Malatya Emek Platformu adına açıklama yapan Mehmet Zeki Özbey, kazanın bir trafik kazası değil, sorumsuz ebeveynlik anlayışının bir sonucu olduğunu belirtti. Özbey’in açıklaması şöyle:
“Bugün 18 Temmuz 2025 Cuma, kızlarımız Ada ve Zelal VILDIRIM in ölümü ve 2 kızımızın ağır şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayın üzerinden neredeyse bir yıl geçti.
O günden beri sadece anne ve babaları değil, her iki tarafın tüm akrabalarının da hayatı sonsuza kadar değişti. Hiçbir bayram, bayram tadında olmayacak. Anneler günü, Babalar günü, çocuklarımızın doğum günleri bizim için acımızın dada da derinleştiği günlere dönüştü ve dönüşecek. Biz Ada ve Zelalımızın okulun açıldığı gün sabahın erken saatinde kalkıp okula gitme heyecanını bir daha göremeyeceğiz. Görmemiz gereken karneleri olmayacak. Bizler meleklerimizin yokluğunda hep eksik, hep yarım kalacağız. Bugün buradayız, meleklerimizi bizden koparan bu olay kayıtlara trafik kazası olarak geçti, bir gün sonraki gazete ve haber sitelerinde Malatya ili, Akçadağ ilçesi sınırlarında yaşanan trafik kazası başlıklı haberler çıktı.”
Özbey, sözlerine şöyle devam etti:
“Oysa bizler biliyoruz ki bu olay bir trafik kazası değil katliamdı. Evet katliam olarak nitelendiriyoruz çünkü sorumsuz bir ebeveynin erkek yetiştiriyorum zihniyetinin sonucu olarak, yaşanabilecek hiçbir şeyin farkında olamayacak 11 yaşındaki bir çocuğun koltuğuna geçtiği traktörle gelen katliam ve bundan sonra hep eksik kalacak olan hayatlarımız. Bizler bugün burada 11 yaşındaki masum bir çocuğa sorumsuzluğu yüzünden bir ömür unutamayacağı travmalar yaşatacak olan zihniyetin yargılanmasını talep ediyoruz. Bizler gözlerinden bile sakındıkları iki evlatlarını toprağa teslim eden anne ve babaya bu acıyı yaşatan sorumsuz ebeveyn profilinin yargılanmasını talep ediyoruz.
Olay günü, yolun kenarında eve dönmek için yürüyen kızlarımız eve dönemediler. İlk bilirkişi raporu baba Basri Ayaz ve traktör kullanan oğlu %100 kusurlu olduğunu açıkça ortaya koydu ve baba rapor doğrultusunda tutuklandı. İtiraz üzerine hazırlanan son bilirkişi raporunda çocukların 'dikkatsiz davrandığı ileri sürülerek sorumluluk hafifletilmeye çalışıldı. Biz raporu asla kabul etmeyip itiraz ettik. İtirazımız sonucunda Adli Tıp Kurumu, gerçekleri bir kez daha gözler önüne sererek baba ve oğulun %100 kusurlu olduğunu belirledi.
Evet dediğimiz gibi kızlarımız eve dönemedi, biz adalet arayışı içinde olan YILDIRIM ailesi ve bizimle yan yana duran dostlarımız biliyoruz, geçmişe dönme şansımız yok yitirdiğimiz melekleri de tekrar hayata getiremeyeceğiz. Ama bugün ya da ileri bir duruşmada sorumsuz bir ebeveynin erkek yetiştiriyorum zihniyetine verilecek en üst sınırdaki ceza ile bundan sonra böylesi olayların önüne geçile bilineceğini çok iyi biliyoruz.
Tüm kamuoyunun şunu bilmesini istiyoruz; biz YILDIRIM ailesi ve ailemizle yan yana dayanışma içerisinde olan tüm dostlarımız yaşanan bu katliamı bir trafik kazası olarak görüp normalleştirmeyecek. Çünkü biliyoruz ki yaşanan bu ve benzeri olayları ne kadar normalleştirirsek, sorumsuz ebeveyn zihniyeti o kadar çok canımızı yakaçak ve yakmaya devam edecek.
Çağrımızdır! Bundan sonra başka anne ve babaların göz yaşlarının dökülmemesi için Ada ve Zelal YILDIRIM, unutturmayalım. Gelin hep bir ağızdan haykıralım Ada ve Zelal kardeşler davasını unutturmayacağız diye. Bugün sorumsuz ebeveynlere verilecek emsal niteliğinde ki bir ceza anne ve babanın gözyaşlarının bir nebze dinmesini sağlayacak, yarınlar da Ada ve Zelal in adını yaşatacak bir yer işe anne ve babamızı tekrar hayata bağlayacak.”