak; İnönü Üniversitemizin öncülüğünde, saydığım kurum ve kuruluşlarımızın ellerini, Malatya'mızın; hemşerilerimizin geleceği açısından, taşın altına birlikte koyarak 'ortak akılla' çözeceğimize inanıyorum. Bunu bu güne kadar yıllarca dillendirdiğim halde, bir türlü bu sorunumuzun üstesinden gelemediğimizi ifade etmek istiyorum. Ve buradan el âleme yüksek sesle duyurmak istiyorum. Gelin bir kez de Malatya'mız, Yeşilyurt'umuzun geleceği; geleceğimiz için ne olursunuz elimizi taşın altına koyarak, diğer illere de örnek bir 'kenttaş', aynı anlamda, hemşeri ortaklaşmasını, tüm kurum ve kuruluşlar olarak, kendimizi ortaya koyarak; Malatya'mızın bütününü kapsayacak, ayrıca Yeşilyurt Belediyemiz sınırlarını içine alan bugünkü halinin 'sosyo-ekonomoik' göstergelerini ortaya çıkarıp ve bu veriler ışığında; 100 bin ölçeğinden başlayarak, 50 bin, 25 bin Çevre Düzeni planlan çerçevesinde, 5 binlik Nazım İmar (düzenleyici) Planlarına, ( bu plânların Büyükşehir Belediyemiz tarafından yapıldığı ve bitme aşamasına geldiği söylenmektedir.) gelecek 40 yılımızın yol haritasını koyalım diyorum. Bu olmadan şehrimizi yarınlara sağlıklı bir şekilde asla taşıyamayacağımızı düşünüyorum. Olsa olsa el yordamıyla taşımaya çalışırız ki, şehirlerimizi birbirine benzeterek, birbirinden 'stratejik plânları' kopya ederek, aynı beton yığını 'tokileri' Beydağlarına, beton blokları birbirinin havasını güneşini kesecek şekilde yerleştirerek, betondan kuleler inşa etmeden kurtulacak, şansımızın olmayacağını söylemek istiyorum. En sonunda; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı da, bu duruma isyan edecek hale getirdi ki, geçtiğimiz yıllarda, 4-5 katlı yüksekliğinden daha fazla binaların yapılmamasını ve dikine büyümeyi durdurun anlamında bir çağrı yaptığını hatırlıyorum.
Bir kez daha altını çizerek söylemek istiyorum ki; Malatya'mızın, Yeşilyurt'umuzun; 1- Sosyo- Ekonomik Göstergelerini, 2- Çevre Düzeni Plânlar'nı, hemşerilerimizle birlikte tartışarak mı, meşveret ederek mi, adını ne koyarsak koyalım, bunlar yapılmadan, geleceğe sağlıklı bir yürüyüş yapacağımıza inanamıyorum.
Bu 'Sosyo Ekonomik Göstergelerin' ve 'Çevre Düzeni Plânlarından' ne anladığımı birkaç örnekle açmak istiyorum.
Yeşilyurt'umuzun 'Soyo ekonomik Göstergelerinden' ben şunların yapılmasını anlıyorum; •
'1-Demografik Göstergeleri. 2-İstihdam Göstergeleri. 3-Eğitim Göstergeleri. 4-Sağlık Göstergeleri. 5- Sanayi Göstergeleri. 6-Tarım Göstergeleri. 7-İnşaat Göstergeleri. 8-Mali Göstergeler. 9-Altyapı Göstergeleri. 10-Diğer refah Göstergeleri.' Tabii, bunların her birinin kendi içerisinde alt başlığının olduğunu belirtmek istiyorum.
Bu 'sosoyo ekonomik gelişme göstergeleri' teker teker teker hem bugüne, hem de geleceğe ait ne benim ne, ne de herhangi bir kurumun tek başına, gerçekçi bir şekilde ele alacağımız bir konu olmadığını, ayrıca belirtmek istiyorum. Ancak bu işi kurumlarımızı ve hemşerilerimizi gönüllü olarak bu işin içine katarak, biraz da bu işin zahmetine katlanarak, bu işin üstesinden geleceğimize şahsen ben inanıyorum. Biz bu işi başarırız diye düşünüyor ve söylemek istiyorum.Yeter ki bizler, bu işi bir önceleyelim diyorum.
Mademki 'Yeşilyurt Kent Kimliği Çalıştayı'nı' Yeşilyurt Belediyemiz başlattı. Bu sosyo ekonomik gelişmişlik göstergelerini hemen şimdi, hemen yarından tezi yok, yapama işinin de öncülüğünü, benim Yeşilyurt Belediye Başkanımız Sayın Hacı Uğur Polat ve ekibinden istememin de, benim bir hakkımın doğduğunu buradan herkese ilan etmek istiyorum. Küçücük bir katkı vermem istenirse, hiçbir makam, mevki ve para-pul istemeden, elimden geldiğince, Malatya'mızın bir hemşerisi, Yeşilyurt'umuzun bir kenttaşı olarak hazır olduğumu söylemek istiyorum.
Yarın 'Yeşilyurt Kent Kimliği Çalıştayı' yazılarıma devam edeceğim.