Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Malatya'nın Battalgazi ilçesi Çavuşoğlu Mahallesi'nde bulunan Avşar Otel'in yıkılması sonucu 16 kişi yaşamını yitirdi.
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, otel işletmecileri Barbaros Avşar, Osman Avşar, Hasan Hüseyin Avşar, fenni mesul/şantiye şefi Halime Erdemir, otel teras katı çelik çatı projesini çizen Mahmut Ensari Yaşaroğlu, dönemin İnşaat Mühendisleri Odası temsilcisi Mehmet Karadeniz, dönemin Malatya Belediye Başkan Yardımcısı Ekrem Özbey, İmar İşleri Müdürleri Mustafa Bingöl ve Hamit Güneş, imar müdürü Yaşar Köksal ile belediyede görevli inşaat mühendisleri Mustafa Hakan Büker, Alper Yiğit, Ahmet Özer hakkında "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan dava açtı.
Yurt dışında bulunan otelin işletmecisi sanık Barbaros Avşar, Yazı İşleri Müdürümüz Ferdi Durdu’ya konuştu. Barbaros Avşar, 16 kişinin öldüğü Avşar Otel’de ağır bir tadilat yapmadıklarını, yaptıkları tüm çalışmaların belediyeden izinli olduğunu, kolon kesmediklerini ve binaya 2020 Elazığ depremi sonrası yaptıkları başvuru üzerine yapılan incelemede “Sağlam” raporu verildiğini iddia etti.
“Biz binayı apartman değil otel olarak aldık”
Yurt dışında bulunan otel işletmecilerinden Barbaros Avşar, 1990 yılında yapımına başlanan binanın 1995 yılında bittiğini belirterek, “Biz bu oteli alırken, apartman olarak değil otel olarak aldık. Biz aldığımızda 2 yıldızdı. Biz bazı ufak değişiklikler yaptık; kapı, pencere değiştirdik, mutfaktaki dolaplar, mermer değişti önce 3 yıldız daha sonra 4 yıldızlı aldık” dedi.
“Projesiz, belediyeden izinsiz hiçbir şey yapmadık”
2002 yılında binayı otel olarak devraldıklarını aktaran Avşar, şunları anlattı:
“2007 yılında yapılan tadilatları belediyeye sunduk. Ne yaptıysak belediyeden izin aldık. Projesiz, belediyenin, devletin müsaadesi olmadan hiçbir şey yapmadık. En alt kat düğün salonu yapıldı. Burası bir araç firmasının tamirhanesiydi. Biz orayı temizledik, düğün salonu yaptık. İçeride tahtadan yapılan ofisler vardı, onları söktük ama kolonların hiçbirine dokunmadık. İnsan ayağını kesmez, bizim 40 yıllık emeğimiz gitti. 16 kişi öldü, onun üzüntüsünü hala yaşıyorum. Vefat eden insanların ailesini teker teker ziyaret edip, üzerime düşeni yapmaya çalışacağım.”
“Kaçak olsam Türkiye’ye gelmezdim”
2020 Elazığ depremi sonrası otelin işletmecisi Osman Avşar’ın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne binanın durumuyla ilgili müracaatta bulunduğunu söyleyen Barbaros Avşar, “O müracaat sonrası otel binasına bakıldı. Sığınaktan en üst kata kadar bakıldı. Bir ay sonra “Gelin raporunuzu alın” dediler ve gidip raporumuzu aldık. Raporda, “Bina sağlamdır” yazılıydı. 2020 depreminde otelimiz hiç kapalı kalmadı. Sağlam raporu verildi. Bu raporu da savcılığa sunduk. 6 Şubat depreminde yurt dışındaydım. Berlin’de gideceğim fuarı iptal edip, bilet buldum. Ben kaçak olsam Türkiye’ye gelmezdim. İzmir’den Diyarbakır, Diyarbakır’dan da Malatya’ya geldim. Otel yıkılmış ölenler var, destek olabilir miyim diye Malatya’ya geldim. Kalacak yer yoktu, evlere giremiyorduk, eski bir arabamız vardı, bir hafta onun içinde kaldık. Savcının yanına kendi ayağımla gittim; “Ben Avşar Otel’in sahibiyim, yapabileceğim bir şey var mı?” diye sordum. “Şu anda bir şey yoktur, herhangi bir şey olursa seni ararız” dediler. Bana sonra “Gel” dediler gittim, ifademi aldılar, 24 saat gözaltında kaldım, rahatsızlandım hastanede kaldım, sonra hakim karşısına çıktım. Hakim, “Ayın 1’i ila 15’i arasında gelip imza vereceksin” dedi. “Tamam” dedim ve ertesi gün uçağa binip, Almanya’ya gittim. Özel uçakla değil, tarifeli uçakla gittim. Ben uçaktayken savcı itiraz ediyor bana tutuklama cezası çıkarıyorlar, tutuklama para cezasına dönüyor, bu şekilde devam ediyor” dedi.
“Projede 16 kolon var, 8 kolona düşürmüşler”
“Ben kaçak değilim, iş insanıyım ve yurt dışında iş yapıyorum” diyen Avşar, “Türkiye’ye gelmem sorun değil, uçağa biner gelirim ama yarın bana yurt dışı yasağı verilirse bütün hayatım biter. Babam, annemin vefatından sonra bir yıl otelde kaldı. Biz geldiğimiz zaman otelde kalıyorduk. Kardeşlerim, yeğenlerim, misafirlerimiz kalıyordu. Biz böyle bir şey olacağını bilseydik, oteli kapatırdık. Bu binayı biz yaptırmadık. Avukatımız çıkartmış, bina yapılırken projeyi çıkartmış; bina yapılırken projede 16 kolon var, sonra 8 kolona düşürmüşler. Biz binayı otel olarak aldık, otel olarak devam ettik. Lobiye arka ve önden iki giriş vardı. Biz arka girişi personel girişi yaptık, girişi önden verdik. Biz orada herhangi bir değişiklik yapmadık. Bir şeyi yıkıp, yerine yeni bir şey yapılmadı. Ağır tadilat işi olmadı. Kolon kesme olmadı. Bütün varımızı yoğumuzu döküp, kolon kesmek mantık dışı. Benim üzüldüğüm yek şey; kendimi savunamamak ve vefat edenler. Tek bina gideydi de bir cana bir şey olmasaydı. Ben hala bunun acısını çekiyorum. Ailelerine başsağlığı dileyememenin üzüntüsünü yaşıyorum.”
ifadelerini kullandı.